SEANS ÜÇ

10 5 0
                                    

"O beni rencide etti" düşüncesini bırakırsan şikâyeti de bırakmış olursun.

"o beni yaraladı" şikâyetini bırakırsan, yarayı da kaldırmış olursun.

Marcus Aurelius.

******

"Bugün nasılsınız Barlas Bey?"

"Daha iyiyim. Sen nasılsın?"

"İyiyim, teşekkür ederim." Dedim mutlulukla, "Neler yapıyorsunuz iki haftadan beri?"

"Dediklerinizi düşünüyorum." Sırtını koltuğa yaslamış, başını arkaya doğru atmıştı.

Tavana doğru bakıyordu, "Sessizliği bozup bozmamak konusunda."

"Bence, biraz nazlanmak hoşunuza gidiyor." dediğimde omurgasını dikleştirdi.

Geniş omuzlarını ortaya çıkardı ve boğazını temizledi, "Burada kuş gibi şakımamı bekleyemezsiniz." diyerek imajını düzeltmeye çalıştı.

ister istemez gülümseyerek başımı öne eğdim, "Haklısınız ama kukuma kuşu gibi de susmamalısınız." dedim ve masanın üzerindeki defterime uzanıp geri yerime yerleştim ve bacak bacak üstüne attım. O sadece hareketlerimi izledi.

"İşinizi severek mi yapıyorsunuz Barlas Bey?"

"Sizi, kaldırmıştık?"

"Siz kaldırdınız ben değil." diyerek bu samimiyetten uzak durdum. Başıyla onaylayıp derin bir nefes verdi.

"Severek yapıyorum."

"Zorlandığınız anlarda nasıl yönetiyorsunuz?"

"Yani her işin bir prestiji ve yöntemi vardır. Bende onlara başvuruyorum."

"Durumu kontrol edemediğiniz ve bu yollara başvuramadığınız zamanlarda ne yapıyorsunuz?"

"Bilmem, probleme göre değişir."

"Genel tepkiniz, kaçmak mı? Şuan olduğu gibi."

"Şuan kaçıyor muyum?"

"Bana göre öyle." Dediğimde sazan gibi atlamasını bekledim.

"Burada iş yapmıyoruz, Ekin." Derken sesindeki sinir ister istemez fark ediliyordu.

Bunu bilerek gözlerimi hiç ondan ayırmadan cevap verdim, "Bu benim işim, Barlas Bey."

Gözlerini gözlerime dikti ve tek kelime etmedi, hatta bakarken nefes almıyor gibiydi.

"Ben kaçmıyorum. Öfke her duygu gibi, her insanda olduğu gibi bende de var."

"Tabi ki de, bunun varlığını yok saymıyoruz ya da yok etmeye çalışmıyoruz. Amaç, duyguları kontrol etmek ve aşırılıktan kaçmak."

"İyileşmek, gerçekten var mı?"

Kısa bir an duraksadım. O da hâlâ gözlerini hafif kısmış, sanki beni deniyor ve test ediyor gibiydi.

Bir an onun gerçekten sorunları olup olmadığını düşündüm. Acaba bana anlatacak bir hikayesi olduğu için mi buradaydı, yoksa ortada başka bir şey mi vardı?

"İyileşmek dediğimiz şey Barlas Bey, aslında hiç yoktur." Tekrar o soruyu soracak mı diye bekledim.

"Orada hep bir iz kalır ama önemli olan o ize bakıp artık korkmamaktır. İçindeki derin denizlerde önceden fırlatıp attıklarımız vardır. Onları oraya attığımızda çürüdü zannederiz ama hep orada onun olduğunu bilmek yüktür."

RUHUMDA RIHTIMTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon