~MİSAFİR KİM?~

181 139 62
                                    

"Doktor Bey hastamız uyanıyor"
"Oh harika önce kahvaltısını yapsın sonra ilaçlarını verirsiniz hemşire hanım ben çıkıyorum"
"Peki Doktor Bey"

*Namra gözlerini açtığında kendini hastane odasında bulur aklına annesi gelir yataktan kalkıp bağırmaya başlar ama kolundaki serumu fark etmemiştir*

"Annem nerde?"

*Hemşire yataktan hızla kalkmakta olan Namra'yı durdurur*

"Namra böyle yapmamalısın kolunda bir serum var"
"Annemi görmek istiyorum o nerde?"
"Annen şu an gayet iyi yan odada senin uyanmanı dört gözle bekliyor"

*Namra hemşirenin dediklerine şaşırır. Annesinin onun uyanmasını dört gözle beklemesi Namra'yı mutlu etmiştir çünkü ilk defa annesi tarafından sevildiğini hissetmiştir* (ah namra üzümlü kekim)

"Bize ne oldu?"
"Annenle ikiniz doğalgaz zehirlenmesi yaşamışsınız ikinizi bir adam getirdi kim olduğunu bilmiyoruz annen verdiğimiz ilaçların etkisiyle 4 saat içinde uyandı sen ise yaklaşık 17 saattir baygınsın tam endişelenmeye başlamıştık ki sen uyandın."
"Şu an saat kaç?"
"Saat 08.13 Namra. Hadi ben sana yardım edeyim elini yüzünü yıka sonra seni annenin yanına götüreceğim beraber kahvaltı yapacaksınız annen senin hala uyanmadıgını öğrenince yemeden içmeden kesildi"
"Tamam çabuk olalım o zaman" der Namra yataktan fırlarken.

"Namra dur sana kaç kere diyeceğim dikkat et diye kolundaki serumu ne ara unuttun?"
"Özür dilerim hemşire bayan"
"Bana Ji-sou diyebilirsin"
"Peki Ji-sou"

____________________•°•°•°•__________________

"Seni çok seviyorum anne"
"Bende seni çok seviyorum canım kızım"
"Bana neden bu güne kadar kötü davrandınız?"
"Senin kıymetini bilemedik yavrum sana söz veriyorum bir daha öyle şeyler olmayacak"
(babannemin kurgu değil diyip ağladığı sahne)

*İçeri hemşire Ji-sou girer*

"Namra telefonun çalıyor al bakalım" der telefonu uzatarak.

*Arayan Namra'nın en yakın arkadaşı Seo-yeon'dur.*
Namra annesine "Anne arkadaşım arıyor hemen dönerim" der ve odadan çıkar.

"Alo?"
"Alo Namra sen misin?"
"Evet benim Seo ne oldu?"
"Ne oldusu mu var kızım öldüm meraktan dünden beri arayıp sormuyorsun eve çıktın bir daha dönmedin annesi izin vermemiştir diye düşünüp evime geldim aradım aradım kaç tane mesaj attım bakmadın ne oluyor sana böyle?"
"Ne olmadı ki?"
"Ne? Kızım anlatsana delireceğim"
"Uzun hikaye Seo sonra anlatırım" der ve telefonu kapatır yüzündeki hafif gülümsemeyle. Annesinin artık onu sevip değer verdiğini anlatmaya can atıyordur oysa.

"Namra kızım hadi gel kahven soğuyacak kahvaltını et öyle konuş arkadaşlarınla"
"Geldim anne"
"Anne daha ne kadar burda kalacağız?"
"Doktor yarın taburcu olabileceğimizi söyledi kızım"
"Tamam anne"

*Namra'nın aklına babası gelir ve biraz bekledikten sonra annesine sormaya karar verir*

"Anne babam nasıl?"

*Annesinin yüzü düşer sanki hatırlamak istemediği birşeyi hatırlamış gibidir yüzündeki ifade.*

"Kızım baban hastanede yoğun bakımda"
"Durumu nasıl?"
"Gayet iyi sadece şu an baygın ve vücudunda kırıklar olduğu için yoğun bakımda"
"Başka?"

