(31) Tekrarlanan Hatalar

15.1K 970 354
                                    

Oy kullanmayı unutmayın : )

-

-

Nefes aldıkça yanar mıydı bir insanın canı. Yanardı.

İki yıldır uyuyan eşine baktı. Yüzü solmuş bedeni zayıflamıştı ama güzelliğinden hiç bir şey kaybetmemişti. Onun eşi hep güzeldi. Elini nazikçe tutup dudaklarını tenine nazikçe bastırdı. İki yıldır sabırla bekleyen adam bu gün de bekliyordu. Her konuda tahammülsüz ve sabırsız olan adam konu sevdiği kadını beklemek olduğunda şikayet etmeden bekliyordu. Acı çekiyordu, geçen iki yıl siyah saçlarının arasına bir kaç beyaz saç teli bırakmıştı. Zayıflamıştı sakallarını uzatmıştı. Yas tutuyordu. Sevdiği kadının ona dönmesini bekliyordu. Tuttuğu yas eşi ona gülümsediği zaman bitecekti.

Elleri eşinin gece karası saçlarına gitti ve nazikçe siyah saç tutamlarını okşadı. "Canımın nasıl yandığını bilsen kehribar gözlerini kırpıştırarak açar ve çektiğim ızdıraba son verirdin" sesi kısık çıkmıştı. Tükeniyordu onsuz geçen her gün adamı tüketip bitiriyordu.

"Armağan oldukça uslu beni hiç yormuyor. Sanırım senin uyuduğunu hissediyor ve uyanmanı bekliyor. Uyanacaksın biliyorum. Beni bekletmeyi sevdiğini bildiğim gibi uyanacağını da biliyorum. Beş yıl bekletin beni güzelim sonra şükür duam olup bir ateş gibi hayatımın merkezine düştün. Yüreğim aşkınla kor ateşlerde yanarak kavrulduğunda ,kehribar gözlerinde soluğum kesildi" derin bir nefes çekti içine eşinin kokusunu soludu.

"İki yıl üç gün altı saat'tir bekletmeye de devam ediyorsun. Şikayetçi değilim beklerim seni son nefesime kadar beklerim. Benim tek vasfım seni sevmek başka sıfat ve kalıpların içinde yer almak değil. Ben bu hayatta en çok senin kocan olmayı, kızının babası olmayı sevdim" sesi titretmiş ve kızaran gözlerinden süzülen yaşlar eşinin soluk tenine çarpmıştı.

"Armağan'nın mama saati geldi ben olmadan yemiyor. Annesi gibi göğsümde uzanarak yemeyi çok seviyor ama üzülme sen uyanınca onu sağ tarafıma seni de sol yanıma ait olduğun yere geçersin" anlını öptükten sonra üzerini örtüp odadan çıkmıştı. Kızını doyurduktan sonra yine dönecekti.

Koridorda ve hastanenin her katında en güvenilir adamları vardı. İki yıldır hastane oldukça sıkı bir güvenlik çemberine alınmıştı. Her türlü kötü ihtimali göz önünde bulundurarak almıştı bu kararı. Enkazdan farksız bu adam eşini korumak için dirayetli oluyor ve kızından güç alıyordu.

Hastaneden ayrılıp kızına gitti.

Şervan'ın odadan ayrılması ile Kuzey hastaneye girmişti. İki yıl Kuzey'i harap etmişti. Kuzey zaafı tarafından sınanıyordu. Kız kardeşi onun zaafıydı. Nârin'e olan bu düşkünlüğü onu mahvediyordu. İki erkek kardeşten sonra sulu göz bir kızın abisi olmayı çok sevmişti. Onu korumak ve onu mutlu etmek için çırpınırken mutlu olmayı çok seviyordu. Kuzey her konuda objektif olan bir adamdı. Belirli prensipleri ve duruşu olan sert mizaha sahip bir adamdı. Tâbi tüm bunlar kız kardeşi işinin içine girdiğinde tuzla buz olup parçalanıyordu. Başımın belası derdi kardeşine ama kardeşi onun yaşama sebebiydi. Polat ve Çınar'ı da çok seviyordu ama Nârin'in yeri hep ayrıydı işte onun gözünde.

" Abi bana para verir misin? " Kehribar gözlerini kırpıştırarak kendini tatlı yapmaya çalışan kardeşi ile yüzünde içten bir gülümseme belirdi. Onun kardeşi zaten çok tatlıydı böyle şirinlikler yapmasına gerek yoktu.

" Dün verdim ya başımın belası ne yaptın onca parayı " diye sorduğunda tek kaşı havaya kalkmış ve karşısında bir civcivden farkı olmayan kardeşini izlemişti.

Nârin +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin