༄ altun ikizlerin sorunları

330 70 122
                                    

༄ altun ikizlerin sorunları

İnci yanında Birkan, Esin ve Gökmen'le ikiz kardeşinin durumunu görmek için Feniks binasına doğru yürürken dua ederek ruhundan biraz olsun uzaklaştırdığı kasvetin tekrar ruhuna döndüğünü hissedebiliyordu.

İpek'le aynı anda kötü olaylar yaşaması tesadüf olamazdı, bir şeylerin yanlış olduğunu bilmek İnci'yi korkutuyordu. Ortada hiçbir şey yokken neden bu olaylar Altun kardeşleri bulmuştu anlayamıyordu.

Fakat içini ufak da olsa rahatlatan bir durum vardı. İpek'in de bir sıkıntı yaşaması İnci'nin yaşadığı problemin Harry'ye hissettikleriyle alakalı değil, Altun olmasıyla alakalı olduğunu işaret ediyordu.

Göktanrı'ya yalvararak Harry ile olan yakınlığı yüzünden bunları yaşadığını düşünerek kendini kötü hissetmişti ama gerçek daha farklıydı demek ki.

İnci yanlış giden şeylere rağmen konunun Harry ile alakası olmadığını anlayınca rahatlamış hissetmişti.

Feniks'e girdiklerinde merdivenlerin önünde duran İpek'i anında gördü İnci. Üzeri kuş pisliği kaplıydı ve İpek'in yüzünde tiksinmiş bir ifade vardı. İnci kardeşi için üzüldü, kendisinin başına gelseydi nasıl tepki verirdi hayal edemiyordu.

Ki İpek kendisine oranla daha sert tepkiler veren bir insanken onun tepkisi daha korkunç olmalıydı.

İpek'in yanında Kurtuluş da vardı fakat sevgilisinden biraz uzak duruyordu. Kuş pislikleri gerçekten kötü kokuyor olmalıydı.

"Ne oldu sana?" diye sordu İnci yüzünde sahici bir endişeyle.

Kız kardeşiyle her zaman çok iyi anlaşmazlardı, hatta genelde birbirlerinden nefret ettikleri bile söylenebilirdi ancak İnci, İpek'i bu vaziyette görünce onun için endişelenmeden edememişti. Sonuçta kanları birdi, İnci kan bağının verdiği duygusallığı görmezden gelemiyordu.

"Ne olmuşa benziyor İnci?" İpek'in öfkeli ve ters sesine karşılık İnci hiç şaşırtmıyorsun İpek, diye geçirdi içinden. "Bir kuş ordusu peş peşe üzerime sıçtı!"

"Onu görebiliyoruz." dedi Esin sırıtmasını güçlükle bastırarak. İpek'le yıldızları hiçbir zaman barışmamıştı ancak sarışın kızın hali fazla acınası durduğu için suratına gülmek istememişti.

İnci, Kurtuluş'a döndü ve "Nasıl oldu bu?" diye sordu. İpek sinirden kıpkırmızı olduğu için onun bir şeyler anlatacak durumda olmadığı belliydi, o yüzden olay olurken birlikte olduklarına emin olduğu Kurtuluş'u dinlemek istemişti.

Kurtuluş omuzlarını hafifçe kaldırıp "Anlamadım ki." dedi. "Bir anda tepemizde belirdiler ve o kadar kalabalık olmamıza rağmen ne Slytherinlere ne bana saldırdılar, bir tek İpek'i hedef aldılar."

Gökmen'le göz göze geldi İnci. Gökkurtların huysuzluğu, İnci'ye düşen yıldırım, İpek'e saldıran kuşlar... Her şey Altun ikizler üzerinde dönen bir şeye bağlanacak gibiydi.

"Tuhaf." dedi Esin. "Bugün de İnci'nin kalktığı masaya yıldırım düşmüş."

Kurtuluş'un gözlerinden endişe bulutları geçti. "Ne? Bir şey olmadı değil mi?" diye sordu İnci'ye.

İpek içinde bulunduğu tiksinç duruma rağmen Kurtuluş'un sesindeki endişeyi duymuş, ona tersçe bakmıştı. Kıskanç bir kızdı İpek, üstelik Kurtuluş'u kıskanmak çok kolayken bu kıskançlığını dizginlemesi mümkün değildi.

"Hayır." dedi İnci sadece ve İpek'e döndü tekrardan. "Bir şeyler oluyor, ikimizin de aynı gün içinde böyle şeyler yaşaması tesadüf olamaz."

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒: Bergüzide「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now