12. bölüm

31K 1.4K 483
                                    

İyi okumalarr

"Dediklerimde hiç bir eksik yok, radarıma girersen bir daha çıkamazsın demiştim ve haklıydım, sen çoktan benim radarıma girdin ve çıkıp çıkmayacağını zaman gösterecek fakat benim çıkarmaya niyetimin olamadığını belirtmek isterim."

Zeliha bu cümlelerden ne anlaması gerektiğini pek anlamamıştı veya anlamak istememeşti, ama şaşırdığı kesindi böyle bir şey beklemiyordu. İçinde ufak bir heyecanlanma oldu, konuyu uzatmayıp değiştirmek istedi.

"Şey, çocuklar kaç yaşındaydı?" evet, saçma bir konu değiştirme olmuştu ama Mustafa Yiğit bozuntuya vermedi.

"En büyüğü 12 yaşında, ikisi 9 yaşında, biri 8 yaşında en küçüğü 6 yaşında." dedi kahvesini içerek.

"Küçüklermiş daha, yaramazlıkları devam ediyor mu?" tatlısından bir çatal alıp sıcak çikolatayı yudumladı.

"Hemde hız kesmeden, ama çok şükür 2 gün sonra gidiyorlar."

"Hmm, kuzenin düğünü yarın o zaman?" tatlısını yerken sorusunu sordu.

"Evet yarın."

"Hmm, şimdi genç kızların gözleri senden ayrılmaz."

"Neden?"

"Yakışıklı olursun herhalde o yüzden."

"Fotoğraf atarım, yakışıklı olup olmadığı söylersin bana, olur mu?"

"Olur, ne giyeceksin?"

"Siyah takım."

"Yakışır, genellikle siyah giyorsun, fotoğraflarını inceledim oradan biliyorum yani."

Mustafa Yiğit derince gülümsedi, "Eminim hayran kalmışsındır, hatta bir kere değil birçok kere bakmışsındır fotoğraflarıma." alayla karşık ağzından laf almaya çalışıyordu aslında, merak ediyordu kendisi hakkında ne düşündüğünü.

"Aynen aynen, hatta o kadar çok baktım ki bakarken uyuyakalmışım." onun gibi alayla cevap verdi Zeliha.

"Aşık da olmuşsundur şimdi sen." dedi kahvesinden bir yudum alarak.

"Ahh, bunu bu kadar çabuk belli edeceğimi düşünmüyordum. Yakalandım yine, ee polis adamsın kaçmaz senden." dedi Zeliha yalandan üzülerek elini alnına koydu.

Zeliha, başını kaldırınca Mustafa Yiğit'le göz göze geldi ve ikiside seslice güldü. Bu muhabbet Mustafa Yiğit'in çokça hoşuna gitmişti.

"Tatlın çok güzel görünüyor, tadına bakabilir miyim?" aslında Zeliha'nın, siparişler geldiğinden  beri gözü Mustafa Yiğit'in tatlısında takılı kalmıştı, gerçekten güzel görünüyordu.

"Gözün sadece bende değil aynı zamanda tatlımda da demek." dedi tek kaşını kaldırarak.

"Bu kaçıncı yakalanışım ya?"

"Belki de daha başlangıçtır. İstersen başka sipariş verelim."

"Hayır sadece bir çatal almak istiyorum, rahatsız olmazsın değil mi?"

"Rahatsız olmam, paylaşmayı seven biriyimdir."

"Teşekkür ederim."

Zeliha çatalını eline alarak Mustafa Yiğit'in tabağındaki tatlıdan aldı ve yedi.

"Benim ki daha güzelmiş ama üzülme senin ki de çok güzel." Mustafa Yiğit'in dudakları keyifle kıvrıldı. "Sende benim tatlım tadına baksana."

IBAN AT -textingWhere stories live. Discover now