12.BÖLÜM:DAVET

90 35 27
                                    

Konuşsa bile sesi çıkmayan,duyulmayan çocuklar olur ya,bende onlardan birisiyim,sesimi asla kimseye duyuramazdım, kendime sesim yüksek çıkıyor gibi gelirken,karşımda ki insana fısıltı olarak gidiyormuş.

Babamın iş hayatı ve annemin arkadaşları yüzünden davetlere gitmek zorunda kalırdım.Benimle konuşmak istediklerinde sesim onlara da çıkmazdı,sokakta dalgın bir şekilde yürürken birisi bana çarpınca ve 'iyi misiniz?' diyince gene sesim duyulmadı,başımı sallamakla yetinirdim.

O zamanlar benim sesimin çıkmadığına değil,onların beni duymak istemediğine inanırdım ama aslında kendini duyuramayan benmişim,her zaman önemsiz biriymişim gibi davranan kişi bendim,kendini önemsemeyen bendim,insanlardan kendini soyutlayan gene bendim.

Aslında şimdi anlıyorum ki hayat bana düşündüğüm kadar çok şey yapmamış,bazı yerlerde ben kendime yapmışım.Hayatla aramda kalın bir ip varmış ama ben o ipi inceltmek için elimden ne geliyorsa yapmışım.

Elimde tuttuğum zarf ile Anıl'ın odasının ortasında öylece duruyorduk,kimse açmaya cesaret edemiyordu,ilk mektup yetmezmiş gibi birde bu mektup gelmişti.

İçini açıp bakmadan ne olduğunu anlayamazdık,derin bir nefes alıp zarfı yavaş heraketler ile açtım ve içinde ki kağıdı elime aldım.Ters çevrili olan kağıdı kendime çevirdiğim de tahmin ettiğimizin aksine bir davetiye çıktı.

KARAM HOLDİNG olarak düzenlediğimiz kokteyle sizin gibi bir çok şirket sahipleri katılacaktır.Sizleri bu kokteyl'de görmekten ve ağırlamaktan onur duyarız...

Bu akşam saat
20.00'da

Yazan yazıyı dışımdan okumamla hepimiz derin bir nefes alıp arkamızda bulunan üçlü koltuğa kendimizi bıraktık.

"Lan kıçımdan terler aktı,aha dedim bu sefer kesin ölüm fermanımızı yazıp yolladılar"diyen Anıl hala atlatamamış gibiydi.

"Oğlum bu kadar korkacaksan,en başından bu işe girmeseydin"dedi Atlas rahat bir sesle,sanki kendisi hiç korkmadı,zarfı ilk gördüğünde yüzünün aldığı hali ben gördüm.

"Ben kendim için değil sizin için korktum"diyen Anıl'a,'emin misin?' der gibi bir bakış attım.

"Şimdi o değil de,bu ayağımıza gelen şansı en güzel şekilde değerlendirmemiz lazım"diyen Atlas'a anlamayan gözler ile baktım.

"Ne alaka ya,ben hiç sevmem öyle yerleri"dedim yüzümü buruşturarak,babam yüzünden bir kaç kez gitmiştim,çoğu şirketin sahibi kibirli,kendini beğenmiş oluyor,bu tip insanlardan ciddi anlamda nefret ediyorum ve onlar ile aynı ortamda bulunmaktan fazlası ile rahatsız oluyorum.

"Bütün şirketlerin tamamını gözlemleme şansımız olacak"dedi,düşündüğü birşeyler olduğu belliydi, ne düşünüyorsa her seferinde tahmin ettiklerinde haklı çıktığı için Atlas'ı dinlemek zorundaydım.

Kolumda ki saatime baktığımda daha sabah on bir olduğunu gördüm,epey bir zamanımız vardı.

"Daha akşam olmasına baya bir zaman var, hem dediğiniz gibi köstebek varsa hepimizin aynı odada kapalı durması iyi olmaz" dedim.

"Gerçekten beynini kullanabiliyormuşsun"diyen Atlas şaşırmışa benziyordu,yani sen daha kiminle dans ettiğini bilmiyorsun Atlas efendi.

"Tabiki de kullanabiliyorum,IQ seviyem seninkinden daha yüksek olduğu için nerede kullanılır,nerede kullanılmaz onu bile ölçebiliyorum"dedim tek kaşımı kaldırarak,bu tarz konuşmaktan hoşlanmayan ben Atlas yüzünden ne hale gelmiştim.

"Yazık size,çocuk gibi biriniz salak diyecek,diğeri de sallada sümüğüne bak diyecek diye çok korkuyordum diyen Anıl bize acıyor gibi bakıyordu,bir yönden de haklıydı birbirimizi ile tartışmaktan başka birşey yapmıyorduk,aramızdaki gerginlik günden güne artıyor gibi hissediyordum.

Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Apr 03 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

KADER OYUNU Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang