10.Yaşam

10.4K 962 497
                                    

"Amına koduğumun puştu, neler dedi lan sana?"

"Ya sakin olsun, umrumda bile değil. Bir yerlerime taksam şuan karalar bağlayıp sigara içiyor olurdum."

"Komutanım nasıl bu kadar sakinsiniz ya? Ben olsam döverim adamı. Hatta dövmeye gidiyorum." deyip kapıya yönelen Aybars'a göz devirdim ve kolundan tuttum.

"Aybars, gerek yok oğlum. Ben ona zamanı gelince dersini vereceğim ama şuan daha önemli bir meselemiz var. Albay da gelsin."

Arel'in bakışları karnıma doğru kaydı. Hastaneye gitmiştik ve dikişleri düzeltmişlerdi. İki üç güne de alınacaktı.

"İyisin değil mi?"dedi Arel emin olamayan bir tavırla. "Yaran acıyor mu?"

Tim imalı imalı ikimize bakarken yutkundum. "Acımıyor, merak etme."

"Onlar kimdi komutanım? Ne istiyorlar sizden?"

Pis pis sırıttım. "Ateş Timi'yle tabiri caizse ağızlarına sıçtık. Bir kadın komutanın altında kalmaya gururları yetmedi galiba, intikam alacaklardı ama yine olan kendilerine oldu."

Miran'ın dudaklarında minik bir gülümseme oluştu. Onu ilk defa gülerken görüyordum.

"Karizmaya bak be."diyerek ıslık çaldı Pamir. Gülümsedim. "Ne sandınız siz komutanınızı?"

Arel'e doğru dönmemle göz göze gelmemiz bir oldu. Şaşırsam da belli etmedim. Zaten onun yanakları kızarmıştı bile.

Beni mi izliyordu lan bu?

Net aşık, bas nikahı!

Yazarcım, abartma.

Sus be varoş, benim istediğim zaman evleneceksiniz zaten.

Olur-

Şaka.

Albay'ın içeri girmesiyle hepimiz hazır ola geçtik. Baş selamı verip gözlerime baktı. "Rahat, oturun."

Başka bir şey demeden yanıma gelip sımsıkı sarıldı. Kollarımı beline sardım ve gülümsedim.  "İyi misin?"diye fısıldadı kulağıma doğru. "İyiyim."

Birbirimizden ayrıldık. "Şahin mi yaptı?"

Başımı salladım. Öfkeyle bir soluk verdi odanın içinde sağa sola yürümeye başladı. "Bu sefer öldüreceğim onu. Niye rahat bırakmıyor seni?"

"Kardeşlerimi."dedim öfkeli bir sesle. "O öldürmüş olabilir mi? Onun adamları mı yaptı komutanım?"

"Bilmiyorum, Gülce."diyerek alnını ovdu. "İnan bana bilmiyorum."

"Öğreneceğim." Tehlikeli bir gülüş belirdi dudaklarımda.

Kardeşlerim için, intikam vaktiydi.

"Gülce."dedi Albay hafif bir endişeyle. Biliyordu, konu kardeşlerimse dünyayı bile yakardım.

Kendimi de yakardım.

"Bir delilik yapma. En az senin kadar ben de öfkeliyim ama öfkeyle kalkıp zararla oturma. İntikamı da birlikte alacağız, bu hepimizin acısı. Tamam mı?"

Bir şey demedim. Gözlerime sertçe baktığında yutkundum ve başımı salladım.

"Bunu sonra konuşacağız."diyerek boğazını temizledi. "Orada olduğunuzu nereden öğrendiler?"

AsenaWhere stories live. Discover now