4.BÖLÜM:ANILAR

266 203 39
                                    

   İnsan doğası gereği bütün duyguları tadar,daha doğrusu tatmak zorunda kalır,eğer kendi yaşantımızı belirlemiş olsaydık her daim mutluluğu seçerdik.Ama her şey öyle hayal ettiğimiz gibi toz pembe olmuyor,hayatı bazen siyah,bazen beyaz,bazen de rengarenk görüyoruz.

   Kimi zaman çıkmazlara girip,kaygı yaşıyoruz ,bu yaşadığımız kaygıları da güvensizlik doğuruyor,yanınız da size inanacak , güvenecek kimseniz olmayınca aklınızda daha kötü yollar oluşuyor.Bu tür olaylarda bende susup kalıyorum, kendime verecek cevabım olmadığından değil,cevabını bulsam bile düşüncelerimin susmayacağından.

   Dış etkenler dahi seni o düşünceden vazgeçiremiyor çünkü o düşünceleri biz beynimiz de var ettik,onları yok etmek de berraklaştırmak da bizim elimizde.

    En önemlisi ise sana her ne kötülük yaparlarsa yapsınlar onlar öldüğü zaman bile o yaptıkları kötülükler arkalarından yaşar ama senin yaptığın her türden iyilik seninle beraber gömülür.

   Yani demem o ki sana nederlerse desinler ne yaparlarsa yapsınlar kendini bildikten sonrası hiçbir şeyin önemi yok.

   Hastahane'de geçirdiğim son dakikalarımdı,Çiçek hemşire ile çıkış işlemlerini yapıyorduk,beni arabası ile eve bırakmak için çok çaba sarfetmişti, bende pes edip mecburen kabul etmek zorunda kaldım.

   İşlemler bittikten sonra hastahaneden çıkıp,arabaya bindik,her şey öyle hızlı gelişiyordu ki hayat benim bir an önce o eve gitmemi ve acı çekmemi istiyor gibiydi.

   Düşüncelerimi şimdilik susturup Çiçek ablaya"sana da zahmet verdim,gece de nöbetteydin zaten"dedim.

   Kısa bir an bakması bile olduğum yere sinmeme neden oldu.

   "Daha ne kadar söyleyeceğim,zahmet olmuyor ama keşke beni dinleyip bize gelseydin"dediğinde kaçıncı söyleyişiydi bilmiyorum.

   "Gerçekten gerek yok,başımın çaresine bakabilirim"

   "Pansumanını kim yapacak peki? "beni ikna etmek için elinden gelenin fazlasını yapıyordu,ama o eve girmeye anılarım ile yüzleşmeye mecburdum,bugün olmazsa başka gün illaki olacaktı,geciktirmenin kimseye bir faydası yoktu.

   "Aynadan bakarak ben yaparım,sen merak etme"dedim içini rahatlatmaya çalışarak.

   "Peki sen bilirsin,ama herhangi birşey olduğu zaman beni arayacaksın"derin bir nefes alıp başımı sallamakla yetindim. Yolculuğun geri kalanını dışarıyı izleyerek ve düşünmemeye çalışarak geçirdim,biliyorum ki üzerinde düşünürsem verdiğim karardan vazgeçerdim ve ömrümü o evden kaçarak geçirirdim.

   Tanıdığım yollara girdiğimizde içimde ki o kasvet daha fazla yayıldı,korkuyordum ama bunu yapmaya mecburdum.

   Araba evin önünde durduğu zaman Çiçek hemşire bana dönüp"bak emin misin,istersen hemen şuan geri dönebiliriz? "dedi, beni vazgeçirmek için elinden gelenin fazlasını yapıyordu ama vazgeçemezdim,bugün olmazdı,bugün gerçeklerden kaçmak yerine onlar ile yüzleşecektim.

    "Hiç olmadığım kadar eminim,şuan yapmazsam hiçbir zaman yapamam"dedim.

   Sıkıntılı bir nefes verip"peki öyle olsun,ama en ufak bir-"dediği an sözünü kestim.

   "Tamam en ufak bir şeyde seni arayacağım söz"dedim.

   İstemeye istemeye de olsa"görüşürüz,çok dikkat et kendine"diyip sıkıca sarıldı.

   "Her şey için çok teşekkür ederim,sen kendine iyi bak"diyip bende ona sıkıca sarıldım.

   Ayrıldığımızda arabadan indim ve el salladım.Ağır adımlarla eve ilerledim,kapının önüne geldiğimde yeniden arkamı dönüp içeriye girmemi bekleyen Çiçek hemşireye el salladım.

KADER OYUNU Where stories live. Discover now