*Annesi her ne kadar durumu gizlemeye çalışsa da becerememistir*

"Baban bitkisel hayatta kızım"
"Peki ne olacak?" der boğazına takılan düğümün zorluğuyla.
"Doktorla görüştüm en fazla bir hafta yaşayabilirmiş" der annesi gözündeki yaşı silerek.
"Sonra?" der üzgün bir ses tonuyla Namra

*Annesi oldukça gergindir kızına bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyordur ama "daha fazla gizlemenin anlamı yok" diyerek söyler;*

"Ölecek kızım"

*Namra hıçkırarak ağlamaya başlar*
*Annesi onu bağrına basar ve sakinleştirmeye çalışır.*

____________________•°•°•°•____________________

*Namra kahvaltısını eder ve ilaçlarını alır sonra ne olduysa bir bir Seo-yeon'a anlatır.*
*Namra tüm gününü Seo'yla konuşarak ve hastane içinde turlayıp sosyal medya hesaplarına video çekerek geçirir. Babasının ölümü onu her ne kadar üzmüş olsada hayat devam ediyordur sonuçta üzülmenin ve ağlamanın bir anlamı olmadığını biliyordur.*
*Yatma zamanı gelmiştir*

"İyi geceler anne"
"İyi geceler Namra'm canım kızım"

___________________•°•°•°•___________________

Ertesi gün Namra uyandığında tatlı bir memnuniyet kaplar içini annesiyle artık arası iyidir sonuçta ama sonra aklına babası geliverir "hayat neden bu kadar acımasız" der kendi kendine ardından kapının önünde büyük ses kopuverir

"Doktoru çağırın çabuk" der ince bir kadın sesi.

Sonra bu sesin hemşire Ji-sou'ya ait olduğunu fark eder. Doktor koşar adımlarla yan odaya girer. Namra önce umursamaz sonra yan odanın annesine ait olduğunu hatırlar.

"Olamaz annem". diye bağırır ve yataktan kalktığı gibi annesinin odasına koşar. Kolunda yeni takılmış olan serumun kopmasıyla kolundaki acıyı hissetmez bile.
*Kapının önünde büyük bir hemşire topluluğu yüzünden annesini göremez ve hepsini ittirerek içeri girer.*
Annesi o kadar kötü yatıyordur ki önce ölmüş olduğunu düşünür Namra. Böyle bir şeyin olmaması için Tanrı'ya dua eder icinden. Doktor hemşirelere Namra'yı dışarı çıkarmaları gerektiğini söyler. Hemşireler Namra'yı kolundan sertçe kavrayıp dışarı çıkarmaya çalışır ama Namra direnir ve bağırmaya başlar;*

"Bırak beni annemin yanında olmak istiyorum bırak dedim sana"

Hemşirelerden biri elinde sivri uçlu bir iğneyle içeri girer ve iğneyi Namra'nın koluna batırır. Sakinleştiricinin etkisiyle Namra uykuya dalar.

___________________•°•°•°•__________________

Uyandığında olan bitenin farkındadır Namra. Bir gün önce aynı saatte annesinin iyi haberini aldığı odada şimdi annesinin ölüm haberiyle yanıp tutuşmak bu genç yaşında hiç unutamayacağı bir travma olmuştur ona.
Keşke Bay Han'a öyle söylemeseydim diye içi içini yiyordur Namra'nın. Ama ölen kişi geri getirilemezdi sonuçta. Artık çok geçtir zamanda.

*İçeri doktor girer* (isin icine ettin doktor surda azıcık edebiyat yapalım dedik)

"Hiç bir şey duymak istemiyorum herşeyin farkındayım doktor"

*Doktor biraz side eye attıktan sonra şunları der;*

"Misafiriniz var diyecektim"

𝘿𝘼𝙍𝙆 𝙈𝘼𝙂𝙄𝘾Where stories live. Discover now