0.9

17 3 10
                                    

AY HELÜÜÜ

NABERSİNİZZ

OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN

KAHVERENGİ KALP SATIRI

...

"Ben Miraç, Miraç Akay ve sen de Sude'sin. Sude Akay olacaksın."

Miraç... Güzel isimdi.

"Ben Mahmut bekliyordum ama..." diye mırıldandığımda yok artık dermiş gibi baktı.

"Ne Mahmut'u kızım, öyle bir tip mi var bende?"

"Tip yokta, öküzlüğün tam bir Mahmut." Kıkırdamamak için kendimi zor tutarken biraz  önce söylediği şeyi fark ettim. Sude  Akay mı olacaktım?  "Ayrıca baya da iddialısın bakıyorum da. Sude Akay falan, ne oluyoruz?" dedim.

Yüzünü yüzüme daha da yaklaştırdı. "Ne kadar iddialı olduğumu söylediğimi gerçekleştirdiğim gün göreceksin."

"Ya gerçekleştiremezsen. Beni ikna etmek zordur."

"İnadını da seni de çok iyi bilirim ama ben yapacağım dersem yaparım Sude. Seni Sude Akay yapacağım, hem o sevmediğin soy isminden de kurtulmuş olursun."

"Soy ismi mi sevmediğimi nereden biliyorsun?" dedim merakla. 

"Biliyorum."

"Nereden biliyorsun?"

"Çünkü uzun zamandır tanıyorum seni."

"Mesela ne kadar zamandır?"

"Mesela," dedi düşünüyormuş gibi  yaparak. "Soy isminden nefret atmaya başladığın zamanda tanıyordum seni."

Gözlerim şaşkınlıkla irileştiğinde kendimi hemen geriye çektim. "Lan sen ne diyorsun?" 

Babamla annem ayrılalı sekiz yıl olmuştu. Bu çocuk beni bu kadar zamandır tanıyor olamazdı.

"Sen şaka yapıyorsun herhalde." dedim kendimi ikna edercesine.

"Yapmıyorum," dedi gayet ciddi olan ses tonuyla.

"O kadar zamandır nereden tanıyabilirsin sen beni?"

"Tanıyorum Sude, sen beni hatırlamıyor olsan da ben seni hatırlıyorum."

"Ya bir git işine ya," dedim. Ben niye hatırlamayacaktım ayrıca?

"Sude, annelerimiz bile tanışıyor bizim. Git annene sor."

"Lan ben hafızamı mı kaybettim? Niye hatırlamayacakmışım?"

"Kızım ben de küçükken birlikte çekildiğimiz fotoğrafımız bile var."

"Harbi mi lan?"

"Harbi."

"Anlatsana," dedim omzuna vurarak. "Niye meraklandırıyorsun adamı?"

"Anlatacağım elbet ama şu an bence geçmişi değil de şimdiyi değerlendirmeliyiz. Hem sen ismim hakkında yorum yapmadın, alındım yani sevmedin mi ismimi?"

"Cık," dedim yalan söyleyerek, ismi gayet hoştu. "Dedim ya Mahmut bekliyordum ya."

"Kızım şöyle kibar bir adama nasıl Mahmut ismini yakıştırırsın? Ayıp değil mi?"

"Ne yani Mahmutlara kaba mı diyorsun sen? Mahmutlar da vardır, sen ayıp ediyorsun asıl."

"Bu Mahmut takıntın ne?"  Kaşlarını çatıp sorduğu soruya kıkırdadım.

"Özel." dedim inadına.

"Nasıl bir özelmiş bu?" Sanırım biraz sinirleniyordu.

"Özel dedik işte, neden sorguluyorsun?"

"Sude," dedi sert bir ses tonuyla. "Kimmiş bu Mahmut Bey?"

"Aaa ne kızıyorsun be? Mahmut Tuncer benim özelim olamaz mı?"

"E yok artık Sude." derken bana kınayıcı bakışlar atıyordu ama ben omuz silktim ve aldığım ekler tatlısını poşetinden çıkardım.

"Tatlı yiyelim tatlı konuşalım canım." dediğim an gök bir anda gürlediği için yüzümü buruşturmuştum. Üstüme bir şey almamıştım, yağmur yağamazdı.

"Niye yüzünü buruşturdun?"

"Yağmur yağacak, üstüme hırka almadım ben."

"Bunu mu dert ediyorsun be kızım? Alt tarafı iki gün yatak döşek yatarsın, ne var?"

"Ayı," dedim önümdeki paketin ağzını açıp ona uzatırken. "Al şundan biraz ye de ağzın güzel laf yapsın."

"Benim ağzım gayet güzel laf yapıyor Sude Hanım. Ayrıca sen biliyor muydun, ben sizin dershanedeyim."

"Allah Allah." dedim şaşırmış gibi. O gün beni dershanenin önünde görmüştü zaten. Çok normaldi.

Eline aldığı iki ısırıkta yediğinde öylece bakakaldım. Harbiden ayı olabilir miydi?

"Ne bakıyorsun kızım öyle?"

"Harbiden ayı olup olmadığını sorgulamakla meşgulüm."

"Ayı olabilirim ama sadece senin ayın olurum. Pofuduk ayı  yani." dedi omuzlarını dikleştirerek. Sanırım sporla uğraşıyordu.

"Kasların var senin." dedim yeni fark etmiş gibi.

"Tabii, sevdiğimiz kızı korumak için ön hazırlık yapıyoruz biz." 

"Sevdiğin kız kimmiş?"

"Valla maviş maviş bakıyor bana. Anlarsın ya kim olduğunu." Tam gözlerinin içine bakarken bunu söylemesi sertçe yutkunmama hatta nefes alamama neden olmuştu.

"Yürümüyor,"

"Uçuyorum valla." 

"Yalnız bir şey diyeceğim? Böyle yaparsan ben sana aşık olurum." Bu benim için de bir itiraf olmuştu ama bir anda çıkıvermişti ağzımdan.

Tüm dişlerini göstererek gülümsedi ve elindeki eklerin kalan kısmını bana uzatarak. "Duygularımız karşılıklı Sude Hanım ama sen biraz geç kaldın sanırım."


...

ALALALA MİRAÇ BEY

Ben bunları çok seviyorum heee

Oy ve yorum atmayı unutmayın len, hadi görüşürüz.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 08 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

NEREDEN ÇIKTIN KARŞIMAWhere stories live. Discover now