14

98 19 24
                                    



-

Sinirli bir şekilde ayağımla ritim tutmuş ve karşımdaki bedene bakıyordum. Sinirli miydim gergin miydim bilmiyordum ama kesinlikle iyi değildim. Artık adamımdan çok dostum olan Hoseok'a bakmış ve bir fikri olup olmadığını yoklamıştım, Anlaşılan onunda aklında bir şey yoktu.

Daesung denilen adamın sözlerini normalde umursamazdım fakat işin içine Taehyungu da karıştırmıştı bu yüzden dediklerini ciddiye almak zorundaydım. Taehyungla aramızdaki ilişkiyi nereden ve nasıl öğrendiği hakkında hiç bir fikrim yoktu ama bunu düşünecek bir vaktim de yoktu. Arada Taehyung olmasaydı bu adam gram sikimde olmazdı.

"Jungkook, bu adamlar bence sadece göz dağı vermeye çalışıyorlar."

Hoseok'un konuşmasıyla dikkatimi ona verdim. Normal de bende öyle düşünüyordum fakat özel hayatıma kadar araştırmışlardı. Aslında hala içimdeki bir taraf bir şey yapamayacaklarını söylüyordu ama dediğim gibi her ihtimale karşı Taehyungu düşünmek zorundaydım.

"Kendim umrumda değil, beni Taehyung ile tehdit ediyorlar."
Yavaşça yaslandığım masadan ayrılmış ve üzerimdeki ceketi hışımla çıkarıp koltuğun üzerine fırlatmıştım. Üzerime basan sıcakla gömleğin kollarını dirseklerime kadar sıvamış ve yakamdan da bir kaç düğme açmıştım.

"Jungkook, özel değilse sormak isterim, Taehyung ile aranızda bir ilişki mi var?"

"Bilmiyorsun sanki Hoseok, sahildeki organizasyonu sen yaptın. Her şeyin farkındasın."

Hoseoktan bu durumu gizlemezdim çünkü yıllardır yanımdaydı ve her işimi yapardı. Onun da artık beni patronu olarak görmediğine emindim. Öyle görseydi bu soruyu soracak hakkı kendinde bulamazdı zaten.

"İhaleye girmezsem rahat bırakırlar mı diye düşünüyorum ama bir yandan da meydanı onlara bırakmak istemiyorum."

Hoseok başını sallayarak söze girmişti. "Jungkook, bu adamlara güvenemeyiz ihaleye girmesen bile rahat bırakacaklarının garantisi var mı?"

Yoktu. Ne yapacaklarını kestiremiyordum ve onlarada güvenmiyordum. Biraz da gurur yapıyor olabilirdim. Tabiki şu an gururun sırası değildi fakat elimde değildi. Jungkook korkup geri adım attı dedirtemezdim kimseye

Çalan kapı ile bakışlarımı oraya yöneltmiş ve gel komutunu verdikten sonra içeriye giren bedenle afallamıştım.

"Ben geldim."
Taehyung kapıyı ardından kapatarak hızlı adımlarla yanıma adımlayıp kollarını boynuma sarmıştı. Hiç bekletmeden aynı şekilde kollarımı bedenine sarıp sıkıca sarılmıştım. Bende nasıl bir etkisi vardı bilmiyordum ama az önce hissettiğim gerginlik anında yok olup gitmişti.

"Nereden çıktın sen bakayım?"

Taehyung yavaşça bedenimden ayrılmış ve ilk önce Hoseok'a baş selamı verip tekrar dikkatini bana vermişti.

"Canım sıkıldı bende çalışanlarından birine rica ettim getirmeleri için"

Gülümseyerek önümdeki sarı tutamlara bir öpücük bırakmıştım. Taehyungun evde canının sıkıldığını zaten fark edebiliyordum ama elimden fazla bir şey gelmiyordu.

"Ah! bir de bunu bana güvenlik verdi."

Taehyung elindeki deri, dikdörtgen para çantasını havaya kaldırmasıyla kaşlarımı istemsizce çatmıştım.

"Bu ne?"

"Güvenlik kapıda bulmuş bu yüzden sana getirmemi istedi."

Anlamayarak Taehyung'un elindeki çantayı almış ve masamın önüne geçerek çantayı da masaya bıraktım.
Çantanın iki yanındaki kilitleri açarak yavaşça açtığımda karşımda gördüğüm şeyle afallayarak geriye gitmiştim.

Poseidon Donde viven las historias. Descúbrelo ahora