•16•

180 16 49
                                    

keyifli bir bölümle geldim, oy verip yorum yapmayı ihmal etmeyelim. eğlenceli şeyler olacakk, iyi okumalar 🪻🔮

ömer genç kıza şaşkınlıkla bakarken tepkisini ölçmek için berk'e döndü. berk ise onların arasında değildi. başka bir yerdeydi şuan. ve olduğu bu yerde en yakınındakinden en uzağına ne o ortamdaki insanlar ne de çalan müzik vardı. süzülen tek ikisi vardı. göz göze geldiklerinde tüm güneşi oraya hapsetmiş gibi gülüp bir de bunu yüzüne vuran genç kız ve o vardı. aybike onlara doğru gelirken kızı baştan aşağı kaçıncı olduğunu bile bilmeden süzen kızıl çocuğun gözlerindeki hayranlık dolu bakışlar fark edilmeyecek gibi değildi. ömer, arkadaşının dizine çimdik attığında berk sızlanarak ancak bakışlarını kızdan alabildi.

"dur bir yeme, bir dur."

kızıl, boğazını temizleyip toparlanmaya çalıştığında istemeyerek de olsa ortamda hayranlık dolu bakışlarla genç kızı izleyen tek kişi olmadığının farkına varmıştı. özgür, yanlarına gelen genç kızla berk'in yine o birbirlerine gülümseyen kaçamak bakışmalarına yönelik berk'e döndü.

"sen var ya, bu kıza çok mu güzelsin ki dedin ya, kafayı yediğini o zaman da düşünmüştüm ama şimdi eminim artık."

berk, kumral çocuğun hatırlattığı şeyle ona olan öfkesini azaltmakla ne kadar büyük bir hata yaptığını fark edip ikiye katlarken genç kızın omuzlarının düşmesi ve yüzünün asılması özgür'den nefret etmesi için geçerli olan sebepleri artırmıştı. ömer gergin ortamda özgür'e 'ne kadar da gereksizdi bu şimdi' bakışları takınırken berk genç kızın yanına usul usul adımladı.

"çok güzel olmuşsun." ela gözlü kız kızıl çocuktan hiç beklemediği ve hep hayalinde yaşadığı cümleyi canlı canlı onun sesinden duyduğunda gözlerinin içine baktı. özgür'ün hatırlattığı tatsız anı yüzünden buruk bir gülümsemeyle yetindi bu sefer. kızıl çocuğun ise kıvırcığıyla sohbeti burada kesmeye niyeti yoktu anlaşılan. "büyüleyicisin."

aybike, bakışlarını berk'ten alıp yere çevirdiğinde ne yapacağını kestiremeyip elini ensesine doğru götürdü ama bunun özgüvensizce olacağını düşünüp onun yerine saçını düzeltti. dediği son kelime her aklında belirdiğinde yutkunabilmek daha da güçleşiyordu. onun yerine bir kez daha berk'in gözlerine yöneltmeye karar verdi ela bakışlarını. kızıl çocuk ise bakışlarını ondan hiç ayırmamıştı. aybike bir yere oturmadan önce kaşlarını çattı. berk'in ona bakışlarında daha önce görmediği bir şey vardı. ilk kez tanık olduğu çok farklı bir şey.

aklından çıkmayan bakışlarına odaklanmak yerine başka bir şeylere ilgisini yöneltmek zorundaydı. bir içki de o sipariş etti. berk, genç kızın karşısına otururken de az önceki yerlerinden kalkmış ve dört kişilik bir masanın yanına geçmiş ömer'e kızın yanına oturanın o olması için işaret yapıyordu. onu görebilmek için tam karşısına oturmuştu ama yanına oturanın da özgür olmasını istemezdi. neyse ki ömer kumral çocuktan hızlı davranıp genç kızın yanına oturmuştu. özgür'e de her ne kadar istemese de berk'in yanı kalmıştı.

"ee?" dedi bu üçlünün arasında kalmış olmaktan pek de memnun olmayan ömer. sonuçta o özgür'ü planına dahil etmemişti. "anlatın bir şeyler."

"ne anlatalım?"

"ne bileyim her ne olursa."

"bizim okulun hepsi bu mekanda oturuyor herhalde baksanıza. okulda görmediğim tek bir kişi bile yok herhalde."

genç kız etrafı inceleyip karşısında oturan çocuğa bakışlarını kaydırdığında kızılın ona bakıyor olması yanaklarının kızarmasına sebep olmuştu. tam karşısında oturuyordu ve ona bakmaması imkansızdı ama kızılın ona bakmaktan başka bir şey yapmıyor oluşu genç kızın kasılmasına sebep olmuştu.

belki de olabilirdik bu defa. | ayberWhere stories live. Discover now