Bölüm 34

308 7 0
                                    

JASMİNE

Talia ve Christopher girişe giden koridorda durdular.


Ne olduğunu sormak için onlara doğru yürüyecekken Theo'nun yüzünde öfkeli bir ifadeyle dışarı çıktığını gördüm. Arkasında siyah takım elbise giymiş birkaç adam vardı.

"Haberlerden emin misin? Ben kimseyi davet etmedim Theo," dediğini duydum Talia'nın.

Theo bana bakarken hiçbir şey söylemedi. Talia ve Christopher, Theo'nun bakışlarının yönünü görünce arkalarını döndüler.

İkisi de endişelerini gizlemeye çalışarak bana gülümsediler. "Jasmine, hayatım, burada ne yapıyorsun?" diye sordu Talia.

"Theodore'la konuşmak için çıktık, geri döneceğiz. Misafirlerle ilgilenecek biri olmalı. Lütfen, neden geri dönmüyorsun?" diye ekledi.

Ne diyeceğimi bilemeden gözlerimi kırptım. Bakışlarımı, gözlerini kaçırmayan Theo'ya çevirdim.

Gitmek için arkamı dönmeden önce ağzımı açıp kapadım. Iris'in koridorda yürüdüğünü gördüm.

Arkamda Talia ve Christopher'ın ayak seslerini hissettim. Iris önümüzde durdu, Talia ve Christopher'a bakmadan önce bana bir bakış attı.

"İyi akşamlar Bay ve Bayan Jefferson. Umarım iyisinizdir," dedi Iris hafifçe başını eğerek.

"Burada ne işiniz var? Buraya girmenizin yasak olduğunu bilmiyor musunuz? Malikâneye girmenize kim izin verdi?" Talia soruları Iris'e peş peşe soruyordu.

Sesinde kızgınlık, gerginlik ve öfke sezdim.

Talia'nın sesinde daha önce hiç öfke duymamıştım.

Iris bir dakika boyunca hiçbir şey söylemedi.

"Varlığımla sizi kızdırdıysam özür dilerim Bayan Jefferson. Hanımefendimin emirlerini yerine getiriyorum. Madamın emirlerine uymaktan başka bir şey gelmiyor elimden."

Madam? ~diye kendi kendime sordum ama tek kelime etmedim. Talia ya da Christopher bir şey söyleyemeden, bize doğru yürüyen kişiyi gördüm.

Vücudunu ikinci bir deri gibi saran şık beyaz bir elbise giyen kadının bize hınzırca gülümsemesini izledim. Çok güzeldi.

Sanki bir şey için hazırlanmış ve biraz eğlenmek için sabırsızlanıyormuş gibi bakıyordu. Ve bu düşünceler nedense beni korkutmaya başladı.

Onu tanımıyordum ama Theo, Talia ve Christopher tanıyordu belli ki. Başımı çevirince Theo'nun önümde bir kalkan gibi durduğunu gördüm.

Sıkılmış çenesini görebiliyordum. Çok öfkeliydi. Gizemli kadın derin gamzelerini göstererek tekrar gülümsedi.

Şimdi yakınımda olduğu için onu bir yerlerde görmüşüm gibi geliyordu ama nerede olduğunu hatırlayamıyordum.

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu, Theodore. Nasılsın?" diye sordu kadın Theo'ya gülümseyerek.

Theo ona cevap vermeyince güldü. Bakışları bana kaydı ve hınzır gülümsemesi yüzüne geri döndü.

"Sen Jasmine olmalısın. Senin hakkında çok şey duydum," dedi bir adım öne çıkarak.

Ona boş boş baktım. "Zavallı şey, kim olduğumu merak ediyor olmalısın. Kendimi tanıtmama izin ver."

"Ben Lana... Lana Satre. Thea'nın annesi," dedi. Kendimi toparlamadan önce şok içinde ona baktım, yeni bir korku bedenimi ele geçirmişti.

Gece ÇökünceWhere stories live. Discover now