18- Ben ettim!

871 56 77
                                    

Keyifli okumalar🤍

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum💫🤍

----------------------------🌼--------------------------

"İmdi nereden çıktı uç pazara varmak Osman'ım? Şehzadeler daha yeni girdiler birbirlerine. Bir müddet uzak durmak daha eyi değil midir?" Diyen Bala'nın güzel gözlerine bakıp hafifçe gülümsedi Osman.

Elini Bala'nın yanağına bıraktığında Bala, gözlerini yumup başını yana yatırdı elinden tarafa. "her vakit olduğu gibi yine haklısın ceylan gözlüm lakin bilmedikleriniz vardır. Haneyi toparla, eksik istemem. Uç pazara gideriz!" Dedi Osman kararlılıkla.

Bala gözlerini açarak güzel güzel baktı karşısındaki adama. "Tamam Osman'ım, hallederim ben" diyerek müsade isteyip çıktı odadan. Bugün kız istemeye gidiyorlardı lakin heç kimse bilmiyordu. Tıpkı uç pazarda kimsenin kız istemeye gelineceğini bilmediği gibi.

......

"Atam ne deyu sabahın köründe dikti bizi ayağa ana?" Diye huysuzlandı Ahmet bey. Orhan bey ile son kavgalarından kalma yaralar vardı yüzünde.

"Osman beyler gelecekmiş" diyen Şahperi otağı şöyle bir süzdü, her şey eyi midir diye.

Ahmet, ters bakışlarını epeyce dalgın olan bacısına çevirdi.

"Yine ne ettin sen?" Diyerek ona terslenen ağabeyini pek zor duydu Gonca. Anası bu sırada otağdan çıkmış aşlara bakmaya gitmişti. 

Gözlerini yerdeki kilimden ayırıp ağabeyine baktı. "ben değil de sen etmiş olabilirsin. Yüzüne bakılanda osmanoğullarıyla pek eyi anlaşamadığın belli olur neticede!"

"O dilini kesecem senin en sonunda!" Diyen Ahmet, Gonca'ya doğru bir adım attı.

Gonca derin bir nefes alarak sabır çekti. Bir yandan yüreği ve aklıyla cenkteyken bir yandan da yengesi ve ağabeyi ile uğraşır dururdu.

"Sen benden ne istersin ağabey, ha? Açık açık konuşasın gayrı! Sen... Benden... Ne... İstersin?" Diyerek hecelere bastıra bastıra sordu Gonca. Gözlerinden dahi anlaşılırdı ne denli öfkeli olduğu. Lakin pek sakin dururdu ilginç bir şekilde. 

"Başımıza bela açmaktan gayrı bir işe yaradığın vardır da ben mi bilmezim? Kim bilir yine ne ettin. Daha geçen Osmanoğulları ile senin yüzünden kan çıkacaktı aramızda." Bağıran Ahmet işaret parmağını Gonca'nın yüzüne doğru salladı.

"Benim ne suçum vardır ağabey? Ben mi dedim gelin bana iftira atın deyu?" Gayet sakince konuşan Gonca bıkmıştı artık bu muameleden.

"Sus, bana cevap verme! Başımıza bela, ayağımıza bağsın!"

Ahmet'in bu sözleri Gonca'nın kalbine ok gibi saplanmıştı. Bir hışımla ayağı kalktı Gonca. Ağabeyinin gözlerinin içine kırgınlıkla baktı ama ağabeyinin gözlerinde saf nefretten gayrı bir şey göremedi.

"Ne ettim ben sana ağabey? Ana bir, ata bir gardaş değil miyiz? Nedir bana olan bu nefretinin sebebi? Ne deyu sevmezsin beni?" sesi titreyen Gonca'nın gözünden bir damla yaş akıp gitti.

"Git kendini anamlara acındır Gonca! Benim senin zayıflıklarına karnım tok. Anam senin yüzünden heba olur her defasında, perişan edersin kadını! Zafiyetin yetmez bir de üzerine söz dinlemez ahmak gibi belaya atlar durursun."

"Ben mi hasta olmayı seçtim? Ben mi istedim bu ileti, yataklara düşmeyi, canımın yanmasını? Durduramazım ağabey, ilet gelende durduramazım!" diye avazı çıktığı kadar bağıran Gonca'nın son kelimelerde sesi kısılmıştı. "Ben de isterdim eyi olayım, ben de isterdim anam benim içün korkmasın lakin elimden heç bir şey gelmez ağabey anlamaz mısın? Hastayım deyu odama kapanıp ölmeyi beklememi mi istersin?"

AlGon🌼🤍Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin