BABA

32 3 37
                                    

Yazım hataları için özür dilerim.

...

Yutkundum. Yağmur yağmaya başlamıştı. "Vanessa Panther'i ve Noris'i bize teslim et, Aaron." dedi adam. Yapacak mıydı? Yapamazdı. Yaparsa bile bir planı olmalıydı.

Aaron, bana doğru bir adım attı. Sırtım göğüsüne değdiğinde duruşumu daha fazla dikleştirdim ve ellerimi arkamda bağladım.

Rusian'ın uzaktan sesi geldiğinde kafamı o tarafa çevirdim. "Şerefsiz!" diye bağırıyordu. Noris'e baktım. Gözünde korku yoktu, aksine fazlasıyla rahattı. Tekrar Rusian'ın sesinin geldiği yöne baktığımda Andrei ve Rusian'ı gördüm. Andrei, Rusian'ı kelepçelemişti.

Aaron, "Noris sadece bir ortak. Onu almanıza izin vermeyiz ama Rusian ve Vanessa'yı verebilirim." dedikten sonra bileklerime soğuk demiri temas ettirdi. Bileklerimi ters kelepçede kilitledikten sonra dizime sert bir tekme geçirdi ve dizlerimin üzerine düşmemi sağladı. Sikik.

Kafamı bir anda kaldırdığımda önüme düşen saçlarım arkama düştü. "Silahlarınızı indirin." Aaron'un otoriter sesiyle hepsi birbirine baktı. "Hepiniz." diye devam ettiğinde polisler biraz düşündü. Arından hepsi silahların emniyetini açıp benim biraz ilerime fırlattılar. Aaron kolumdan tutup beni kaldırdığında Rusianla birbirimize baktık.

Aaron benden biraz uzaklaştığında derin bir nefes aldım. Sağ bacağımı kaldırıp sert bir şekilde Aaron'un çenesine geçirdiğimde Aaron sarsıldı ve tekmenin etkisiyle dengesini kaybetti. Avuçlarını yere koydu, şoka girmişti. O sırada Rusian da Andrei'nin bacak arasına tekmeyi kitlediğinde her şeyin çok hızlı ilerlediğini fark ettim.

Noris, Aaron'a vurduğumda elinden düşürdüğü anahtarı aldı ve hemen kelepçemi çözdü. Polisler şaşkınlıkla birbirlerine bakarken hemen arkamda ki silahlardan birini alıp emniyetini kapattım. En önde duran adamı karnından vurduğum. Bu sırada Rusian'ın da kelepçesi çözülmüştü. Andrei ve Aaron ayağa kalktıklarında yerden birer silah aldılar ve polislere doğrulttular.

Çok geçmeden kaçan polislerin hepsi vurulmuştu. Yine 5 kişi ve sayamadığım kadar cesetle baş başaydık.

Sinirle solumdaki Aaron'a döndüm, gözlerini yerdeki adamlardan kaldırdı ve bana baktı. "Şerefsiz!" Suratına bir yumruk geçirdim. Hiç umursamadan sırıttı ve yana düşen başını kaldırdı. "Canın cehenneme, Aaron." dedim dişlerimin arasından. "Güvenilmez herifin tekisin." Söylediklerime hak verircesine bir suratı vardı.

Elimdeki silahı düşünmeden göğüsüne dayadım. "Seni," dedim kırılacak derecede sıktığım dişlerimin arasından. "kurşuna dizerim, Aaron. Duydun mu beni? Ben senin o yeşil gözlerinle kandırdığın kadınlara benzemem. O yeşil gözlerini kendi parmaklarımla oyarım. Anladın mı?" Silahı indirdim. Elimdeki silahı yere atıp sinirle salonun ön tarafına yürümeye başladım.

3 hafta sonra...

Vanessa olarak yaklaşık 2-3 haftadır ortalarda yoktum. Belinay olarak otellerin işleriyle uğraşıyordum. Son olan olaylardan sonra Aaron veya diğerleriyle iletişime geçmemiştim. O gece olanları bir ben, bir de orada olanlar biliyordu.

Aaron, Belinay hattıma gecelerdır yazıyordu. Hiç birine cevap vermemiştim, sadece görüldü atmıştım.

Oturduğum sandalyede duruşumu düzelttim. Masanın üzerinde telefonuma uzandım. Aaron'un attığı 49. mesaj bildirim merkezime düştüğünde gözlerimi devirdim.

-Anlıyorum, küsüz, ama neden?

Mesaja tıkladıktan sonra diğerlerini okumak için ekranı kaydırdım.

Gözler Yalan Söylemez.Where stories live. Discover now