༄ doğum günü hazırlıkları

245 66 94
                                    

༄ doğum günü hazırlıkları

Doğum günlerini kim sevmezdi ki? O gün doğum günü kişisinin en özel günü olurdu. Tabii... Bir ikiziniz yoksa. O durumda bu özel günü bir kişiyle daha paylaşmak mecburiyetinde olurdunuz.

İkizinizi seviyorsanız sorun yok, fakat sevmiyorsanız işte o zaman işler sıkıcı bir hal alabilirdi.

İnci ve İpek'in yaşadığı sorun da tam buradan çıkıyordu işte.

İnci ikizi ile pek anlaşamıyordu. O daha sade bir doğum günü istiyordu ancak İpek daha şatafatlı, onların 17. yaşına yakışacak bir doğum günü istiyordu.

İkize sahip olmanın zorluklarından bahsetmiştik değil mi? Özellikle doğum günü gibi özel bir gün konusunda.

İnci bu konuda gerçekten çok zorlanıyordu. Ailesi onları istediklerini yapmak konusunda özgür bıraktığı için doğum günü konusu gerçekten büyük bir tartışmaya sebep olmuştu.

İpek "Masalarda pembe kuvarslar istiyorum." dedi.

"Saçmalama İpek." dedi İnci. "Pembe kuvarsa ne gerek var?"

"Pembe kuvars, öz sevgi ve aşkı temsil eden bir taş, hem de pembe yani İşve'nin rengi. Bizi daha iyi temsil edecek bir şey düşünebiliyor musun?" dedi İpek.

İnci nefes verdi sakin olmaya çalışarak. İpek'le hayattan beklentileri uymadığı gibi tarzları da birbirine uymuyordu.

"Bu bizim 17. yaşımız." dedi İpek. "Nihayet reşit oluyoruz. Bunu büyük bir şatafatla kutlamalıyız, senin aksine basit bir şeyle yetinmek istemiyorum."

İnci ona "Sen ne kadar şatafata layık görüyorsan kendini, ben de bir o kadar şatafata layığım. Basit bir şeyle yetinmeyeceğiz." dedi.

İpek doğum günü partisi için gerçekten çok heyecanlıydı. Çünkü bu hem 17. yaşıydı, yani reşit olduğu gün olacaktı hem de Kurtuluş'la birlikte kutlayacağı ilk doğum günü olacaktı. Kurtuluş'un ona nasıl bir sürpriz hazırladığını, ne hediye aldığını şimdiden çok merak ediyordu.

İnci ise doğum günü planlamaktan çok başka şeylerle meşguldü. Gökmen'in görüsünü ve başlarına gelen olayları düşünüyordu. Bunları düşünürken doğum günü için heveslenmek biraz zor geliyordu kendisine.

Üstelik bir de daha az kaygı verici bir düşünce olsa da yine de bir düşünce olan Harry'yi de düşünüyordu.

Onunla arasında ne olup bittiğini anlam veremiyordu, bazen çok fazla ümitleniyordu bazen ise Harry sanki ona normal bir arkadaşmış gibi geliyordu.

İnci kendi hislerini ölçüp biçmişti çoktan. Harry'ye karşı hissettiklerinin arkadaşça ya da basit bir misafirperverlik olmadığına emindi. Harry'i her düşündüğünde kalbi bir kuş gibi titrekçe çarpıyor, üstelik onun yanındayken eli ayağına dolanıyordu.

Harry her ona bir soru sorduğunda ya da onunla konuşmaya geldiğinde zekasının düştüğünü hatta karşısında saçmalayıp kendini komik duruma düşürdüğünü düşünüyordu.

Esin ona bir gün gülerek "Seni daha önce bu kadar salaklaşmış görmemiştim." demişti. Bu İnci'nin durumunun ne kadar vahim olduğunun basit bir göstergesiydi.

Harry tam bir dönüt vermeyerek İnci'yi büyük bir buhranın içerisinde bırakıyordu.

Harry'nin ise aklı iyice karışmıştı. Buraya gelirken kendini hiç böyle bir durumun içerisinde bulacağını hayal etmemişti.

İnci çok güzel bir kızdı ve onunla çok güzel vakit geçiriyordu fakat bunun ilerisinin ne olacağını çözemiyordu. Daha önce hiç hamlelerinin devamını düşünmemişti ancak bu sefer düşünüyordu.

𝐅𝐄𝐍𝐈𝐊𝐒: Bergüzide「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt