TEKLİF

78 4 52
                                    

Ayh öncelkle selam bu benim yazdıktan sonra istisnasız sileceğim sanırım 4. hikayem gençlik.

Şimdiden tüm yazım yanlışları anlam bozuklukları için özür dilerim.

...

Siyah botumun içine temizlediğim çakıyı koyduktan sonra son kez az önce temizlediğim odaya göz gezdirdim.

Masa temiz, dosyalar temiz, kıyafetler temiz, duvarlar temiz.

Derin bir nefes aladım. Sandayede gözleri kapalı oturan adamın yanına ilerledim. Tertemiz ama büyük bir deliği olan boynuna masadaki kalemlerden biriyle V.P. amblemini çizdim. Masaya kalemi geri bıraktıktan sonra elimdeki siyah eldivenlerimi çıkartıp cebime sıkıştırdım. Yavaş ve rahat adımlarla odadan çıktım.

Asansöre bindiğimde beni karşılayan uzun boylu adama gülümsedim. Dalga geçer gibi o da bana gülümsedi. Ve evet bu adamı tanıyordum. "Hallettin değil mi?" diye sordu ağırlığını bir bacağına verip ellerini cebine koyarken. Cebimden telefonumu çıkarttım, hiç göz teması kurmadan, "Her yaptıklarımdan sonra bunu sorup, aynı cevabı almaktan sıkılmadın mı, Timur?" dedim ve kısa, tek cümlelik bir mesaj yazıp sahibine gönderdim.

-19.02.2024 tamamlandı.

Ardından telefonu kapatıp kargo pantolonumun cebine koydum. Omzumun altındaki saçlarımı arkama atıp Timur'a baktım. "Hallettim." diye samimiyetsizce gülümsediğimde Timur da bana aynısını yaptı. "Sana güveniyorum." dedi ve bu sefer gerçekten gülümsedi. "Bir seri katile güvenilmeyeceğini öğretmediler mi sana?" dediğimde asansörün kapıları açıldı. Beraber dışarı çıktığımızda Timur kıkırdadı. "Öğrendim ama ben seri katile değil, çocukluk arkadaşıma güveniyorum." dedi ve bana göz ucuyla baktı.

Cevabını vereceğim sırada otelin kapısından çıkarken kapıda duran korumalara gülümsediğimde bana başlarıyla selam verdiler. Timur elinde tutuğu siyah şemsiyeyi açıp üzerimize tuttu. "Şuan çocukluk arkadaşınıza ulaşılamıyor, beyefendi. Vanessa Panther ile konuşuyorsunuz." diye onu cevapladığı da bana biliyorum salak dercesine baktı ardından yanında durduğumuz arabanın ön yolcu kapısını açtı ve binmemi bekledi. "Buyrun Vanessa Hanım." diye yapmacıkça konuştu. "Çok naziksiniz Timur Bey." dedikten sonra gülümseyip zarifçe koltuğa oturdum. "Vazifemiz." dedikten sonra Timur kapıyı suratıma kapattı. Ardından şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

Yolculuk boyu konuşmamıştık. Ben yüzümdeki yüz hatlarımı değiştiren ağır makyajı silerken Timur aadece yola odaklıydı. Tüm makyajı sildikten sonra derin bir nefes aldım ve önümdeki torpidoya melzemeli koydum. Timur, arabayı ünlü bir restorantın önüne çektiğinde somurttum.

"Aynı muhabbeti mi yapacağız?" diye Timur'a baktığımda kemerini çözdü. "İtiraz etmezsen yapmayız." diye beni cevapladığında ofladım. "Sana afiyet olsun." diyip kollarımı önümde bağladım ve kafamı geriye attım. Timur beni duymazdan gelip benim kemerimin düğmesine basınca kemer koluma çarptı. Ardından arabadan inip benim kapımı açtı. "İn aşağı, yerden bitme." diye homurdandığında itiraz etmeden indim çünkü ikimizin inadı çarpışırsa iyi şeyler olmuyordu.

Restoranın içine girdiğimizde tüm gözler bize döndü. Timur elini beline yerleştirip merdivenlere doğru ilerlemeye başladı. Bana bakan gözlere çevirdim gözlerimi. Siyah ve küçük gözlerimi kıstım. Timurun belimdeki eli hafifi baskı uyguladığında ona bakmadım ama o yüzüme bakmadan konuştu. "Rahat dur, Belinay." dediğinde dişlerimi sıktım.

Gözler Yalan Söylemez.Where stories live. Discover now