•21•

158 19 101
                                    

buraya gelen yorumlar nereye gitti onu anlamadım yaa, nerelerdesiniz ama. oy ve yorum lütfen, upuzun bölüm getirdim, iyi okumalar 🪻🔮

"beklediğin biri mi vardı?"

"yok."

kızıl çocuğun ses tonundaki donuklaşmayı hissettiğinde kapıyı açmak için gitmesiyle yanında gitmesi gerekiyor mu diye düşünüyordu. yanında gitmese de salonun kapısının önünde beklediğinde berk ona geri dönmüştü. sanki söylemeyi unuttuğu bir şeyi yeni hatırlıyor gibiydi.

"aybike sen yukarıda sağda benim odam var, oraya çıkabilir misin ya? ben geleceğim birazdan yanına."

"tabi, tabi olur."

genç kız berk'in ailevi meselelerinin tam ortasında bulunmuş gibi hissediyordu kendini. şuan berk'in odasında olmak bile çok doğru hissettirmiyordu, gitse daha rahat hissederlerdi belki. gelen kişi geçen gün arabada gördüğü adamdı ve berk'in ona seslenmesinden öğrenmişti ki babasıydı. berk neden o zaman sorduğu zaman onun babası olduğunu söylememişti?

genç kız, konuşmalarını dinlemek istemiyordu. bu çok yanlış geliyordu o yüzden berk'in yatağına geçip ayak ucuna oturdu. berk'in yanına gelmesini bekleyecekti ama konuşan ikilinin arada yükselttiği sesleri yüzünden belli belirsiz bir şeyleri duyuyordu.

"telefonlarıma niye cevap vermedin sen benim?"

"duymadım."

"kimdi o kız?"

"hangi kız?" berk'in gözleri korkuyla açılmıştı, dudakları beyazlamıştı birden. aybike'den haberi olmasını istemiyordu babasının. babası iyi bir adam değildi.

"gördüm geçen gün sizi. yanında güldüğün bir kız vardı."

"hiç kimse. hatırlamıyorum bile, önemli biri değildir o yüzden."

"niye ya berk? biri olsa hayatında babanla tanıştırmaz mısın?"

"yok hiç kimse." şimdi doğrudan yere bakıyordu. "değer verdiğim hiç kimse yok. özel birisi de yok."

"sen bilirsin, öyle diyorsan öyledir herhalde. ama bana yalan söylememeni tavsiye ederim. bu tavsiyem aklından çıkacağında da sırtına bak, hatırlarsın."

berk hiçbir şey söylemeden yere bakmayı sürdürdü, gözlerinin bile dolmaya hakkı yoktu. resul, evden birkaç eşyasını alıp çıktıktan birkaç dakika sonra bile yere boş boş bakmayı sürdürdü kızıl çocuk. yaralanmış hissediyordu. fiziksel olmayan ama hiç de geçmeyen bir yara almış gibi. gözlerini zar zor sildiğinde aşağıdan artık hiç ses gelmediğini fark eden kız, yavaşça kapıyı araladı. berk'in aşağıda tek olduğunu görse de inip inmemesi gerektiğinden emin değildi. fısıldayarak oğlana seslenmeye karar verdi.

"berk. berk, geleyim mi?"

kızıl çocuk ise kızın gözlerine de boş boş bakmıştı sadece. aybike ise bu gördüğü manzarayla çok korkmuştu. berk'i hiç bu kadar cansız görmemişti. cevap vermemiş olmasına rağmen yanına indi oğlanın. inmemesi gerekse inme derdi herhalde. salona koltuğa geçmiş çocuğun yanına geldiğinde bir elini omzuna koydu nazikçe. diğeriyle de çocuğun ona yakın olan elini tutmuştu.

"berk iyi misin? rengin atmış. su getireyim mi sana? evet evet, su getireyim ben."

"gerek yok." dediğinde sesini duyduğu için çok az da olsa rahatlamıştı.

"berk, ne oldu? baban mıydı gelen? neden böyle oldun birden, gayet iyiydik. ben-"

"aybike, ben biraz yalnız kalmak istiyorum. biliyorum seni bu akşam çağıran da bendim ama... çok özür dilerim gerçekten."

belki de olabilirdik bu defa. | ayberWhere stories live. Discover now