15.

40 10 113
                                    

-İlahi Bakış Açısı-

Her şey bir anda olup bitmişti. Chris'in silahından çıkan kurşun Albert'i teğet geçmiş duvarda asılı olan panoya isabet etmişti. Jill hızlıca Chris'in elinden silahı alırken Jake de önüne siper olmuş Ada'yı kolundan tutup herkesten uzaklaşmış ardından onun önüne geçerek herkesten korumak istermişçesine onu arkasında saklamıştı. Jake'in uzun boyu sayesinde Ada görünmez olmuştu. 

Leon Jake'in neden böyle bir şey yaptığına anlam veremese de Ada'nın bir zarar görmediğine sevindikten sonra sinirle Chris'e döndü. "Chris ne yapıyorsun?!" diye bağırdı. 

"Ne yapıyorum gibi görünüyorum? Wesker'i ve küçük itini geberteceğim." aynı sinirle Leon'a karşılık verdi Chris. 

"Ada'ya zarar verecektin az kalsın!"

"ama vermedim ve vermezdim beni acemi bir çaylak mı sanıyorsun?" dedi Chris. 

"bir dakika bir dakika" diyerek Jake'in arkasından çıkıp söze girdi Ada. "Albert'in ölüp ölmemesi zerre umurumda değil ama o Wesker'in iti diye bahsettiğin adamın adı Jake ve o kişi benim arkadaşım. O yüzden ona bir şey olmasına izin vermem." dedi kesin bir sözle. Bu sözün üzerine bir süre sessizlik oluştu ardından Chris Ada'ya döndü. "Wesker'e çalışan bir herifin tarafını mı tutuyorsun?" dedi. 

Jake "Albert Wesker'e çalıştığımı kim söyledi? Onun oğlu olabilirim ama bu ona çalıştığım anlamına gelmiyor." dedi tiksinircesine. 

Chris Jake'in gözlerindeki Albert'a karşı olan nefreti fark ettiği zaman daha başka bir şey demedi başını sallayarak onayladı. "Peki nereden arkadaşın oluyor bu Jake?" diye bir soru yöneltti yeniden Ada'ya. 

Ada bıkkınca iç çekti. Leon dışında kimse Ada'nın yetimhanede büyüdüğünü bilmiyordu Ada bunu kimselere söylememişti. Müdürünün de kimseye söylemesini istememişti. Leon'da tesadüf eseri öğrenmişti. 

"Jake benim yetimhaneden arkadaşım Chris. Müdür Daniel beni oradan yanına aldığında bir daha görüşemedik, şimdi arkadaşımı tekrar buldum ve kaybetmekte istemiyorum. O yüzden ona zarar vermeyin." dediğinde Chris'in bakışları şaşkınlıkla doldu bir Ada'ya bir de Müdür Daniel'e baktı. "Neden müdürümle bu kadar yakınım sanıyorsun? Ben küçük yaşta yanına alıp büyütmüş birisine uzak olmamı bekleyemezdin değil mi?" 

Ada'nın şaşırdığı bir kısım vardı o da Albert'in yüz ifadesiydi. Sanki bu geçmişte olanların hepsinden haberi var gibiydi. Ada duygularını belli etmeden Chris'e doğru bakıyordu. 

"Bekleyemezdim çünkü bundan haberim yoktu. Bir şaşıran Carlos, Claire, Jill ve ben olarak bilmeyen sadece bizmişiz baksana. Leon şaşırmadığına göre onun haberi vardı." 

"Leon'u suçlama, ona size bir şey söylememesini ben istemiştim."

"Onu suçlamıyorum zaten de söylese ne yazar söylemese ne yazar? Sen her şeyini bizden gizledikten sonra Leon'un söyleyeceğinin bir anlamı olmuyor. Bizi bir dost sanmıştım ama öyle değilmişiz." 

"Chris-" 

"Ben konuşuyorum bir dakika bekle! Elbette bize anlatmamak için sebeplerin vardır anlıyorum ama şu an gerçekten umurumda değil. Ben bir süre işten çekiliyorum ara vereceğim." dedi Chris. 

Daniel "çok ani karar veriyorsun Chris biraz dur ve düşün." diye sakince konuştuğunda Chris ona döndü "çok fazla düşünüyorum ve artık beynim patlayacak gibi, beni anlıyor musun Daniel? İşi bırakacağım demedim ara veriyorum şu lanet herifin önünde de daha fazla konuşmak istemiyorum." dedi ve arkasını döndü kapıya doğru ilerledi. 

BetrayalDonde viven las historias. Descúbrelo ahora