(13)

20 5 0
                                    

Bölüm şarkısı: Mabel Matiz: Ahu

" Hayat benimle savaşmak istiyordu fakat ben savunmasızdım. Mücadele istiyordu  ben gücümü kaybetmiştim, tıpkı sevdiklerimi kaybettiğim gibi. "

(...)

Hayat yorgunluğu denen bir şey vardı,  yoran ama bir türlü yaşatmayan. Artık bilmiyordum, yaşam uğruna ne kadar çaba sarf edecektim. Acıydı, yaşadığım şeyler gerçekten bana acı veriyordu. İlk çocukken aşık oldum büyüdüğümde benden kalbimi götürdü, daha sonra hayatımı yalan içinde yaşadığımı öğrendim.

Sarp da benim gibiydi, annesi hiç olmamıştı. Ama benim annem vardı,  babam yoktu. Varken ben hiç varlığını hissetmemiştim.

" Annem ile babam severek evlenmişler ama sonra annem bir başkasına kaçmış." Duyduklarım ile boğazımda yumru oluştu.

" Peki sonra?" Belki sormam onun canını yakacaktı ama merak ediyordum.

" İşte babama bırakmış beni, doğum yaptığı hastanenin başhekimine değişmiş."

Anlamamıştım, ne demek istediğini.

" Nasıl yani."

Sarp arka cebinden bir çakmak birde sigara paketi çıkardığında cidden bu konunun onu üzdüğünü hissetmiştim .

" Zamanla hastaneye tek gider olmuş. Bunu da babam anlatmadı zaten halam anlattı. İşte doğum yaptığı zaman benim babama bırakıp başhekimle evlenmiş ,babamdan boşanıp."

Nasıl bir acıydı bu.

" Babam o zamanlar anneme çok götürmüş beni ,belki vicdana gelirde ne bileyim bakar sahip çıkar, beni annesiz bırakmaz diye .Ama annem beni görmek istemediğini söyleyip durmuş. Zaten altı yaşıma geldiğimde de bir gün karşıma çıktığında, benim hata olup onun hayatını mahvettiğimi söyledi."

" Üzüldüm sen hata değilsin, hatta bu hayattaki en güzel hata olabilirsin." Sarp tekrar bana sarıldığında bende ona sarıldım.

Sarp benden ayrıldığında bir korna sesi ile irkildim. Kafamı çevirdiğimde Çınar arabada derin nefesler alarak bize bakıyordu. Benimle Sarp'ı sarılarak görmüştü, benim için sorun değildi çünkü dün kendisini Kader'e öptürmüştü. Şu an bence sinirlenmesi saçmalıktı.

Arabadan seri adımlar ile  inip ,Sarp'a  yumruk attığı zaman gerçekten Çınar'ı tanıyamadım. Benim sevdiğim Çınar bu değildi, yabancılaşıyordu günden güne. Ona , ondan vazgeçtiğimi söyledikten sonra dönüşen Çınar'ı tanımıyordum, bu gerçek Çınar değildi.

" Seni en başta uyardım! Ahu benim sevdiğim dedim oğlum sana ! "

Sarp'a yumruk atmaya devam ediyordu ve Sarp da hiç karşılık vermiyordu. Çınar'ı durduramıyordum, gücüm yetmiyordu.

Çınar'ı zor da olsa köşeye çektiğimde kendine gelmesi için tokat attım. Bu onu kendine bile getirmedi. Hâlâ yerde ağzından ve burnundan kan akan Sarp' a çıldırmış gibi bakıyordu. Yerde olan Sarp' a gittim, onu yerden kaldırmaya çalıştım. Az önce yerde yumruk yememiş gibi elimi tutarak çok rahat bir şekilde ayağa kalktı. Üstünü başını düzelttikten sonra elimi tuttu.  Yanımda bir şey yoktu , burnu kanıyordu , bir şeyler bulmam lazımdı.

Sarp elini cebine attığında beyaz bir mendil çıkardı , mendilin köşesinde gül işareti vardı ve mendili elinden aldığım gibi burnuna tuttum. Bu kan neden durmuyordu?

SIR PERDESİWhere stories live. Discover now