6.Bölüm

50 11 11
                                    

Bugün adım hüzün,
Soyadımsa gözyaşı.
Demirden çığlıklar yaparım
Hem de kendi ellerimle.
Ve kimse duymasın,
Alamasın benden onları diye,
Kilidini de hep yüreğimde saklarım.

      6.Bölüm

Mutfak kapısının önünde hareketsizce durmaya devam ettim. Bir şeyleri hazmetmem lazımdı.

Mesela sevdiğim adamın bana artık acıyarak bakacağını. Ve tabi ki en önemli idrak etmem gereken şey bu olayın polise taşınmaması gerektiğiydi.

MaşaAllah Ceylan Teyze olayı hiç polise taşımamıştı; direkt oğluna söylemeyi tercih etmişti.

Bartu Kargın'ın ağzından

Elimdeki dosyaları toparlayıp masamın üzerine dizdim. Tam kendime kahve almak için kalkacaktım ki çalan telefonumla sandalyeme geri oturdum.

Ekrandaki 'Canımın içi' yazısıyla gülümseyerek telefonu açtım. "Annem, nasılsın? Seni meşgul etmedim değil mi?" Pamuk ellerini yanağımda hisseder gibi oldum. "Estağfurullah validem. Sen ne zaman ararsan ben müsait olurum." Annemin kahkaha sesini duyunca gülümsedim.

"Bartu, sana birşey söylemem lazım. Ben içimde tuttukça- " sesi titreyince derin bir nefes aldı.

Sabırla anlatmasını beklerken içimden dua ediyordum. İçimdeki endişe sesime yansıdı. "Anne sen iyisin değil mi? İstersen hemen gelebilirim oraya?" Beni reddederek "Ben iyiyim oğlum. Ama yardım etmeni istediğim biri var." dedi.Kaşlarım çatılırken merakla annemi dinlemeye devam ettim.

"Oğlum, Ezgi galiba ailesinden şiddet görüyor." İçimdeki endişe daha da artarken bu seferki annem için değildi. Ama içimdeki son bir umut kırıntısıyla kendimi avuttum. "Anne emin misin?Şuan Ezgi nerede?" Karşı taraftan ses gelmeyince bir kez daha seslendim ama sonra telefon yüzüme kapandı.

Tekrar aradım ama mu sefer de telefona ulaşılamıyordu. Birkaç kere daha aradıktan sonra Ezgi'nin telefonunu aramaya karar verdim. Ama onun telefonuna da ulaşılamıyordu.

Kendimi telkin ederek sakin kalmayı denedim. Belki telefonlarının şarjı bitmiştir?

Kafamı başka bir şeye yormak istedim. Ezgi'ye...

Cengiz abinin bana anlattığı kadarıyla Ezgi'yi seviyordu. Yani onu korurdu değil mi?

Kafamı iki yana salladım. Bu dünyada bırak abine, babana bile güvenemiyordun.

Ezgi Doran'ın ağzından

Ceylan Teyze ile mutfak masasında karşılıklı bir şekilde oturuyorduk. Konuşmak için ağzımı açtığımda gözümden bir yaş masaya düştü. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim içime.

Ağlamamın bu olayla ilgisi yoktu, sadece sinir patlaması yaşıyordum.

Ceylan Teyze pamuk elleriyle yanağımdaki yaşı silip kafamı kaldırdı. "Kuzum, ben hadsizlik ettiysem özür dilerim. Ama daha fazla sessiz kalamazdım. Çünkü sen acı çekiyorsun, görüyorum." Titreyen göz bebeklerim bir çift boncuk gözle buluştu.

Karşımdaki kadının iyi kalpliliği göz yaşlarımın artmasına sebep oldu. Bir yandan ağlarken bir yandan da sözlerine karşı çıktım. "Saçmalama Ceylan Teyzem. Ne hadsizlizliği? Ayrıca ben acı falan da çekmiyorum, bunu nereden çıkardın? Dün kolumda gördüğün kan yüzüneyse - "

"Yavrum, ben acıyı gözlerinde gördüm." Dedikleriyle ikimizde sessizleştik. Çalan telefonla Ceylan Teyze oturduğu sandalyeden fırladı. "Ben Bartu'yu unuttum!" Telaşla telefonu açıp salona girdi. Bense sandalyede oturmaya devam ettim.

Yaralı ErvahWhere stories live. Discover now