(10)

23 5 0
                                    

Bölüm şarkısı: Cem Adrian : Keskin





" Bir ihanet bir aileyi nasıl dağıtabilirdi? Bir insan hayatının yalan olduğunu nasıl öğrenebilirdi? Biz bir ihanetin meyvesiydik , onu yedik ve zehirlendik."


(...)



Nefes al ve nefes ver , daha ölmek için, öğrendiklerin için ölmek çok erken . Bir gün elinize bir zarf geçseydi ve içinde sizin hayatınızın tamamen bir yalandan ibaret olduğunu gösteren bir mektup bulundursaydı nasıl tepki verirdiniz ? Ya da tepkiyi bırak nefes almak için bir çaba gösterir miydiniz?

Bana bugün bir zarf geldi ve içinde babamın ilk aşkını ona yazdığı bir mektup elime ulaştı. Annem bu yüzden mi bana kader ortağım diyordu? Babam annemi sevmediği gibi beni de sevmiyordu değil mi? Bu yüzden mi benden nefret ediyordu? Babama onu terk eden Hülya'yı mı hatırlatıyordum . Babamın odasındaki mektuplar anneme ait değil miydi hiçbir zaman? Annem bu yüzden mi babamı terk etmişti? Ben sanırım nefes alamıyorum, öğrendiklerim bile yaşadıklarımın arasında gelgitler yaşayarak aklımı kaçırıyorum.

Çınar, onun gölgesinde bile dinlenemediğim adam , her şeyi bildiği için mi benden vazgeçmişti. Babamın aile sırrı yüzünden mi tehdit edilmişti. Ona ben yasaktım değil mi babam beni hiç sevmemişken beni hiç sevmemekle tehdit ettiği için mi benden vazgeçmişti?

Çınar ,onun gölgesinde bile dinlenemediğim adam, tüm yaşayacaklarımı bildiği için mi yanımdan hiç gitmemişti. Bir gün öğreneceğimi bildiği için mi bir yandan bana hep destek vermişti. O da biliyordu değil mi öğreneceklerimin aslında yaşadığım bütün acıların hepsini sileceğini.

Çınar, onun gölgesinde bile dinlenemediğim adam, benden vazgeçecek kadar beni sevmişti ,yaşamak istemeyeceğimi bildiği halde bana yaşamayı sevdirmişti . Babamın bir kez sevgisini hissedemezken ,bana kendi sevgisini benim için benden esirgemişti.

İçeri geçtiğimde Çınar ne kadar yanımda olsa da aslında ben herkesten uzaktım. Gözlerim babama buldu ablama öyle güzel bakıyordu ki o bir aşk çocuğuydu. Hayır ablam aşk çocuğu değildi, bende aşk çocuğu değildim ama ona rağmen babam onu daha çok sevmişti. Gözlerim bu sefer anneme takıldı , hayır o benim gerçek annem ,hayır o benim annemdi. Annem bunları nasıl kaldırabilmişti? Ben bunları kaldıramazken annem bunları nasıl yaşayabilmişti? Nasıl hala babamın yanında bizim için durabiliyordu, nasıl hala babamın yanında durabiliyordu? Hayır Ahu bugün öğrendiklerinin hiçbiri gerçek değil . Belki kadın bana yalan söylüyordu ,belki fotoğrafı fotomontaj yapmıştı. Olamaz mıydı, olabilirdi çünkü yirmi dört yıldır bir yalanın içinde yaşamak gerçekten acı verirdi.

Ablama takılar takıldı ,pastası yenildi, çiçeğini Deniz tuttu. Çağan Emre ile Sarp gitti ,akrabaların çoğu dağıldı tıpkı benim şu anda dağıldığım gibi. Sıra ablamla vedalaşma vaktiydi.

"Ahu kireç gibi olmuşsun bir şeyler ters mi gidiyor?"

Evet gidiyor abla ,hayatımız ters gitmiş ama ben şimdi öğreniyorum. Ve biliyor musun abla, şu an sadece sana sarılmak bu anın bir yalandan ibaret olduğunu bana anlatmanı istiyorum.

Onun içinden geçenleri söylemek çok istiyordum ama bu gün onun en mutlu günüydü. Onu çekip yanıma almak ve herkesten uzak bir yere gitmek istiyordum ama o zaten gidiyordu.

" Senden ayrılıyorum ya abla başka bir şey olabilir mi?"

Kısılan sesimle gerçekten de uzun bir süre konuşmadığımı anladım. Ablam eline alnıma koydu, ateşime bakıyordu ama abla ateş benim yüreğime düşmüş diyemedim.

SIR PERDESİOnde as histórias ganham vida. Descobre agora