20.BÖLÜM

2.3K 117 29
                                    

Kitabımda reklam yapmak yasaktır.
Yapanların yorumları silinecektir.

Hayat hiç beklemediğiniz bir anda sizi şaşırtabilir. Benim ki 17 yıl sonra oldu. Hayatım cehennemden farksızken bir anda yepyeni insanlar tanışmaya başladım. Önce ailem değişti, sonra yaşadığım ev, hayatıma yeni arkadaşlar girdi, insanlar çıktı.

Ve ben mutluyum. Her ne kadar kavga edip tartışsam da insanlarla, mutluydum. Yaşayıp gideceğiz. Burası geçici bir yer. O yüzden güzel yaşamalıyız, tabii her insan için güzellik kavramı farklı.

Hayatımda olanlar beni biraz da olsa değiştirdi.

Hayatıma yeni insanların girmesi beni mutlu etti. Ailemin olmasıyla ilk defa anne, baba şefkatini hissettim, abi merhametini, kardeş sevgisini hissettim.

Okulun son haftasıydı. Geçen hafta sınavlar bitmişti. En son stüdyoya gitmemizin üzerinden 2 hafta geçmişti ve biz hepsiyle daha da yakınlaşmıştık.

Taha, Kaan, Pars ve Ozan kendilerini affettirmek herşeyi yapıyorlardı. Hatta geçen gün gecenin üçünde Kaan ve Taha benim için pizza yaptı. Her ne kadar tadı mükemmel olsa da verdiğim tepki tam olarak şuydu.

"Nasıl güzel mi?" Diye sordu ben ağzımdaki lokmayı çiğnerken. Çok güzeldi. Hatta dışarıda yediklerimden daha güzeldi. Yuttuktan sonra merakla bekleyen Taha ve Kaan'a döndüm.

"Yani... Vasat'ın üstü." Dedim ve gülmemek için dudaklarımı birbirlerine bastırdım. O ikisi dışında herkes gülmeye başlayınca bende onlara katıldım.

Tepkilerine hayrandım. Ozan sürekli sevdiğim şeylerden bahsedip gönlümü kazanmaya çalışıyor, birşey istediğimde ilk o atlıyordu. Pars ise ufak jestlerle. Hatta geçen gün ben dersteyken çiçek yollamıştı.

Tam tüm dikkatimi hocaya vermişken kapı açıldı ve nöbetçi öğrenci girdi. Elinde kocaman bir çiçek buketi vardı.

"İlgi Baran'a gelmiş hocam." Dediğinde şaşkınlıkla baktım. Kim göndermiş olabilirdi ki? Ayağa kalkıp hızlıca çiçeği elinden aldım. O sınıftan çıkarken bende yerime oturup çiçeği incelemeye başladım. Beyaz lalelerden oluşan bir buketti. Üstünde ise küçük bir not vardı.

'En sevdiğin çiçeğin beyaz lale olduğunu duymuştum. Umarım seversin.' altında ise isim yazıyordu.

Pars

Derin bir nefes alıp hocaya geri döndüm. Yüzümde bir gülümseme vardı.

Bugün haftanın ilk günüydü. Okulun son haftasında okula gitmezdim. Ne hocalar gelmemizi isterdi ne de biz gitmek isterdik. Onun yerine kendime vakit ayırırım.

Bu sabah kendiliğimden uyanıp, kahvaltıya indim.

"Günaydınnn." Dedim ve babamın yanağını öpüp yerime oturdum. Herkes cevap verdiğinde kahvaltıya başladık. Bir süre sonra annem boğazını temizleyerek söze girdi.

"Kızım... Dün annem ve kardeşlerimle konuştum. Eğer senin için sorun olmazsa yarın gelip tanışmak istiyorlar." Başımı iki yana salladım.

"Olmaz annem. Gelsinler." Der demez Dağhan konuşmaya başladı.

"Yarın mı? Hayır hayır ben buna hazır değilim." Diğerleri de homurdanırken kaşlarımı çattım.

"Neden? Kötü insanlar mı?"

"Kötü demeyelim de..." Dedi abim.

"Ne diyelim?"

"Biraz eski kafalı diyelim."

İLGİ/GERÇEK AİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin