trauma, 100 thousand special

1.8K 164 67
                                    

Tramva;
Psikolojide daha çok, bireyin gerektiği gibi bir tepki gösteremediği, üzerinde durduğu halde çözüme kavuşturamadığı, dolayısıyla bilincin dışına ittiği yaşantı ve sarsıntıdır.

Bilinçdışından bireyin ruhsal yapısı üzerindeki etkisini sürekli hissettirir, birey sanki hep söz konusu yaşantıyla yüz yüze geliyormuş gibi bir duygunun içinde bulunur. Travma seyrek olarak, örneğin savaş nevrozunda olduğu gibi tamamen dış nedenlerle bağlantılıdır. Daha çok içgüdüsel gerilimler, hoş olmayan cinsel yaşantılar travmaya neden olur.

Ruhsal travma kapsamında (Sarsıntı) fiziksel ve duygusal tacizler (dövülme, gasp olayları, çocukluk çağından beri süregelen sevgisiz ortam, sağlık, eğitim, barınma ve beslenme gereksinmelerinin karşılanamaması gibi), cinsel tacizler, doğal afetler (deprem, sel, fırtına, gibi), yangınlar, trafik kazaları, savaşlar, çatışmalardan etkilenebilir.

Ruhsal bir travmayı izleyerek bazı kişilerde önce stres bozukluğu, bazı kişilerde de bunun sonrasında travma sonrası stres bozukluğu ya da diğer adı ile post travmatik stres bozukluğu denilen bir durum gelişebilmektedir.

Birçok olay böyle bir etki gösterebilir. Bu, bir yangın, kaza, hırsızlık, saldırı, ölüm gibi travmatik bir olaya tanık olmak veya birçok insanı kapsayan bir felaket veya kişiyi, arkadaşlarını veya ailesini kapsayan kişisel bir olay olabilir.

___________

"Jungkook." Taehyung yatak odasının kapısını yavaşça aralayıp boynunu içeri doğru soktu. Jungkook şuan yastığa sarılı bir şekilde uyuyordu. Taehyung ona kızdığı için durmadan yastığına sarılarak ağlamıştı. Taehyung ona kızsın istemiyordu, onunla hep iyi geçinmek istiyordu. Ama bir şey sonradan patlak veriyordu. Bunu sevmemişti, artık Taehyung ile kavga etmek istemiyordu.

Taehyung bedenini içeriye tamamen soktuğun da birbirine giren saçlarını sonra da açılan göbeğini izledi. Hafif bir tebessüm vardı yüzünde, çocuğa doğru yaklaşıp yatağın kenarına oturdu. Bu sayede yatak onun baskıyla hafif çökmüştü. Jungkook hala uyuyordu.

Taehyung açık duran çıplak göbeğe bakıp yüzünü yaklaştırdı. Dudakları buz tutan göbeğe değdiğinde ısırmamak için kendini zor tutmuştu. Sonrasında geri çekilmiş ardından katlanan kıyafeti örtmüştü. Huzurlu bir uyku çekiyor olmalıydı, kaşları çatık değil ağzı kapalı değildi. Taehyung uykusunun güzel olduğunu anladığın da yüzüne bir tebessüm yerleştirdi. Ardından çocuğun yüzüne yaklaşıp dudaklarına sıkı bir öpücük kondurdu. Bu sırada hala aklı boynunda ki morluktaydı. Üzerine giydiği sweatshirti boynunu kapatmamıştı. Parmağını morlukta gezdirmiş sonrasında ise ellerini saçlarına geçirmişti. Neyi vardı asla bilmiyordu, ama düşündüğü şeyin olmaması için dua etmişti Tanrı 'ya.

Taehyung, sevgilisini uyandırmamak adına yataktan kalkıp tekrar odadan çıkmak kapıya yöneldi. Bu sırada küçüğün mırıltıları açmak üzere olduğu kapı kulpunu tutmasını engelledi. Bakışlarını çocuğunu olduğunu yere döndüğünde Jungkook gözlerini ovuşturarak yastığa sarılmayı bırakmıştı. "Uyandın mı?"

Elini çekip meraklı gözlerle bebeğine baktığında Jungkook duyduğu ses ile gözlerin büyüttü. Taehyung'un burda olduğunu bilmiyordu.

Taehyung sıcaklığı geçmeyen eski yerine oturmuş sonrasında küçüğün saçlarını okşamıştı."Sen mi geldin?" Jungkook 'un masum sorusu üzerine tebessüm eden Taehyung başını iki yana salladı. "Seni merak ettim, ayrıca bana kızgın mısın?"

Jungkook adamın sözleri üzerine onu yanıltarak gerçek düşüncelerini söyledi."Hayır ama kalbim kırıldı Taehyung."

Jungkook'un aniden düşen yüz ifadesine karşı Taehyung dudaklarını ısırdı gereğince. Taehyung, Jungkook'u mutlu edemediğini düşünüyordu.

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: Jan 29 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

Diosa Lavinia | TaekookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon