Hasret 18 yaşında..

1.5K 120 20
                                    

Hasret kapıda azarladığı adamın oraların en önemli ağası olduğunu öğrenince hem korkmuş hemde ona saydırdığı laflar aklına gelince istemsizce gülümsemişti..

Kafasında ki Bu düşünceler ile Hasret
"Adam için herkes acımasız ağa, gaddar bir adam diyorlar.
hiç de öyle biri değilmiş dimi Zeliha dedi.
onun bu söylediklerini dinleyen dadısı yukarda oturan babasına ve Welat ağa ya kahve hazırlıyordu.

Zeliha, onun susmayan çenesini dinlerken kahveyi karıştırmaya devam ediyordu..

"adamın dedikodusunu yapmak yerine şu kahveyi mi yapsan acaba küçük hanım..

kaç yaşına geldin elinden hiç bir iş gelmiyor diye çemkirdi .
Hasret elinde ki elmayı ısırıp
Aman!! Zeliha ben ne anlarım kahveden,
diyip yine işin içinden sıyrılmayı seçerken içeri analığı girdi..
Analığı;
aman Zeliha aman buna kahve mi yaptırılır, adamlar zehirlenir bunun pişirdi şeylerden. Yılan dilli kadın Bunları derken bir yandan iyice  Hasret'in yüzüme yaklaşıp
Allah seninle evlendirip kimin başını yakacak acaba
, kim ki o zavallı diye yine Hasret'i aşşalamaya geçti..

çocukken hem dövüp hemde aşşalarken artık dayak konusunda Hasret kendisini dövmesine izin vermiyordu. ama onun yılan diline bir çare bulamamıştı...
Onun o çatal iğneli  diline ise anca çenesi ile karşılıklı vererek içini soğutuyordu..

Kadın Hasretin burnunun dibindeyken,
bu sefer Hasret ona doğru konuşarak..

Seni bile alan olmuş be Havaana..
benimi almayacaklar, sen bunları düsünüp boşuna kendine dert etme, bak erkenden menopoza girdin bir çocuğun bile olmadı.. diyen Hasret elinde ki elmayı sertçe tezgaha koydu..
Analığı Hasret'in bu sözlerine burnunda solusada şuan evde ki misafir yüzünden hiç birşey yapamıyordu..

Zeliha ortamı yumuşatmak için elindeki kahve tepsini Hasret'in eline tutuşturup hadi şunları yukarıya ver gel dedi...
Hasret eline tutuşturulan tepsi ile analığına burun kıvırarak mutfaktan çıktı...

Yukarıya çıktığında babası ve o adam ayakta birşeyler konuşuyordu. Onların yanına doğru adımlayınca ikiside ona karşı döndü..
Hasret babasının uzun zamandır görmediği gülen yüzünü görünce çok sevindi.. abisi babasının başına sürekli bir işler açıyor sonrada ortadan kayboluyordu.. en son evlerini borç için silahlı adamlar basmış babasına zorla beton fabrikasının devrini imzalatmışlardı.

bu olayın olduğu o günden bu yana babası çok kötü günler yaşıyordu....

Şimdi onun yüzünün birazda olsa gülmesi Hasret'i de mutlu etmişti... Babası o adama oturmasını söyleyince Hasret elindeki kahveyi ilk o adama uzatıp sonrada babasına vermişti..

Babası Hasret'e Welat ağa sayesinde fabrikayı kurtardığını söyleyince Hasret ona dönüp gülerek teşekkür etti.. Hasret'in teşekkürüne ise adam  elinde ki fincanı bir dikişte içmiş üstüne birde o fincanı  yere düşürünce Hasret'in gülümsemesi iyice arttı. eğilip adamın düşürdüklerimi toplarken adamda onunla birlikte eğilince göz göze geldiler Hasret, babası Agâh ağanın bu duruma kızar korkusu ile Adamın düşürdükleri hemen toplayıp odadan çıktı. kapıdan çıktıktan sonra ise buna acımasız ağa değil sakar ağam demeleri lazım diyip gülerek mutfağa indi..

Zeliha biliyor musun bu yukarıda ki adam çok sakar elindeki kahve fincanına bile sahip olamıyor diyerek mutfağa girdi.. elindeki servis tepsisi ve adamın düşürdüğü fincanı tezgaha koydu..

Zeliha onun dediklerine gülüp ona o fincanı düşürten utansın diye cevap verdi...
Hasret onun bu dediğini anlamamıştı ama.
Zeliha Welat Ağa'nın kapıda ki o heyecanlı halinden merdivenlerden çıkarken gözleri ile etrafta Hasret'i ararken ki hareketlerinden, onun Hasretten hoşlandığını anlamıştı..

