11

189 26 12
                                    


-

Taehyung

Yanımdaki bedenin ağzından çıkan sözcüklerle gülümsemem yüzümden silinmişti. Jungkook az önce sevgilim mi demişti yoksa ben mi yanlış anlamıştım? Yüzüme yerleştirdiğim zoraki gülümsemeyle yanımdaki bedene baktığımda hafif sırıtması ile karşıda oturan Namjoon denilen adama baktığını görmüştüm.

"Taehyung, sevgili olduğunuzu söylememiştin."

Namjoonun sesiyle bakışlarımı karşımda oturan adama çıkarmıştım. Jungkook'un neden böyle bir şey yaptığını anlamasamda bozmak istememiştim.

"Normalde söylemeyi düşünmüyorduk."

"Evet ama saklamamıza da gerek yok"
Kucağımda duran elimin üzerine konulan elle gülümsemiştim. Jungkook resmen az önce herkese ilişkimiz olduğunu söylemişti ve bunu neden yaptığını bilmiyordum.

"Hadi yemeğe geçelim."

Jungkook'un sözleriyle herkesin ayaklanmasıyla bende ayaklanmıştım. Beklemediğim bir şekilde Jungkook ellerimi kavramış ve ikimizi birden masaya doğru yürütmeye başlamıştı. Tek isteğim bu gece bu konu hakkında pot kırmamaktı.

Yavaşça masaya oturduğumda Jungkookta yanıma oturmuş ve Namjoonda tam karşıma yerleşmişti. Namjoon yüzündeki samimi olmayan gülümsemesi ile bir bana bir de Jungkooka bakıyordu. Aslında şirkette tanıştığımızda gayet güler yüzlü ve iyi bir adam gibi düşünmüştüm ama şu anki bakışları biraz tuhaftı. Çok fazla umursamayarak önüme dönmüş ve tabağıma koyulan yemekte bakışlarımı gezdirmiştim. Önümdeki yemeğin ne olduğuna dair hiç bir fikrim olmadığı için yanımdaki bedenin kolunu dürtmüş ve kulağına yaklaşmıştım.

"Jungkook, bu yemek ne?"

Masadakilerin duymaması için fısıldayarak konuşmuştum. Jungkookta benim gibi kulağıma eğilip fısıldayarak cevap vermişti.

"Bonfile diyoruz biz hayvanın sırt kısmındaki et, sarı olan patates püresi, yeşil uzun olan şey de kuşkonmaz"

Jungkook'u onaylayarak tekrar önüme dönmüştüm. Hayvan yemek konusunda bir problem yoktu ama önümdeki etin bir hayvanın sırt kısmı olduğunu hayal edince bütün iştahım kaçmıştı. Denizlerde büyüyen biri olarak hep deniz ürünleriyle beslenirdim ve insanların yemeklerini pek sevdiğim söylenemezdi. Eti es geçerek Çatalımın ucuyla patates püresinden almış ve tadına bakmıştım. Değişik bir tadı vardı ama kötü değildi. Kuşkonmaz dedikleri şeyin ne olduğunu bilmiyordum ama görünüşüne bakarsak bir bitkiydi. Bıçakla küçük bir parça keserek ağzıma atıp tadına baktığımda güzel olduğunu anlamıştım. Bunlar güzeldi ama etin tadına hiç bakmak istemiyordum ve misafirler varkende bunu söyleyemezdim.

"Taehyung için hazırlattığım yemekleri getirin."

Yanımdaki bedenin konuşmasıyla anlamayarak çalışanlara bakmıştım. Çalışan kadın önümdeki tabağı alarak onun yerine yeni bir tabak koymuştu. Bu sefer tabağın içinde karides, somon ve yosun salatası vardı. Sevinçle yanımdaki bedene bakmış ve gülümsemesine aynı şekilde karşılık vermiştim. Jungkook benim için ekstradan hazırlık yaptırmıştı ve bu hareketi çok hoşuma gitmişti.

"Taehyung eti çok sevmez"

Jungkook'un masadakilere açıklama yapmasıyla aynı şekilde misafirlere bakıp gülümsemiştim.

Poseidon Where stories live. Discover now