3.1

78 20 8
                                    

"Evet arkadaşlar bugünlük bu kadardı, şimdi serbestsiniz."

Hocanın sözü ile önümdeki fizik kitabını ve testini kapattım. Başımı sıranın üstüne yerleştirip gözümü kapandım. İşittiğim ses ile birlikte yanımda hissettiğim bedenle kafamı masadan kaldırmak zorunda kalmıştım.

"Kadına bak ya, iki dakika nefes aldırmadan ders işlediği yetmezmiş gibi son dakika bırakıp serbestsiniz diyor."

Yanıma oturan Murat sitem edercesine konuşmuş, sözünü bitirdiği gibi de zil çalmıştı. Denk geliş ile kendimi tutamayıp kahkaha atmıştım.

"Al işte, sözümü anca bitirdim."

Bu defa beraber gülmüştük. İstemsiz bir şekilde derin bir iç çekerken gülmem de durmuştu. Bu aralar sık sık oluyordu derin iç çekişlerim. Rahatlatıyordu da yalan yok.

"Nasılsın, nasıl gidiyor?" Bu soruyu neden sorduğunu anlamasam bile bir kaç dakika ciddi anlamda nasıl olduğumu sorguladım. Bilmiyordum. Son olanlar beni yormuştu ve hâlâ da yoruyordu.

"Anlaşıldı." dedi cevap vermeyince "kalk kalk biraz hava alalım."

Beni hızla çekiştirmesinenizin verip sıradan kalktım ve yan yana okulun bahçesine çıktık. Bahçe her zamanki gibi doluydu ve oturacak yer dahi yoktu.

"Oturacak yer yok." dedim düşündüğüm şeyi eksiksiz söylerken, yürümek istemiyordum.

"Biz de merdivenlere otururuz."

Birden yan tarafta kalan merdivenlerin en üstündeki oturunca bende yanına yerleşmiştim. Muratla iki yıldır aynı sınıftaydık ve sık bir muhabbetimiz olmasada konuşurduk. Büşradan sonra anlaştığımı hissettiğim tek arkadaşımdı sanırım. Yine istemsiz bir şekilde iç çekerken Murat'ın bana doğru baktığını gördüm.

"Uyumuyor musun sen?"

Söylediği şeylerle kaşlarımı çatmıştım. "Uyuyorum, niye ki?"

"Gözlerinin içi kızarık, altı da morarmış."

Cevap vermeden gözümü ondan çekip direkt karşıma bakmıştım. Uyuyordum uyumasına da uyku aldığımı söyleyemezdim. Karşımda çatık kaşlarla bana bakan Ereni görmeyi beklemiyordum tabii.

Gözlerimi devirip tekrar Murat'a döndüm. Derslerle alakalı bir şeyler anlatıyordu ama anlattıklarını pek kavradığım söylenemezdi. Son zamanlarda odak sürem yok denecek kadar azalmıştı.

"Feyza bir dakika gelebilir misin?"

Tam dibimde konuşan Eren ile bakışlarım yüzüne dönmüştü. Murat da susmuş Ereni izliyordu. Siktir git Eren dedim içimden. Ereni her gördüğümde aklıma tek gelen şey buydu, siktir olup gitmesi. Ama bunu Muratın yanında söyleyemezdim.

"Gelmiyorum." dedim boş bir sesle.

"Lütfen, bir şey konuşmamız lazım."

"Gelmiyorum." dedim sesimi biraz daha sert çıkararak. Bu çocuğa karşı gram tahammülüm kalmamıştı.

Kafasını yavaş yavaş sallayıp bir şey demeden yanımızdan ayrılmış eski yerine geçmişti.

"Sanırım gerçekten üzmüş seni." diyen Muratın bir kaç gün önceye kadar olanlara atfen söylediğini anlamıştım. Bir şey demeden sadece kafamı sallamıştım. Böyle bilinmesi işime geliyordu.

Ablasının sayesinde bulduğu mesajlaşmalar ile gerçekler ortaya çıkmıştı ama hâlâ çoğu kişinin gözünde kötü anılıyordum. Onların ne düşündüğü umrumda değildi ama konu az kalsın aileme kadar ulaşacaktı ve ben hem güvenlerini kırmış olacaktım hemde bir yıl boyunca gözüm bozulana kadar çalıştığım bu okuldan sırf bir iftira yüzünden çıkacaktım. Annemi de babamı da tanıyordum, bu iftiradan sonra beni hu okula bir daha göndermezlerdi ama ben son bir yılım kalmışken okul değiştirmek istemiyordum.

"Yoruldum ya, sınıfa geçsek mi?" ses çıkarmadan bana ayak uydurmuş ve yerden kalkmıştı. Aynı sessizlikle sınıfa doğru ilerledik.
*

Biz geldiiikkk!

Şimdi ufak bir şey soracağım, elimde bölüm yok ve derslerimden dolayı adam akıllı oturup yazamıyorum zar zor vakit buluyorum. Sizce iki üç hafta bölüm atmayıp bölüm biriktirerek daha sonrasında günde bir tane olarak mı atayım bölümleri yoksa fırsat buldukça yazıp bittiği gibi mi atayım?

Normalde olsa fazla düşünmezdim bölüm atamama işini ama gerçekten bölüm bekleyeniniz var ve sizi meraklandırmak İstemiyorum.

Ve; okuyup destek olduğunuz, bölüm bekleyip merak ettiğiniz için ayrıca çok çok çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız <3

göt lalesi ⤿ textingWhere stories live. Discover now