Kolu ile  yaninda ki Hasret'i dürten Zeliha ;

Kız diyorum ki adam belki senin yüzünden
eli ayağına dolaşmış tır..

Hasret onun söylediklerini bu sefer anlayıp;
Aman be Zeilha çok komiksin..
biliyorsun, benim hedeflerimde aşk yok,
ben okuyup bu cehennemden kurtulama derdindeyim sen ne diyorsun.
benim ne işim olur o adamla diyip mutfaktan çıktı..

Zeliha masaya oturup,elini yüzüne koydu,
Bir anda geçmişe gitti.
Hasret Welat ağa onlara ilk geldiği gün ben büyüyünce onunla evlenecem diye tutturmuş.. Günlerce de söz verdi bir daha gelecek diye kapılarda beklemişti..
Hasretin unuttuğu bu geçmiş,
Zelihanın daha dün gibi aklımdaydı..

Hep Hasret açısından baktığı duruma bugün ise Welat tarafında bakmaya başladı...
Bir güvercin kartala aşık olursa o güvercin ölmeye mahkumdurda.. ya bir kartal güvercine aşık olursa bu hikaye nasıl olurdu..
Aşık bir kartal parçalamadan sevmeyi becerebilir miydi....

Zeliha Bu karmaşık düşünceler içinde iken ayak sesleri duyunca dışarı çıktı.. Welat ağa gitmek için kalkmış.. Agâh Ağa da onu geçirmek için birlikte aşağı iniyorlardı..

Mutfak kapısından bakan Zeilha Welat Ağa'nın gözleri ile etrafta Hasret'i aradığını fark etti ..
Adam o kadar yavaş yuruyordu ki belli ki  Hasret'i tekrar görürüm umudu taşıyordu..
Ama Hasret odasına çıkmıştı onun gitmek için kalktığını bilmiyordu..
Agâh ağa Welat ağayı geçirirken Zeliha da Hasretin odasına geçti...

Gördüğü manzara çok güzeldi.. az önce benim o adamla ne işim olur diyen Hasret camdan onun gidişini izliyordu..

Zeliha; heyyy!!! Küçük hanım diyince camdan Welat ağayı gözetlemeye dalan Hasret bir anda korktu.. damağını kaldırarak

Of Zeliha ya korktum..

Zeliha Hasret'e
Ne yapıyorsun bakayım camlarda, işim olmaz dediğin adamı mı gözetliyordun.. diye sordu..

Hasret onun dediğine;
aaa Zeliha ya ne alaka bir ses duydum neymiş diye ona bakıyordum senin için fesat diyip düştüğü durumdan yine çenesi ile sıyrılmıştı..

Hasretin tek derdi vardı babasının onu kazandığı okula yollaması,
aslında puanı İstanbul'da ki iyi okullara bile tutuyordu ama babası Anca Diyarbakır'da okumasına izin vermişti..
Abisinin olayları yüzünden vazgeçer korkusunu yaşarken bu adamın gelmesi ve sorunlarına yardımcı olması içine su serpmişti..

Koşarak gidip babasının yanına girdi..
Babasının iyi gününe denk gelirse istediği şeyi kabul ettiriyordu ama analığı doldurunca yediği lokmayı bile başına kakıyordu
.. inşallah iyi saatidir diye umarak okul konusunu açmak istiyordu..

Odaya giren Hasret Baba dedi.. ..

Agâh ağa onu duyup baktı Welat ağa nın gelişi ve fabrikasını kurtarması neşesini yerine getiren adam gel kızım diyince Hasret onun iyi saati olduğunu düşündü..
yanına giderek..

Baba fabrika işi çözüldüyse dönem başı beni Diyarbakır'a okula yolluyacaksın dimi diye korkarak sordu...
Ama Agâh Ağa'nın cevabı net değildi.
o zaman gelsin bakarız diyip Hasreti bir nevi başından savdı. Sonrasında bu konu hiç konuşulmamış gibi

git aşağıya haber ver sofrayı kurşunlar kaç günlerdir sitresten yemek yiyemedim.
Karnın aç dedi..
Hasret umduğunu bulamadan odadan çıktı..

Odada Tek başına Kalan Agâh ağa yüzüne daha önce kimsenin görmediği sinsi gülümsemesi ile ;
babanı zamanında çok kandırdım..
belli ki sıra sende Welat ağa diye fesat düşüncelere daldı..

İyilikten maraz doğar sözünü yaşatmaya hazırlanıyordu...


Adın benim kaderimWhere stories live. Discover now