0.7

26 6 3
                                    

YILDIZIMI PARLATIN LÜTFENN

Kahverengi kalplerimizi de atalımm
🤎🤎

...

"Sude, kızım. Dönsene bana." Annemin otoriter sesiyle içimden bir küfür savurdum, içimden savurmazsam annem ayağındaki terliği benim kafama savururdu.

Çiçekleri bir elime aldım ve anneme dönerken arkamda saklamaya çalıştım.

"Ne saklıyorsun sen, betin benzin de atmış." Her halimden beni anlamasından bazen nefret eder olmuştum.

"Bir şey saklamıyorum anne." diye gevelemeye çalıştım ama annemin buna inanacak bir kadın olmadığının farkındaydım.

"Bir de yalan söylüyor bana. Elinde çiçek tuttuğunu gördüm canım. Kimden o çiçekler söyle bakalım." Gözünden bir şey kaçsa şaşardım zaten.

"Kimseden ya." dedim. Tanımadığım, ismini bilmediğim bir insandan çiçek aldığımı söyleyemezdim.

"Nasıl kimseden Sude. Göster bakim şu çiçekleri." Arkama sakladığım çiçekleri yavaşça ortaya çıkardım. Çiçekleri gören annemin gözleri ışıldamıştı. Elleri anında çiçeklere uzandığında hiç bekletmeden çiçekleri ellerine teslim ettim.

"Ay zevkliymiş he bunları veren." derken yüzünde güller açıyordu. O an o pısırık marulun annemi bile mutlu ettiğini fark ettim. Hanesine bir artı eklenmişti sanırım. "Ay Sude, Yusuf mu aldı bunları yoksa? O yüzden mi söylemiyorsun bana?"

Annemin mutluluğuyla yüzümde oluşan gülümseme anında soldu. Anneme, Yusuf'u anlattığım için ona olan hislerimi biliyordu; Yusuf'un bana karşı takındığı tavrı da aynı şekil de biliyordu. Onun almayacağını da biliyor olması gerekirdi.

"Ay o kadar attık arkasından ama ben biliyordum o çocuğun içinde iyi birini olduğunu. Ne güzel laleler bunlar. Teşekkür ettin değil mi Sude? Umarım bana baktığın gibi bön bön bakmamışsındır çocuğa."  

Başımı iki yana salladım. Gözlerimin dolması an meselesiydi. 

"Ben çok yoruldum anne, uyuyacağım biraz." diyerek odama doğru adımladım. Annemin arkamdan "Sude, çiçekleri suyun içine koysaydın." demesini ise duymamış gibi yaptım.

Yusuf'un beni bu denli üzmesinden nefret ediyordum. Ona verdiğim değeri, ona karşı hissettiğim hiçbir duyguyu hak etmiyordu.

Odama girip kapıyı arkamdan kapattım ve kalın yorganımın altına attım bedenimi. Üstümü bile değiştirmeye halim yokmuş gibi hissediyordum.

Telefonumu çıkardım ve isimsiz şahısla mesajlaşmamıza girdim. 

Halen mesajlarıma cevap vermemişti.

Sude Taşdemir: Annem çiçekleri çok beğendi. Çok mutlu oldu annem. Tekrardan teşekkür etmek istedim ve ben senin adını çok merak ediyorum M. Lütfen söyle adını."

Moralimin bozuk olması ona karşı kibar konuşmamı sağlamıştı sanırım. Mesajı geri çekmek istedim ama içimde sakladığım Sude'nin o mesaja yansıdığını bliyordum. Dışarıya ördüğüm maskedeki Sude sertti, gıcıktı, güçlü gözüküyordu ama içimde sakladığım Sude asla böyle değildi. O çok naif, kırılgan, çok uysal bir kızdı ama onu bir başkası görürse ona zarar verir, kırardı onu.

Buna izin veremezdim. Ben o Sude'yi babam gittiği an içime hapsetmiştim ve kilidini  de asla bulamayacağım bir yer saklamıştım. 

Babam o Sude'yı kırmasaydı böyle olmazdı. Bu halimin suçlusu babamdı.

Telefonumu yastığımın kenarına bırakıp başımı da yastığıma koydum.

Uyusam geçerdi, uyumam lazımdı.

Gözlerimi kapadım, karanlıktı. Gözlerimi açtım, tavanın beyaz rengi karşıladı beni ama ben aydınlığa çıkamadığımı hissettim.

Babasız kalmak zordu, hele de küçük bir çocukken babasız kalmak daha zordu. Bunu iliklerime kadar hissetmiştim. Ben on yaşındayken bırakıp gitmişti babam.  Kardeşim küçük olduğu için neden gittiğini tam anlayamasa da ben her şeyi anlamıştım. Canımı çok yaktığı için babama hep küskün kalmıştım.

Bir başka kadın için bizi bırakıp gitmişti. Ne iki çocuğunu düşünmüştü ne de ardında kalan annemi.

Yıllar sonra karşıma çıkması da ona olan küskünlüğümü geçirmemişti o gün bügündür görmüyordum onu. Üç yıl önce görmüştüm en son onu, şimdi ne halde olduğunu bile bilmiyordum ama bu beni ilgilendirmiyordu.

Gözümden akmaya meyleden yaşa izin vermeden sildim. O adam için dökecek tek damla yaşım yoktu artık.

Hak etmeyen kimse için akıtacak tek damla yaşa sahip değildi gözlerim.

Uykum da kaçmıştı. Sırtımı yatağın başlığına yaslayıp telefonuma uzandığım an odaya yayılan bildirim sesi kulaklarıma çarptı. Telefonuma aldığım gibi ekrana düşen bildirime baktım ve isimsiz şahsın mesaj attığını gördüm.

Asık suratım da minik de olsa bir tebessüm oluştu ve ben bu halime anlam veremedim.

yollardaarabeni: Annenizin de gönlünü çeldiğimize göre bu iş tamamdır diyorum sarı papatya hanım. İsmimi ise yarın öğreneceğinizi düşünmekteyim, o banka gelirseniz eğer size çok önem arz eden ismimi söylemiş ve sizinle tam anlamıyla tanışmış olurum papatya hanım.

NEREDEN ÇIKTIN KARŞIMAWhere stories live. Discover now