Yangın Yeri

1.5K 164 273
                                    


💛💙

Yüreği yakan da yüreğin acısını alan da bir zamanlar seni öldüren kişidir. İnsanlar aşkın ne olduğunu bilse belki de arkalarına bakmadan kaçacaklar ama aşka kurban olmak için can atıyorlar. Bir zamanlar benim gibi...

Eğer aşkın bu kadar acı verici, bu kadar zahmetli ve bu kadar hastalıklı bir şey olduğunu bilseydim emin olun o an arkamı döner olabildiğince uzağa giderdim. Demek ki her şey filmdekiler gibi toz pembe değilmiş.

Kitaplar ne çok aşkı anlatmıştı bize. Belki de aşkın ne kadar lanet verici bir duygudan ibaret olduğunu sayfalar anlatmış ama biz yine anlatılana değil hayallerimizdeki aşk tanımına kapılıp gitmiştik. Bende öyle yaptım.

Bana anlatılan aşk bambaşkaydı. Hüsran, hayalkırıklığı, bir zamanlar bilmediğim kalp acısıydı anlatılan ama ben anlatılana gözlerimi kapatıp sadece güzel taraflarına kapıldım gittim. E haliyle hayalkırıklığını da, kalp acısını da dibine kadar yaşayan bir Leyla vardı şu an. Kendi hastasıydı tabii. O kitapları hiç okumamalıydım.

Şu an tek istediğim aşk üzerine okuduğum onca kitap. Elime bir kalem alıp defalarca çizeceğim o acı verici tanımı. Aklımdaki o tanım yerle bir olmuşken altı çizili cümleleri yerine koyacağım ve bir daha asla o toz pembe denilen hayallere kendimi bırakmayacağım.

Bazılarını öldüren bir çift kahve gözdür, bazıları masmavi irislerde boğulur bazıları yemyeşil ormanlarda kaybolur. Ben... Ben sapsarı güneşlerde yandım, yanmaya devam ediyorum.

Leyla bu işte. O acıyı seviyor ama sadece onun acısını. Tam karşımdaki koltukta oturmuş gözlerini bir saniye dahi olsun üzerimden ayırmayan adamın acısına aşık.
Sanırım çok hasta biriyim.

"Ne düşünüyorsun?"

Çok şey ama en çok seni.

Üzerimdeki battaniyeye daha çok sarıldım ve gözlerim küçücük camı buldu. Şehrin ışıkları gecenin karanlığında parlarken gözlerim koca şehri izledi.

Şu an nereye doğru gidiyoruz bilmiyorum ama tek bildiğim şey abimden çok uzaklarda olacağım.

"Falez'i istiyorum." diye mırıldandım.
Şu an aklımdaki senaryo canlandı gözlerimin önünde.

Odama yemeğimi getirmek için gelen Simay kapıyı açan biri olmayınca abime haber verecekti. Kapı eninde sonunda açılacak ve bomboş bir oda karşılayacaktı onları. Abim durmaz tabii. Her yerde beni arayacaktı, tıpkı onun beni her yerde aradığı gibi.

Derin bir nefes alıp verdiğini işittim. Hayır ondan kurtulmak için hiçbir şey yapmıyorum. Tanrı aşkına ondan kurtulmak isteyip de ne yapacaktım? Uçaktan atlayacak halim yok ya.

"Falez'i unutsan iyi edersin."

Gözlerimi kapadım. Ne kadar kolay söylemişti böyle. O benim abimdi. Yıllarca beni yanına almak için onca şeye göğüs germiş ve beni tüm pisliğin içinden kurtarmak adına elinden ne geliyorsa yapmıştı. O kardeşini asla unutmamıştı. Tabii bende abimi asla unutmadım ve şu an karşıma geçmiş bana Falez'i unutmamdan bahsediyordu.

Gözlerimi büyük bir hüsranla araladım. Belli etmiyorum belki ama abimi şimdiden çok özlemiştim. Ve ben ona sarılacaktım bu akşam. Benim iyi olmam için her şeyi yapan abime dört ay sonra ilk defa sarılacaktım ama bak şimdi ondan çok uzaklara gidiyorum.

"Senden nefret ediyorum."

Gözlerim onu bulduğunda çehresini saran öfkeyi görebiliyordum. Ne bekliyordu sahi? Ona kollarımı açacağımı falan mı?

YADE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin