GARA PRENS

30 2 34
                                    

Yazım yanlışları için özür dilerim.

Yorum yazmayı unutmayın..

Keyifli okumalar.

...

Duyduğum cümleyle yüzümde masum bir şaşkınlık oluşmuştu. Fazla sürmemesi için uğraşsam da Aaron bana bakana kadar bu ifade yüzümü mesken tutmuştu. Arkamdan esen soğuk rüzgar ile tüylerim diken diken olmuş, saçlarım uçuşmaya başlamıştı.

"Benimle dalga geçmeyi bıraksan iyi edersin." Cümlemle yüzünde hafif ve samimi bir tebessüm oluşu.

"Yaklaşık 1 haftadır beraberiz ve benim dalga geçen hallerimi gördün." Doğruydu, özellikle ilk gün tanıştığımızda benimle çok dalga geçmişti ama dayanabilmiştim.

Boşta olan eli, uçuşan saçlarımı tutup kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Şu bakışlarından vazgeç çünkü beni korkutmak yerine daha fazla dikkatimi çekiyorsun." dediğinde kaşlarımı çattım.

"O gün yediğin tekmede kulağından beynin aktı heralde senin." dediğimde güldü. Sigarasından uzun bir nefes çekti ve kafasını çevirip soluma doğru üfledi.

"Vanessa." Aaron'un arkasından Rusian'ın gelmesiyle ikimizde gözlerimizi ona çevirdik. Soran gözlerle ona baktım. "İçerdeki şu kız," dedi saçlarını düzelterek. "seninle konuşmak istiyor." dediğinde önce bir tereddütte kaldım, gözlerimi boşluğa çevirip biraz düşündüm ardından tekrar Rusian'a baktım. "Konuşabiliriz."

İçeri girip kızın yanına gittiğimde gözlerinde çözemediğim bir düşünce vardı. Her adımımdan, her nefesime kadar beni inceliyor, hiçbir hareketimi gözünden kaçırmıyordu. Yanında olan adam için aynı şeyi söyleyemezdim, belki sadece bir kere bana bakmış bir daha asla göz teması kurmamıştı.

İkisinin durduğu köşeye gittiğimde kız duruşunu dikleştirdi. "Konuşmak istiyormuşsun?" dediğimde kafasını salladı. "Tek konuşalım." diye yanındaki adamı kast ettiğimde kaşlarını çattı. "Bir katilin yanında kendimi savunmasız hissetmek istemiyorum, siz katillerin ne yapacağı belli olmaz." dediğinde sırıttım. "Biz katiller en azından erkeklerin arkasına saklanacak kadar düşmedik." dediğimde derin bir nefes aldı.

"Neyse, çekişmeye gerek yok. Darcy ben. Bu da Elvis, öz abim." dediğinde kafamı salladım. "Vanessa." dediğimde Elvis kollarını bağladı ve konuştu. "Bilmeyen yoktur heralde." Yüzüne bakmaya bile zahmet etmedim ve sustum.

"Sana bir soru sormak istiyorum, Adrian Carlos diye birini tanıyor musun?" diye sorduğunda Elvis hareketlendi ama Darcy kolundan onu tuttu. Gözlerim Elvis'e kaydığında arkamda bir yere baktığını fark ettim.

"Hayır." dediğimde Elvis sinirli gözlerini Darcy'ye çevirdi. Elvis sinirle kolunu silkeleyip Darcy'den kurtuldu ve hastaneden çıktı. O sırada Aaron yanıma gelip gözlerini Darcy'nin üzerine diktiğinde Darcy'nin dişlerini sıktığını fark ettim.
Gözlerim bir saniyeliğine Aaron'a kaydığında ise Darcy sinirli adımlarla abisinin peşinden gitti.

"Gerçekten samimi soruyorum. Biz buraya neden geldik?" dediğimde Aaron kafasını benden aksi yöne çevirdi. Merdivenlerden bize doğru gelen, yaklaşık 24 yaşlarında bir adam vardı. Onu gördüklerinde Rusian, Noris ve Andrei de yanımıza geldi. Adamın yere sabitlenmiş gözleri Aaron'a çevrildiğinde yüzünü gördüm ve gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Yıllar önce küçüklüğümden beri benimle olan, iyi veya kötü günümde bana sahip çıkan, bir abiden bile öte olan ama Vanessa olduğumdan beri ona zarar gelmesini istemediğim için onunla iletişimi kestiğim arkadaşım hatta abim. Araf.

Gözler Yalan Söylemez.Where stories live. Discover now