(12)

20 5 0
                                    

Bölüm şarkısı : Cihan Mürtezaoglu : Derde ihanet edemem

" Daha ne kadar kötü olabilir derken daha kötüsünü yaşıyordum. Belki de çok sevmenin bedelini böyle ödüyordum..."

(...)

Bir gün elinize bir fırsat geçebilir ya gideceksinizdir ya da kalıp acı çekeceksinizdir. Hayatım boyunca hiçbir zaman gitmeyi tercih etmedim ama bazen gitmek gerekiyordu. Bazen severken gitmek yaşarken nefes almak gerekiyordu.

Gözümü kapatıp hiç düşünmeden kendimi Sarp ile Çağan Emre'ye siper ettim. Kendimi silahın önüne atarak belki de ölmeyi seçtim. Bir kurşun sesi geldi ama acı hissetmiyordum. Hayır ben vurulmamıştım çünkü vurulsaydım nefes almakta zorlanırdım . Çağan Emre mi vurulmuştu, kendimi geri çektiğimde Çağan Emre yüzüme gülerek bakıyordu. Delirmiş gibiydi, Sarp ' a baktığımda ise yüzünde gururlu bir ifade sinmişti. İkisi delirmiş olmalıydı. İkisini kontrol ettim ellerimle , vurulmuşlar diye aklım çıkıyordu. Ölecekler miydi? Niye vücutlarından kan sızmıyordu. Ben vurulduğumda ortalık kan gölüne dönmüştü, neden kanları akmıyordu.

Arkamı döndüğümde Şahin kafasını kaldırmış tavana bakıyordu, bende kafamı kaldırdığımda kurşunun tavana isabet ettiğini gördüm. Şahin bize değil tavana sıkmıştı. Bizim kaçmamız lazımdı ama durmuş ölümü bekliyorduk.

" Şaşırtıcı." Şahin silahı beline taktığında anlam veremedim. Az önce bizi vurmamış gibiydi. Şahin kafasını tekrar dosyalara gömdü, sanki az önce olanlar yaşanmamış, bize silah çekmemiş biri gibi tekrar dosyalara bakmaya başladı. Hain değil miydi?

Çağan Emre gülerek sandalyeye oturduğunda gerçekten ya ben deliydim ya da çevremde normal bir insan yoktu. Sarp omzuma dokunduğunda o da aynı Çağan Emre gibi gülümsüyorlardı.

Anlamıştım.

Bana oyun oynamışlardı.

Onlara olan güvenimi ve yapacağım fedakarlığı test etmişlerdi.

Kırıldım ama sustum. Zaten ben kırıldığımda susan biriydim ve kırıldığımı anlamazlardı.

Bana yardım etmesini istemiyordum artık, bana güvenmiyordu belki de haklıydı ama bu beni çok kırmıştı. Gözlerim dolduğunda belli etmemeye çalıştım ama dokunsalar ağlayacaktım.

" Belki de size ihanet edemeyecek kadar hayatım mahvolmuştur patron . Bugün anlattığım herşeyi unut, sözüm sözdür işin düştüğünde beni arayabilirsin."

Çantamı alıp çıktığımda onları geride bırakmıştım . Niye alınıyordum ki onların hayatına dahil olan bir ton tehlike bir ton hain vardı. Tabiki de iki günde tanıdığı insana güvenmeleri aptallık olurdu. Ama bu neden benim kalbimi bu kadar kırmıştı. Neden gözlerimin dolmasına sebep olmuştu? Onlara güvendiğimden , ama onların bana güvenmediğinden dolayı mı bu kadar üzgündüm .

" Bekle avukat!"

Çağan Emre'nin sesini duysam da durmadım, duracak bir şey yoktu. Kolumu tuttuğunda çırpınmadım , sadece durdum ve ona baktım.

" Belki kızmakta haklısın ama sana güveniyorum. Bundan şüphen olmasın, sadece canımı emanet edebilir miyim diye test etmiştim ama senin temiz kalbini görememişim. "

Bana yaptığı açıklama ile az da olsa kırgınlığım geçmişti.

" Önemli değil patron , haklısın bu devirde insan babasına bile güvenmiyor. "

SIR PERDESİWhere stories live. Discover now