Gizemli Mektuplar

583 69 147
                                    

Hellööö babuşlar

Yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar.

Bölüm şarkısı - ?

Bölüm şarkısı - ?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Buket Ayaz

Bazı insanların hisleri kuvvetlidir. Artık altıncı his mi denir bilmiyorum ama başlarına ne zaman kötü bir şey gelecek olsa hissederler. Kahinler sanırım bu gruba dahil sanırım.

Bir de öngörü vardır. Dünya liderlerinde görülür. Olayları detaylıca incelerler ve gelişebilecek sonuçları sıralayıp buna göre hareket ederler. Tüm hamleleri tedbirli ve stratejiktir. Hata payını en aza indirirler. İlk grup şanslıyken ikinci grup zekalarının meyvelerini yerler.

Ne yazık ki ben bu iki gruba da dahil değilim.

Ne altıncı hissim vardır ne de öngörüsü olan bir insanımdır. Dümdüz birisiyim işte. Bir işe kalkışmadan önce detaylıca düşünürüm ama çoğunlukla tüm sonuçları hesaplayamam. Araştırmamı yapar, elimden geldiğince dikkat ederim ama kalkıştığım her işten istediğim verimi alamam. Baktım her şey ters gidiyor bu sefer de şansıma güvenirim ama şans da beni yarı yolda bırakır.

Bazı eşyaların şans getirdiğine inanırım. O yüzden en son olarak da yanımdan asla uğurlu Fenerbahçeli anahtarlığımı ayırmam. Gerçi bu biraz boş bir umut Fenerbahçe’nin kendine hayrı olsaydı son dokuz yılın birisinde şampiyon olurdu. Neyse inşallah o sene bu senedir.

Bazı eşyalar nasıl şansı sembol ederse bazıları da bence felaketi sembol eder. Mesela bir merdivenin altından geçersen uğursuzluk geleceğini söylerler. Benim öyle gördüğüm bir eşya yok. En azından yarına kadar yoktu. Yarından sonra en nefret ettiğim şey günlük olacaktı. Kenarları altın işlemeli, şömizli, siyah renkli, içi boş bir günlük. Felaketimin başlangıcı, güzel günlerimin sonunu bir kağıt parçasının getireceğini bilseydim en baştan yazar olmazdım.

Sakince yatağımda yatarken üzerime yorganımı örtmüştüm ama o kadar çok üşüyordum ki Orhan dayımın evindeki tüm yorganları üzerime örtsem ısınmayacak gibiydim. Peyami’nin verdiği ilaçlardan dolayı mı bilmem cemiyetten ayrılırken kendimi gayet dinç ve hastalıktan arınmış gibi hissetmiştim. Şimdi ise burnum kapandığından ağzımla nefes alırken bir yandan deli gibi üşüyor öte yandan da odadaki kaloriferden daha çok sıcaktım.

Aşk sevene yük olmaz, biz böyle bilir böyle yaşarız. Oo, oo.

Parmaklarımla yastığın üzerinde tıpkı bir ağacın dalları gibi gezinen saçlarımla oynuyordum. Dilimde de eski şarkılar vardı. Ama pop şarkıları gibi değil de ninni söylüyormuşum gibi yavaşça mırıldanıyordum.

Bence şimdi bu halde olmamın sebebi ismi tipiyle uyuşmayan Peyami ile yarış yaparken pencereyi sonuna kadar açmam ve tüm soğuk havaya maruz kalmamdan kaynaklıydı. Yoksa onun verdiği ilaçlar gerçekten iyi gelmişti.

Aşık Ruhlar CemiyetiWhere stories live. Discover now