SEANS BEŞ

10 5 1
                                    

Şarkımız: Yorma-seksendört

Oy ve yorumları unutmayın çikolatalı kurabiyelerim💕
***

"Birisini sevmek yalnız güçlü bir duyguya kapılmak değildir; bir karardır, bir yargıdır, bir söz vermedir. Sevgi yalnızca duygudan oluşsaydı birbirini ölünceye dek sevmek için söz vermek gerekmezdi. Duygular gelip geçicidir. Seni seviyorum diyebiliyorsam bu, sende bütün insanlığı, bir anlamda canlı olan her şeyi ve yine sende kendimi seviyorum demektir."
- erich fromm.

*****

"Yarış nasıl geçti?"

"Son nefesimi verecek kadar hızlı." dedi alay ederek.

"Terapi bitene kadar buna izin veremem." dedim bende şakasına karşılık.

"Hayaller gerçekleşene kadar bırakmam diyorsunuz."

"Aslında ben size bugün bir şey danışmak, daha doğrusu bir fikrimi açıklamak istiyorum." dediğimde yüzüne bir resmiyet geldi.

Devam etmem için bekledi, bütün gözleri ile beni izliyordu.

"Ben bundan sonraki seanslarınızı hastanemizin bir diğer psikoloğu Cemre hanım ile devam etmenizin daha doğru olacağını düşünüyorum."

Şaşkınlıkla bana baktı, "Bir problem mi var? Geçen seans ile ilgili mi?"

"Hayır, onunla bir alakası yok. Sadece fazlası ile yoğun bir dönemdeyim."

"Ben mi fazla geldim? Yoksa en başta konuştuğumuz o sabır çizgisini mi taşırdım?" köşeye sıkışmış gibi duraksadım.

"Fazlalıkla alakası yok. Tek sizi değil belli hastalarım içinde aynı şeyi düşünüyorum."

"Ben istemiyorum." dedi dümdüz. O kadar net ve keskin bir ses tonuyla söyledi ki yine ilk bir şey diyemedim.

"Benim kadar iyi bir doktordur Cemre hanım."

"Bu beni ilgilendirmiyor. Bu saatten sonra sizsiniz. Bu kaçıncı seansım? Kaç aydır geliyorum. Bir daha yeni biri ile tanışamam." dedi ve parıldayan gözleriyle baktı.

Tek kaşım kalktı. Onun bu konuda ısrarcı olması içimdeki şüpheyi arttırdı.

"Çok bir ilerleme kaydetmedik. Bence kendinizi anlatmak zor olamayacaktır." bu yanıtıma daha da sinirlenmiş gibi çattı kaşlarını ve mızmız bir çocuk gibi başını iki yana salladı.

"Bu seans ilerleyeceğiz, merak etmeyin." dedi ve ellerini koltuğun koluna koydu.

Bana istediğimi verdiğinde kararının değişeceğini düşünüyordu.

"Öyle mi?" dedim ve şimdilik bu konuyu askıya aldım. "Peki, sizi dinliyorum."

İlk başlayıp başlamama konusunda kararsız duruyordu. Sonra yine eli çenesine gitti. Rahat bir oturuşa geçti.

"O boşanma olayından önce kavga etmiştik. O zaman ona el kaldırmış, öfkeme sahip çıkamamış, odamızı darmadağın etmiştim."

Bundan utandığı belliydi. Yüzüme hiç bakmıyordu. Yanlış olduğunu belirtmeme bile gerek yoktu.

Sadece onu o an hayal etmeye çalışıyordum. Ne olursa olsun o el kalkmamalıydı ama pek çok şey olmuştu ve ilk defa bu kadar coşan duygularını nasıl yöneteceğini bilmiyordu. Bunu bir bahane olarak geçirmedim aklımdan.

"Asla vurmadım ama hiçte böyle olmamıştım, o da ilk defa böyle görüyordu. Benim aklım fikrim ondayken, bütün sevgimi, sadakatimi verirken, onun aklında ve kalbinde başkası taht kurmuş. Neden benle evlendiğini hiçbir zaman doğru düzgün anlayamadım. O günden sonra benim içimdeki öfke hiç sönmedi."

RUHUMDA RIHTIMWhere stories live. Discover now