𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒: Bergüzide「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」

༄ ailenin favorisi pt.1

༄ ailenin favorisi pt.1

İpek ve İnci doğum günleri için hazırdı. Tıpkı Feniks'in de hazır olduğu gibi.

Bürküt Komitesi üyelerinden ilk reşit olacak olanlar onlardı ki bu ironikti çünkü hangi Altun'un İşve'nin temsilcisi olduğu belli değildi. Bürküt Komitesi'nin ilk reşit olanlarının komite üyeliği bile kesin değildi.

İnci'nin üzerinde açık pembe diz hizasında bir elbise vardı. Üst bedenine oturan elbise belinden sonra aşağıya doğru hafifçe bollaşıyor ve eteklerini salıyordu. Elbisenin boyu İnci'nin diz kapaklarının biraz altında sonlanıyordu.

Elbise kalın askılıydı ancak askılarında elbiseden daha koyu renkte çiçek şeklinde büyük işlemeler vardı, askılar gözükmüyordu. İnci'nin omuzlarına çiçekler dökülmüş gibi duruyordu. Çiçeklerin pembeleri farklıydı. Koyu pembe, açık pembe, açık mor gibi tonlardan oluşan çiçekler vardı omuzlarında.

İnci saçlarını dalgalandırmıştı ve saçlarının arasına altın rengi simli bir taç takmıştı. İpek'in de ona benzer bir şey takacağını biliyordu, taçlarının aynı olması konusunda anlaşmışlardı.

Makyajı oldukça doğaldı. Göz kapaklarına ışıltılı açık pembe bir far sürmüş ve rimelle kirpiklerini uzatıp rengini siyahlaştırmıştı. Yanaklarına bolca allık sürerek pembenin hüküm sürdüğü görünüşünü devam ettirmiş, dudaklarına da kendi dudak renginden birkaç ton koyu pembe bir ruj sürmüştü.

Kendine baktığında çok güzel bir kız görüyordu İnci. Bembeyaz tenine değen pembe kumaş, omuzlarındaki çiçekler, saçı, makyajı... Hepsi ahenk içerisindeydi.

Ayağında elbisesiyle aynı renk bir topuklu vardı. Çiçeksi pudra gibi kokan parfümünü sıktıktan sonra odasının kapısı tıklatılınca kapıyı açmaya gitti. Odada tek başınaydı, Ginny ve Hermione balo salonuna inmişlerdi doğum günü için.

Kapıda İpek vardı. O da açık mor bir elbise giymişti. İki kardeş İşve'nin renklerini temsil ederek giyinmişlerdi. İpek de kardeşi gibi altın simli bir taç takmıştı ancak o saçlarını dağınık topuz yapmıştı. Üzerindeki mor elbise uzundu, elbisesinin kolları üst kolundan kavrıyordu İpek'i ve kolları tüldendi.

Şık gözüküyordu, İnci böyle düşünmüştü kardeşi için.

"Hazırsan inelim." dedi İpek kardeşini süzerken. İnci'nin ne kadar güzel olduğunu fark edince onun elbisesini daha önce görmek istemediği için canı sıkıldı.

"Hazırım." dedi İnci odanın ışığını kapatıp kapıyı çekerken. İki kardeş salona birlikte gireceklerdi, doğum günü kızları oldukları için.

Balo salonunun kapısına geldiklerinde İnci kalbinin heyecanla sıkıştığını hissetti. Hem ilgi odağı olacaklarını bilmenin heyecanıydı bu hem de Harry'nin kendisini gördüğündeki tepkisini merak ettiğindendi.

İçerideki masalarda beyaz örtüler seriliydi ve masalarda pembe kuvarslar vardı, İpek istediğini yaptırmıştı İnci'ye. Tabaklarda atıştırmalıklar duruyordu, herkes kendi tabağına alabiliyordu.

"Doğum günü kızları da geldiler!" dedi onların gelmesini bekleyen Birkan. Kapıdan onlara gülümsemişti, elinde asası vardı ve boğazına dayayarak sesini yükseltecek bir büyü yapmıştı. "Ayzıt'ın torunları ve İşve'nin temsilcileri için kuvvetli bir alkış alalım!"

İki kardeş alkışlar eşliğinde yan yana içeri girdiler. Birkan onları gülümseyerek izlerken İnci masalara doğru döndü. Gözleri belirli bir kişiyi arıyordu ancak içerisi kalabalık olduğu için onu bulamamıştı.