Kesit

866 123 67
                                    

'Ben Bitti Demeden Bitmez,

"Ya bak bir kere sen aptalsın. Ama bakma öyle alınma da lütfen."  diyen kız pembe pamuk şekerini ağzını kocaman açarak ısırdı. Güney sesli bir sabır çekmişti. Nerden çatmıştı bu kıza?

"İki yüz lira verdim sana. Pamuk şeker on liraydı. Para üstümü versene."

Kız ağzındaki pamuk şekeri çiğneyip omuz silkti.

"Yoo vermem. Belli ki zenginsin. Yüz doksan lirayla fakirleşmezsin."

Pembe pamuk şekerden biraz koparıp kendine kötü kötü bakan adama uzattı.

"Parayı sen vermişsin gibi helal olsun." dediğinde pis pis gülümseyen kıza neden kızmıyordu bilmiyordu. Fazla yorgundu aslında ve kızın art niyetli olduğunu düşünmüyordu.

"Sevmem pamuk şeker." diyince kızın yeşil irisleri kocaman açıldı.

"Manyak nasıl sevmezsin?"

"Benimle düzgün konuş Asya!"

Kız koyu kahverengi rengi saçlarını omuz üzerinden omuzlarına attı ve parmaklarında kalan şekeri Güneyi umursamadan yalayıp "neyse neyse konumuza dönelim." diyerek yer altı babasını bir hesaba bile almadı.

"Şimdi senin kız kayıp ve bulamıyorsun. Bak şimdi Asya Güngör bu mükemmel zekasıyla nasıl iki dakikada bulacak sana."

Güney göz devirdi kızın bu kendini bilmiş haline. Resmen bir lise bebesinden akıl alıyordu. Hem para üstünü bile vermemişti!

"Yalnız hızlı olmam lazım. Konsantre oluyorum bir dakika. " diyerek gözlerini kapatıp şöyle bir durdu. Güney ona tuhaf tuhaf bakarken sormadan edemedi.

"Acelen niye?"

"Şey annem biraz kaçık bir kadın da. Eve bir dakika geç gitsem ev işi cezası veriyor. Tabii onunda işine geliyor da neyse. Aramızda kalsın bir öpücük karşılığında tüm cezaları babam üstleniyor." diyip kıkırdadı.

Güney şu an içinde bulunduğu anın saçmalığına güldü. Dört bir yanı korumayla çevriliyken yine de korkmak yerine onunla muhabbet eden bu kız biraz da olsa yoğun düşüncelerini dağıtmıştı. Fazla tuhaf bir tipti.

"Senin kızın tahminimce kaçırılmış."  diyince Güney kaşlarını çattı.

"Harbi mi? Sence az önce ben söyle-"

"Sus! Çok konuşuyorsun konsantremi bozma."

Ağzı açık kaldı resmen. Gözlerinden birini aralayıp afallayan adama baktı. Biraz korkunç görünüyordu ama bir şey olmazdı herhalde.

"Bak babam hep ne der biliyor musun?" Dediğinde Güney üzerindeki şaşkınlığı hızlı atıp "ne der?"dedi ilgili olmayan bir sesle.

"İki birle çarpıldığında asla üçü vermez." Güney anlamaz gözlerle baktı kıza. Ne kadar mantıklı bir cümle bu böyle.

"Dur tahmin edeyim baban matematik öğretmeni." Asya hızla ona döndü.

"Ayol sadece o olsa yine yeter. Annemde matematik öğretmeni."

Pamuk şekerden kocaman bir parça kopardı ve Güneye uzattı.

Sarı hareler bir kızın elindeki pamuk şekere bir ona baktı. Tamam azıcık alabilirdi sanırım.

Küçük bir parça kopardığında Asya'nın yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"Annemde şey der mesela. Babana bakma kızım o hep uzatır bazı şeyleri. Çarpmayı artı yapman yeterli."

Güneyin kaşları havalandığında Asya göz kırpmıştı. Aslında mantıklı gibiydi.

"Kızını bulmak istiyorsan işaret değiştir."
Güney alayla güldü. "Artı mı olayım?"

Asya şöyle boş boş baktı adama. "Ha sen cidden bir şey anlamadın mı?"

Güney omuz silkip ayağa kalktı. "Anlamsız olduğu için haliyle bir şey anlamadım. Her neyse sana afiyet olsun. O yüz doksan lira hâlâ aklımda. Okul harçlığın olsun senin."

"Yani varsa bir kaç günlük okul harçlığı daha verebilirsin." diye ağzının içinde mırıldandı Asya pamuk şekeri koparırken.

Güney sırıtırak arkasını döndü ve arabaya doğru yürüdü. Tam bir hırsızdı bu kız. Ağzı da iyi laf yapıyordu.

Arabanın arka kapısı açıldığında arkadan kızın sesini duymuştu.

"Ben anne ve babamı dinlemiyorum. Yani işaret değiştirmiyorum! Siliyorum her şeyi ve baştan başlıyorum. En başından."

G/K

Ehe (:

Melek iki sşxjsşxksşxns

YADE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin