•23•

142 18 28
                                    

oy ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen, emeğimin karşılığını bekliyorum doğal olarak. iyi okumalar 🪻🔮

"berk?"

"ne yaptın lan kıza?" aybike'yi öyle ağlıyor görünce travması tetiklenmişti sanki çocuğun. genç kızı ağlatan kişinin özgür olması da öfkesini son seviyeye getirmişti. "ne yaptın lan? niye ağlattın?"

berk özgür'e sabahki sinirinin de birikmişliğiyle yumruk attığında çığlık attı kız, berk'i tutmaya çalıştığında da durumu açıklayarak onu sakinleştirmeyi deniyordu.

"berk bir şey yapmadı, konuşuyorduk canım sıkıldı o yüzden ağladım berk bak bana."

kızıl çocuk özgür'ü bırakıp sakinleşerek kıza döndüğünde de genç kız kurumuş dudaklarını ıslattı. berk'in siniri çok az da olsa yatışmıştı ama tamamıyla geçmemişti.

"ne dedin de ağlattın lan?" cümlesini tam bitirirken özgür'e dönmüş olduğu anda kumral çocuk da berk'e yumruk atarak karşılık vermişti. 

"berk!"

özgür ise berk'in kalkmasına müsade etmeden bir yumruk daha atmıştı kızıla. "senin yüzünden oluyor tüm bunlar." özgür berk'ten bir yumruk daha yedikten sonra devamını getirdi. az önce özgür'ün ona söylediğini berk anlamlandıramasa da aybike'nin özgür'e yeter diye bağırdığını duyabilmişti. genç kız berk'in önüne geçti.

"yeter! bırak artık."

özgür aybike'nin berk'e karşı korumacı tavrına fazlasıyla kırılmış ve sinirleri bozulmuş halde güldüğünde de çıktı sınıftan kapısını çarparak. genç kız bitkin görünen berk'e döndüğünde zaten tüm gün bozuk sinirleri yüzünden akmakta olan gözyaşlarını yine tutamadı.

"berk, berk iyi misin?"

"iyiyim." sızlanarak ve yüzünü buruşturarak doğruldu kızıl çocuk. aybike ayağa kalkmasına yardım ettiğinde sızlandı yeniden. genç kız, kızılı bulundukları sınıftan çıkarıp boş bulabilecekleri bir depoya götürdüğünde yanına koridorda bulduğu ilkyardım çantasını da almıştı.

"berk başını biraz bana doğru kaldırabilir misin?"

hafifçe kaldırdı çocuk yüzünü buruşturarak. genç kızın üzülmesini istemediği için artık mümkün olduğunca sızlanmamaya çalışıyordu. 

"acıyor mu çok?"

"hayır güzelim acımıyor o kadar da, sen ağlama ama artık olur mu?"

güzelim demesinin aynı heyecanı oluşturmasıyla baskıladı bunu. kalbinin berk bir şey söylediğinde, ona baktığında, güldüğünde ya da herhangi bir şeyinde heyecanlanmaması gerektiğini öğrenmesi gerekiyordu. özellikle de bugün özgür'den duyduklarından sonra. 

"berk baksana haline. benim yüzümden oldu tüm bunlar."

"seninle bir ilgisi yok." tentürdiyotu pamuğa dökmüş kızın elini tuttu yavaşça. "ben seni öyle ağlarken görünce çok korktum. çok endişelendim ve fazla tepki verdim. o geri zekalı da bana saldırmaya yer arıyormuş sadece."

sıkıntıyla derin nefes veren kız, berk'in yüzüne yaklaşıp dudağındaki yaraya sürdü yavaşça pamuğu. sızlanışıyla durup durumu kontrol altında tutarak yavaşça tekrar dokundurdu dudağına. kızıl alışmış gibiydi alkolün yarasını yakmasına. genç kız temizlemek için biraz daha bastırmak zorunda kalınca elini tuttu berk birden. aybike ise kızıl çocuk elini gevşettiğinde geri çekmişti elini.

"şurada birazcık daha kaldı, dişini sıkman gerekiyor biraz bastıracağım çünkü. sonra bitecek tamam mı?"

kızıl çocuk başını aşağı yukarı yavaş yavaş oynattı. genç kız biraz daha yaklaşıp pürdikkat dudağının kenarıyla ilgilendiğinde de kızıl çocuk, acı belirtisi göstermeden dudaklarına bakan kızın dudaklarına baktı. sadece pansuman yaptığının farkındaydı ama elinde değildi bu kadar yakınındayken bakmamak.

belki de olabilirdik bu defa. | ayberWhere stories live. Discover now