nişan

1.4K 89 27
                                    

Welat yanında ki kıza aşkla bakarken, Allah'a ettiği her duayı bana hayırlısını nasip et Rabbim diye bitirdiğini hatırladı.. şuan yanında ki bu güzellik o duaların kabul gibiydi..

Hasret ise yanında ki adamın neler düşündüğünü bilmeden Welat'ın kendisi için açtığı müziği keyifle dinliyordu. Dinledikleri
Kürtçe şarkının, seni seviyorum çocuklar gibi kısmına gelince ise Welat içinden şükür ederken dışından Hasret'e bakarak şarkıya sesli şekilde eşlik ediyordu..

Hasret bu güzel sözleri onun dilinden duymanın mutluluğu içine girmişti.
Hem çok Seviyor hem de çok seviliyordu....

Ama arabaları Şehir merkezine yaklaşınca bu neşesinin yerini ise bir korku kapladı.

Daha bir kaç gün önce onunla çarşıya indikleri için, Welat'ı istemeden zor durumda bıraktığını hatırladı...

bakışlarını Welat'a döndüren Hasret "şimdi yine bizi görecekler ama" diye mahcup bir ses tonuyla konuştu.

Onun bu tedirginliğine inat Welat ise gayet sakin görünüyordu.

Hasret'in söylediği cümleye  "bence görmeyen kalmasın artık" diyerek kısa bir cevap verdi..

Hasret ise  duydukları ile daha çok tedirgin olarak "ne demek görmeyen kalmasın Welat daha yakın zaman da başımıza neler geldi bunu ne çabuk unuttun sen" dedi ..

Welat'ın hiç bir şey umurunda değildi. yanında ki kız sevdiği kızdı, ve yakın zaman ise o kız ile de nişanlanacaktı. onları yan yana birilerinin görmesin de ve hakların da konuşmasında onun için artık hiç bir sorun yoktu.

Hasret'in de bu kadar tedirgin olmasını ve korkmasını yanlış bularak " korkacağın bir durum yok, biz artık nişanlı sayılırız gören görsün kimin ne düşündüğü bizi ilgilendirmez sen sadece şuan birlikte olmamızın tadını çıkar şu yüzünü de lütfen düzelt sana somurtmak hiç yakışmıyor" dedi ve elini Hasret'in yanağına götürerek okşadı.

Hasret hala biraz endişe için de olmasına rağmen Welat'ın söylediklerinde haklı olduğunu düşünerek bunu ona belli etmemeye çalıştı. geldikleri çarşı meydanın da arabasını park eden Welat önce kendisi indi ve hızlıca Hasret'in kapısını açmaya yöneldi. yakında nişanlanacağı kız ile kimseyi umursamadan bir mekana girip oturmak istemek kendisinin en doğal hakkı olarak görüyordu.

Hasret Welat'ın açtığı kapıdan inidikten sonra onun yanında yürümeye çekinince birden Welat'ın elini tutması ile şaşırdı ve bu durumdan da azıcık utandı. yine de tutulan elini çekmedi ve Welat'n yanın da yürüdü.

ikilinin el ele girdikleri mekanda Welat'ı tanıyan çalışanlar, hemen onları kapıda karşıladılar ve onları mekanın en güzel masasına yönlendirdiler. içeride yürürken Hasret girdikleri andan itibaren mekanda oturan herkesin onlara baktığını fark etti, bu yüzden de elinin Welat'ın elinde oluşunun üzerine bir de bu durum yüzünden utancı iyice artıyordu.

Welat ise kimseyi umursamadan geldikleri mekanda oturacakları masaya kadar kimseyi takmadan keyifle yürüdü. ve Hasret'in sandalyesini çekerek onun rahat bir şekilde oturması ile ilgileniyordu.

İkili oturunca Welat Hasret'e bakarak "burayı beğendin mi" diye sordu.. Hasret etraflarında ki insanların dik dik bakışlarına odaklandığı için Welat'ın bu sorusunu duymadı.. onun kendisine cevap vermemesi üzerine tekrar Hasret diyerek seslenen Welat,
Hasret'in kendisine değil de nereye bu kadar dikkatle baktığını merak ederek onun gözlerinin olduğu yöne kafasını döndürerek baktı.. gördüğü şeyden de hiç şaşırmadı utangaç sevdiği, mekan da sürekli kendilerine bakan insanları şaşkın gözlerle inceliyordu..

Adın benim kaderimWhere stories live. Discover now