(2)

25 5 0
                                    

  Bölüm şarkıları : Indila - Love story

Yüksek sadakat-Haydi gel içelim

( Hiç başlamayan bir aşk nasıl bu kadar can yakıyordu? Bir kurşun mu daha acıtır yoksa aşk mı diye sorsalar aşk derdim.Çünkü aşk sızlatır ,devamlı tekrar ederdi...)

...

Hiç bir sabah benim için bu kadar zor olmamıştı. Vücudum yorgundu ve kendimi halsiz hissediyordum. Önemli bir davam vardı ve kazanmak için sonuna kadar savaşacaktım.  Saat henüz sabahın yedisiydi. Saçlarımı topuz yapıp aşağı indim, babamda uyanmış sabah kahvesini içiyordu. Beni görünce, "Uyku kıyafetlerin ile dolaşman hiç hoş değil." Normalde azarladığı zaman başımı eğip onu dinlerdim, ama dinlemedim.

" Neyin var senin?" Dudaklarım istemsizce kırıldı,"Hangi günden beri halimi hatrımı sorar oldun Sedat Şanlı?"Şaşırdı, elindeki fincan titredi.  Bunu titreyen fincan sesinden anladım."Sorma baba sorma." Mutfaktan çıktım ve geri odama dönmek için merdivenlere yöneldim. Babamı şaşkınlığı ile orada bırakıp odama girdim.

Daha fazla bu  evde durmak istemiyordum. Bir daha bu evde kalacağımı da sanmıyorum. Bu eve ruhum sığmıyordu, babam ruhuma kelepçeler vuruyordu. Hazırlandıktan sonra aynadaki görüntüme baktım ,sade bir makyaj ve sarı salaş bir elbisenin içinde gayet iyi duruyordum. Saçlarıma krem sürdükten sonra çıktım odadan. Merdivenleri hızlıca  ikişer ikişer inip evden çıkmıştım babama gidiyorum bile demeden.

Arabaya doğru giderken Çınar'ın bir kadınla evden çıktığını gördüm.Ayaklarım araba kapısının önüne sabitlendi. Sarışın ve uzun boylu, gayet güzel bir kadındı. Elim kapının kulpunda kaldı ,Emine teyze de peşlerinden çıktı ."Sen bu evin kızısın artık annen sayılırım, sık sık uğra tamam mı?" Dediği sırada nefes almayı unuttum,dilim tutuldu dünkü Ufuk amcanın dediği laflar aklıma geldi.  "Gönlünü biri kapmış."

Allah'ım yeryüzünde oksijen tükenmediyse ben neden nefes alamıyorum? Çınar'a baktım, yüzünde güller açıyordu, bana hiç böyle gülümsememişti. Sonra benim olduğum tarafa bakınca beni görmeyi beklemiyor olacak ki ,yüzündeki gülümseme kayboldu. Çınar bana hiç gülümsemelerini izlememe müsaade etmemişti. Sürekli beni görünce solardı gülüşleri. Arabanın kapısını hızlı açıp bindim. Son gaza basıp çıktım mahalleden. Her şeyi geride bırakıp şu anki önemli davayı kazanmak için elimden geleni yapmalıydım ,modumu düşürmemeliydim. Ama yapamıyordum, aklımdan bir türlü çıkmıyordu .

Ne zaman sevmişti mesela o kadını? Ne bulmuştu onda,sarışın olmadığım için mi beni sevmemişti? Daha mı bilgiliydi benden, neyim eksik o kadından ?


 Gözümden akan yaşı sildim hemen ,dün yeterince akmıştı.



Adliyeye geldiğimde  lavaboya girdim öncelikle . Ellerimi mermere yaslayıp aynadan kendime baktım,tenim sararmıştı gördüğüm şoktan dolayı.Kazanmalıydık bu davayı ,ellerimi yıkadıktan sonra çıktım lavabodan . Koridorda emin adımlarla yürüyordum, İpek'i görünce yüzümde gülümseme belirdi yanına doğru yürüdüm . Heyecanlı ve korku doluydu." Merak etme bitiyor çilen . "Dedim.

''Korkuyorum.''Dedi elleri titreyerek.

''Neyden?''

''Hayatınızdan korkuyorum ,Cemal bilendi size .Size bir şey olacak diye korkuyorum.''


''Korkma bana bir şey yapamaz.''

Bana minnetle baktı ,daha sonra ayağa kalktı. Saçlarını topladı ve boynundaki morluğu gördüm. Gözlerimi kapadım bu onun vücudunda olan yaraların en hafifiydi değil mi? Peki ruhundaki yaralar zamanla geçecek miydi ? Ne olursa olsun bugün biz kazanmalıydık. 

SIR PERDESİTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang