Omega.app /Jikook

Dudaklarımdan bir kaza çıkacak

Merhabaa arkadaşlar 🤗

Bu bölüm jeonJimin86 e gelsin ellerine sağlık bebeğim 😘

Ve peachblassom13 e gelsin kullanıcı adına bayıldım 🤭😘

İyi okumalar 🤗

***

Pastanede çalışmaya, Busan yolculuğuna hazır halde gelmiştim. Noonaya izin verdiği için minnettardım ve mesaim bittiğinde çilek kokusundan yanağına bir öpücük bıraktım, vedalaştık. Benim için mutlu olması heyecanımı arttırıyordu.

Koltukları taşıdıktan sonra marangoz ajussiye uğrayıp koltukların içinde bir şeyler olabileceği bilgisini vermiştik. Noonanın beyaz rahat koltukları salonuma güzel bir hava katmıştı.

Koltuklardan sonra iki musluğu da Jungkook'un eline tutuşturmuştum ve birini banyoma diğerini mutfak eviyesine takarken bol bol kaslarını şişirip kurduma baygınlık geçirtmeye çalışmıştı.

Birkaç parça kıyafet sokuşturduğum sırt çantamla alfaların ziline bastım. Telefonum titreyince alfa oğlu alfa aklıma geldi. Bu aralar rahat bir şekilde çokça yazışıyorduk ve gün içinde özlüyordum. Her akşam karşılıklı boşaldıktan sonra uyuyana kadar sohbet ediyorduk. Kurdumun bile iki alfayı birden sevdiğini hissederken ona manevi anlamda bağlanmaktan korkuyordum.

'Ben açarım' diye birbiriyle kavga eden alfalar paldır küldür kapıya yaklaşıyordu. Sonunda kazanan Yoongi, "Hoşgeldin..." diyerek kocaman gülümsemesiyle kapıyı açtı. Bir eliyle Taehyung'u geriye doğru ittiriyordu.

"Hayvan herif! Yemek yapmaya 'ben omega gazisiyim' diyerek belini tutup yardım etmiyorsun, kapılara koşmayı biliyorsun. Bacağına sıçtığım!" Diyerek Taehyung, Yoongi'yi duvara çarptı.

"Hoşbuldum... Kavganız bittiyse girebilir miyim?" Diye Yoongi küfür ederken sordum ve imdadıma Namjoon hyung yetişti.

"Gel bebeğim sen, bakma bunlara." Diyerek elimi tuttu ve aralarından geçirerek içeriye aldı. "Jungkook odasında hazırlanıyor. İstersen oraya çık istersen masa hazır, birlikte oturup bekleyelim."

"Ee... beklesek daha iyi. Ben bir lavaboyu kullanabilir miyim?" Diye sorarken çantamdan temiz bir kazak çıkardım ve çantamı alıp salonda köşeye bıraktı.

"Tabi rahatına bak. Biz mutfaktayız." Diyerek yanımıza gelen cüceler bana bakıp gülümserken enselerinden tutup mutfağa doğru çekiştirdi. Hehehheh şapşallar...

'Alfanın yanına git...' "Başka bir emrin?" 'Şimdilik yok, teşekkürler...' "Kes be!" Dedim ve somurturken banyoya girdim. Ellerimi yüzümü güzelce yıkayıp üzerimi değiştirdim. Çıkardığım kazağı alıp salona geçtim ve çantaya tıktım.

"Şeftali... geldin mi?" Diye sordu, önce sedir ağacı kokusu gelirken merdivenleri indi ve hazırladığı çantasını benimkinin yanına bıraktı. 'Geldi, şimdi öpebilirsin...' Bak canım ben küfür kullanmıyorum!

"Geldim. Hazırım..."

"Daha vaktimiz var güzelim. Önce yemek yiyelim. Sen geleceksin diye Jin, bize şeflik yaptı. Çok güzel yemekler yaptık." Dedi ve gözleri dudaklarıma takıldıktan sonra boğazını temizledi, kolunu omzuma sarıp 'İşte orada öpmeliydin...' !! ...bizi mutfağa yönlendirdi.

"Geldiler..."

"Hoşgeldin şeftali..." Dedi aynı anda Jin ve J hope.

"Hoşbuldum. Çok güzel kokuyor..."