(15)

14 5 0
                                    

Bölüm şarkısı : Sezen Aksu:
Kaybolan Yıllar

" Seven hep böyle mi olurdu, biraz kırık birazda sabırsız. Her seven mutlaka kavuşur muydu? Bu yollar canımı çok yakmıştı ama şimdi bu yollarda sevdiğim ile beraber yürüyemek herşeye değiyordu."

(...)

Ordan oraya savruluyordum bir yaprak gibi. Bir babamın ayağının dibine , bir de gerçeklerin dibine. Babam bana bir tekme vuruyordu ve ben savruluyordum başka bir yere. Hayat da bir tekme atıyordu ve ben kayboluyordum. Ben ordan oraya savruluyordum ve yönümü kaybediyordum. Çınar'ın yörüngesinden çıktığımı zannediyordum ama Çınar'ın yörüngesinde kaybolmuştum. Çınar yine gelip beni bulmuştu.

Herşey o kadar hızlı gelişiyordu ki başım dönüyordu. Kendimi bulutların üstünde gibi hissediyordum. Çınar beni annemlere bıraktığında babamın da annemlerde olduğunu gördüm. Ablam kolumu tutup beni hazırlamak için yukarı çıkarmıştı. Aynada kendime baktığımda gerçekten güzel bir kadın görüyordum. Ablam bana omuzları düşük bir mavi elbise giydirmişti. Belden oturuyor ve ondan sonra genişliyordu . Heyecandan elim ayağım titriyor, birbirine karışıyordu.

Düne kadar üzüntüden ağlarken bugün mutluluktan ağlıyordum. Birazdan Çınar beni istemeye gelecekti ve biz birlikte mutlu olacaktık.

"Çok güzel oldun Ahu ,iyi ki benim kardeşimsin."

Aynada bana bakan ablama dönüp elini tuttum.

"Asıl sen benim iyi ki ablamsın ,sen olmasaydın bugünlere kadar nasıl gelebilirdim, nasıl dayanabilirdim bilmiyorum."

Ablam dolan gözlerini silince şaşırdım çünkü ablam gerçekten bu konularda fazla duygusal olan biri değildi.

"Seninle nişandan sonra bir şey konuşacağım tamam mı?"

Ona başımı salladım , kapı açılınca annemin de içeri girdiğini gördüm. Ablam ,annem ve benim gözlerim dolu doluydu. Çünkü onlar da biliyordu bugün için çok beklemiş bugün için çok gözyaşı dökmüştüm. Belki de gözyaşlarımın ödülünü şimdi Çınar'ın her şeyi dilediğim gibi yapmasıyla alıyordum.

"İki kızımında bugünlerini gördüm ya bu saatten sonra ölsem de asla gözüm arkada kalmaz."

Annem gelip ikimize sarılınca gerçekten tamamlanmıştık. Annem babamdan ayrıldığı zaman ablam ve beni yanına çağırır üçümüz birlikte sarılırdık . Çünkü böyle yaparak sorunlarımızın üstesinden gelmiştik.

Biz birbirimize sevgi ile bağlıydık ve o sevgiyi hiç kimse koparamazdı.

Bu anımızı bölen aşağıdan gelen kapı ziliydi. Zili duyar duymaz kalbim heyecanla atmaya başladı. Gelmişlerdi heyecanla gidip kapıya açtığımda Çınar elinde bir buket zambak ile karşımda duruyordu. Takım elbisesinin içinde gerçekten de çok hoş görünüyordu. Arkasında Emine teyze ile Ufuk amca, tam yanında da elinde çikolatası ile Yavuz duruyordu.

İçeri geçtiklerinde Çınar gülerek bana çiçeğimi uzattı. Herkes içeri girince elime kalbime koydum. Lütfen her anımız böyle heyecanlı ve güzel geçsin hiçbir şekilde kötülükler bize bulaşmasın.

Ufuk amca ile babam sohbete girince Emine teyze ile annem sohbete girmişti. Sanki beni istemeye değil de akşam yemeğine gelmiş gibilerdi. Çünkü her iki tarafta bir gün böyle bir duruma düşeceğini belki de bilmiyordu. O yüzden birbirlerine çok normal geliyor gibi sohbet ediyorlardı. İçeride Masal ,ablam ve Deniz ;Çınar ile ben yüzüğümüzü almaya giderken onlar anneme yardım ederek hazırlıkları tamamlamıştı. Gerçekten de bir nişan hazırlığı yapar gibi isteme hazırlığı olmuştu. Akif ile Natalya, teyzem ve Süleyman amca da buradaydılar. Meriç'te takım elbisesi ile salona girince gerçekten de ekip tamamlamıştı. Sinirimi bozan bir diğer durum ise Kader ile Fatih'te buradaydı. Fatih her ne kadar çok sevsem de Kader'i bir o kadar sevmiyordum.

SIR PERDESİWhere stories live. Discover now