Bölüm 4

330 6 0
                                    

JASMİNE

"Saçını mı kesecek?"

"Hayır, tatlım. Kafa derime masaj yapacak. Sana da yapsınlar mı?"

"Evet, lütfen." Sorar sormaz parıldayan kocaman gözlerini görünce kıkırdadım.

"Masaj yaparken canını acıtmamaya dikkat ederim," dedi adam ona doğru döndüğümde. Filmden sonra öğle yemeği için Dominos'a gitmiştik, sonra da spaya gelmek istedim.

"Rahat ol tatlım. Kafa derine masaj yapacak. Hoşuna gitmezse söyle," deyince Thea başıyla onayladı. Mick ve Sherry arkamızdaki kanepeye oturdular.

Iris bir süre önce arayıp işler yolunda mı diye kontrol etmişti. Mick ve Sherry'i de birkaç kez aradığından emindim. Sanırım hâlâ bana tam olarak gücenöiyordu.

Gevşedim ve Thea'nın babasını düşündüm. Tehlikeli ve güçlü aurası beni korkutuyordu.

Thea'nın yaşam tarzı hakkında düşüncelerini söylediğimde kararan mavi gözlerinde tuhaf bir şeyler vardı. O sözlerin egosunu zedelediğinden emindim.

Burada oyalanmamızın nedeni adamla yüz yüze gelmek istemememdi. Malikâneye gittiğimizde gitmiş olmasını umuyordum.

Iris, adamın malikânede kalmadığından bahsetmişti; Thea'yı kontrol etmek için gelmiş olmalıydı.

Eğer Thea'yı kontrol etmek için gelmişse dışarı çıkmamıza da izin vermezdi herhâlde. Yoksa malikânede mi kalacaktı?
Aman Tanrım! Onun burada kalmasını istemiyorum...

~

Spa'da bir saat geçirmiştik ki Iris telefon ederek dönme vaktimizin geldiğini hatırlattı.
Bir dahaki sefere Thea'nın odası için alışverişe gitmeye karar verdim.

Aklımdaki işlerin en önemlisi Thea'nın odasını düzenleyip onun istediği hâle getirmekti.

Spa'dan ayrılırken Thea elimi tuttu. Ben onun elini nazikçe tutarken o sanki onu terkedecekmişim gibi sımsıkı tutuyordu. Birbirine dolanmış ellerimize bakıp gülümsedim.

Mick sürücü koltuğuna, Sherry ise yolcu koltuğuna geçti. Thea ve ben arka koltuğa oturduk. Thea arabaya biner binmez başını kucağıma koydu. Bıraktım uyusun, yorgun olmalıydı.

Malikâneye vardığımızda saat altıya geliyordu, Thea'nın babasının gittiğini düşünüyordum. Mick kızı taşımam istemesine rağmen, uyuyan Thea'yı kucaklayıp sevinçle içeriye götürdüm.

Thea beni bir türlü bırakmayınca, onu kucağımda odasına taşımaya karar verdim.

Mick ve Sherry yapacak işleri olduğu için dışarıda kaldırlar. Etraf her zamanki gibi sessizdi.

Thea'yı taşımak biraz zordu çünkü daha önce hiç çocuk taşımamıştım,hele de yedi yaşında bir çocuğu. Neyse ki ayağımda spor ayakkabılarım vardı.

Tam Thea'nın odasına giden koridora girmek üzereyken birinin "Bekle," dediğini duydum.

Arkamdan gelen kalın sesi duyar duymaz gözlerim fal taşı gibi açıldı, olduğum yerde kaldım. Thea'nın babası gelip önümde durdu.

Gece ÇökünceWhere stories live. Discover now