19.BÖLÜM

2.5K 125 22
                                    

Bölüm şarkısı:MFÖ-Ele Güne Karşı
                          Radiohead-No Suprises
YAZAR'DAN

Hayat aynı bir yol gibidir. İnişli, kalkışlı, yokuşlu, merdivenli, tümsekli. Ama onu hayat yapan bunlar değildir. Yolda gördüğün bir kedidir mesela. Onları seviyorsan mutlu olursun. Korkuyorsan kaçarsın. Bir çiçektir mesela. Eğer buketleri seviyorsan koparmak sorun değildir senin için. Doğayı seviyorsan gülümser geçersin. Giderken gördüğün bir tanıdığındır mesela. Eğer o insanı seviyorsan yol üzerinde sohbet edersin. Sevmiyorsan geçer gidersin. Hayat değişiktir. Eğer o an mutluysan yaşamaktan memnunluk duyarsın. Ama üzgünsen kısa bir anlığına 'keşke yaşamasam' düşüncesine kapılabilirsin.

Hayat iyi ve kötünün olduğu bir yerdir. Nerede ne olacağı belli olmaz.

O gün yaşadığın şeyin son olduğunu bilmezsin. Kim bilebilir ki; o gün son kez arkadaşlarınla sokakta oynadığını, birine son kez sarıldığını, son kez güldüğünü, son kez ağladığını, birine son kez 'görüşürüz' dediğini, son kez ailenle vakit geçirdiğini, son kez oturup sohbet ettiğini, son kez sevdiklerinle oturup kahkahalarla televizyon izlediğini, son kez sevildiğini, son kez sevdiğini?

İşte biz bunlara hayatın sürprizleri diyoruz. Bu sürprizlere vereceğimiz tepki de bize bağlı. Kabullenip aşmaya da çalışabiliriz, takılı da kalabiliriz, umursamaya da biliriz.

Yeter ki biz hayatımızı yaşayalım. Hayatın boyunca ağlıyor musun? Ağla. Yaşıyorsun sen. Düzeltebilirsin. Hayatın boyunca gülüyor musun? Gül. Gülmek güzeldir.

Ama sen,

Yeter ki yaşa.

İşte tam şuan İlgi hayat kavramını yaşamamak arasındaydı. Onur Bey telefonu kapatır kapatmaz arabayı daha hızlı sürmeye başlamıştı.

Her biri o kadar korkuyordu ki.

Güneş. 13 yıl önce tanışmıştı İlgi'yle. Çocuk akıllarıyla birbirlerine destek olmuşlardı. Ama o, onlara o kadar iyi gelmişti ki. Şimdi ise bayılmasından dolayı diğerleri onu götürmemişti. Daha kötü olmasını istemiyorlardı. Öylece kolunda serumla, içli içli ağlıyordu. Kardeşine zarar gelmesinden korkuyordu.

"O adamı kimse elimden alamayacak benim!" Diye bağırdı Pars direksiyona vurup. Saat sabah 8'e geliyordu ki ulaştılar. Semih siren seslerini duyar duymaz odaya girmiş Burçin'in kolundan tutmuş ve,

"Kaçmamız lazım kızım." Diyerek onu çıkarmıştı. Ev büyüktü. Bu polisler için bir avantajdı fakat onlar için değildi. Aşağı indikleri an polisler onları yakalamıştı. Burçin hıçkırarak ağlıyor Semih ise bağırıyordu. Çok masumlardı ya. Pars, Ozan, Deniz, Kaan, Taha, Barkın, Sinan, Dağhan ve Aden tüm evi ayrılarak aramışlardı. Saniyeler içinde onlarla beraber 2 polis tek kapının önündeydi. Pars kapıyı açar açmaz gördüğü manzarayla gözyaşı döktü.

Hemen İlgi'nin yanına çöktü. Sert ama acı dolu sesiyle yanağına dokundu,

"İlgi!" Dedi. İlgi kalkamadı. Pars onu hızlıca kucağına aldı. Başı Pars'ın omzuna düştü.

"Pars..." Sesi o kadar kısıktı ki.

"Abim... Buradayım. Uyanık kalmaya çalış lütfen." İlgi gülümsedi son kez... Ve bilinci kapandı. Herkesin ağzından onun ismi döküldü.

"Abi! Ambulans aramayalım, vakit yok. En yakın hastaneye gitmemiz lazım." Dedi Dağhan kendisinden bile beklemediği bir şekilde. Çok duygusal bir çocuktu.

Hepsi koşarak dışarı çıktığında Pars İlgi'yi Deniz'le beraber ilk müdahaleyi yapması için arkaya yatırdı. Ozan ise ön koltukta oturuyordu. Polislerden 1 araba onlarla beraber diğerleri ise Semih ve Burçin'le ilgilendiler. Taha ve Kaan da diğer arabada ön koltuğa oturdu, Aden, Sinan, Barkın ve Dağhan arkaya bindi.

İLGİ/GERÇEK AİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin