5.

52 10 26
                                    


Canım arkadaşım Carlos'dan aldığım dosyayı Albert'in önüne attım. "Nasıl aldığımı sorgulama al bu dosyalarla ne yapmak istiyorsan yap. Ama dediğim gibi ekibe bir zarar gelmeyecek. Gerçi aralarına yeni bir kız katılmış o pek umrumda değil dürüst olmam gerekirse. Her neyse fark etmez ekip ekiptir."

Albert dosyayı biraz inceledi sonra şifreli çekmecesine koyup kapattı ve kilitledi gülümseyerek bana döndü. "Sana güvenebileceğimi biliyordum bu dosyayı getirerek de bunu kanıtlamış oldun."

Başımı salladım "bana uyan her işi yaparım."

"Hmm yani sana bir görev versem ve bu hoşuna gitmese yapmaz mısın?" Albert tek kaşını kaldırarak sordu. Onun gözlerine baktım, daha doğrusu gözlüklerine. Adam bina içerisindeyken bile güneş gözlüğü takıyor fanteziye bak be.

"Görevin içeriğine bağlı bu. Şimdi başka bir şey yoksa evime gideceğim."

"Kişisel bir soru sormak istiyorum sana" biraz öne eğildi. "Herhangi bir ailen ya da akraban var mı?"

"Yok"

"Hoşlandığın birisi var mı?"

"Yok"

O sorusunu sormadan ben bir soru sordum. "Bu sorgu nereden çıktı bir anda?"

"Hiç, seni anlayamıyorum da anlamak için soruyorum." Albert ayağa kalkıp tam karşıma geçti. "Söylesene ekip arkadaşların sana acılar çektirmedi mi? Neden onları hâlâ koruyorsun? Onlara kızgın değil misin?"

"Tabii kızgınım ama.." Albert elini yaralı omzumun üstüne koydu ve teselli verme amaçlı biraz dostça sıktı. Yüz ifademde bir değişiklik olmadı fakat biraz geri çekildim. Albert'in kaşları olayı anlamayarak çatılırken açıklama yaptım. "Fazla temas sevmiyorum" hafif bir tebessümle ona baktım.

Yarım kalan cümleme de devam etmedim. "Bu da başka bir günün konusu olsun artık gitmeliyim."

"Pekâlâ Ada, görüşmek üzere. İyi akşamlar"

"Sana da" çantamı koltuğun üstünden alıp odadan çıktım ve asansörle zemin kata indim. Resepsiyonist kadınla sohbet eden Jack'i görünce yanına gittim.

"Beni eve kadar atsana"

Jack kafasını bana çevirdi "tch tch terbiyesiz bende seni ahlaklı bir kadın sanırdım." Dediğinde anlamayarak kaşlarımı çattım. "Ne diyorsun Jack?"

"Evet atmalar falan? Senin sevdiğin yok muydu?"

Gözlerimi devirdim "anlama kabiliyetini seveyim senin. Bırak bırak senden bir şey istenmez" ona sırtımı dönüp yürüyerek çıkışa ilerledim. Arkamdan da gülerek geliyordu. "Tamam ya şaka yaptım sende hemen alınıyorsun."

"Ha ha çok komik"

"Ha ha çok komik"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


~~~

Sessiz geçen bir araba yolculuğundan sonra evime gelmiştim. Önceliğim duşa girmek olmuştu. Omzumun yaralı kısmına su gelmemesi için aşırı çaba göstermiştim ama sonunda çıkmıştım. Pijamalarımı üstüme geçirdikten sonra kendime bir kahve yaptım ve salona gelip koltuğa oturdum. Bardağı koltuğun kol koyma yerindeki tahta yere koyup bacaklarımı da sehpaya uzattım ve laptobumu da bacaklarımın üstüne koyarak bir güzel koltuğa yerleştim. Uzun zamandır film izlemiyordum, film açacağım sırada ne zamandır bildirimlere bakmadığım aklıma geldi. WhatsApp laptopa bağlı olduğu için telefondan bakmak yerine laptoptan baktım. Bir mesaj bildirimi vardı o da Carlos'dan gelmişti.

Vay be oldukça yalnız birisiyim ha...

Mesaja girdim.

Carlos: ne yaptın dosyayı? (15:47)

Ben: hallettim

Aradan birkaç dakika geçti Carlos cevap yazdı.

Carlos: hay ben senin

Ben: ?

Carlos: kızım öyle bir anda mesaj mı atılır? Yakalanıyordum az kalsın bizimkilere

Ben: tamam o zaman bir
dahaki sefere mesaj atarken
uyarı yaparım
Dikkat dikkat! Ada Wong
mesaj atmak üzere! Tüm yetkililere duyurulur :D

Carlos: hahahhh Ada ya

Ben: kendi evinde değil misin?

Carlos: Leon'un evindeyiz. Adam depresyona girmiş öyle bir film gecesi falan yapıyoruz eğlendirmeye çalışıyoruz işte

Ben: başarılar, kolay gelsin size o zaman.
Onu bunu geç aranıza yeni birisi katılmış, nasıl da doldurmuşlar hemen yerimi...

Carlos: kötü birisi değil ya Chris'in kız kardeşi.

Ben: kötülük göreceli bir kavramdır Carlos. Sana göre kötü değil çünkü ekip arkadaşın. Bana göre kötü artık düşman sayılıyoruz ki sende bunu çok iyi biliyorsun ama bana yazmaya devam ediyorsun aynı Leon gibi.

Carlos: bir dakika Leon sana mı yazdı? Ne dedi ki?

Ben: yaralanmam konusunda iyi miyim diye sordu işte

Carlos: LAN YARALANDIN MI?!

Ben: bunu söylemeyecektim ya of|
Evet
Maalesef

Carlos: nasıl oldu bu çabuk anlatıyorsun

Ben: Leon'un Claire ve Chris'le beraber çıktığı görevde oldu. Onların bulunduğu hotel binasındaydım kovalamaca oldu çatıya kaçtım falan bir anda ceketimden bir şey çıkartmak için elimi ceketime attığımda Claire vurdu beni. Muhtemelen silah çıkartacağımı düşündü

Carlos: demek o yüzden Leon görevden döndükten sonra hiç kimse ile konuşmadan evine gitti. Her ne kadar sorgulasam da bir şey dememişti

Ben: vicdan azabı falan mı çekiyor acep?
Benim çektiğim acıların yanında bu sinek ısırığı Leon efendi|

Carlos: bilmiyorum.. işler saçma sapan ilerliyor hiçbir şey bilmiyorum artık. Şimdi kapatmam lazım telefonla uğraştığım için hep kimle konuşuyorsun böyle diyorlar bana. Jill utanmasa ne yaptığıma bakmak için kafasını koparacak

Ben: pekâlâ, iyi eğlenceler size. Görüşürüz.
Görüldü



Film izleme aktivitesinden vazgeçip YouTube'dan şarkı açtım kahve eşliğinde keyfimi yerine getirmeye çalıştım.





------------

------------

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❤️‍🔥❤️‍🔥










BetrayalWhere stories live. Discover now