Zincire vurulmuş aslanım...

1K 121 265
                                    


Merhabalar.... Bayram temizliğine girişeceğim birkaç gün bölüm gelmez ona göre yavrular 🤗

İyi okumalar ✨

***

Çocuklar yiyip içip konuşurken noona beni de oturtup yemek yedirtti. Acıkmışım... Sonra hep birlikte ayaklanırlarken az masa olduğunu görüp ayrılamayan twotae çiftini birlikte gönderdim. Biraz daha şey edebilirlerdi...

Jungkook hiç evine gitmeye niyetli değildi ve bankoya kolunu, duvara sırtını yaslamış ortalıkta gezinen beni baştan aşağı gözleriyle yiyerek süzüp arada popişime odaklanarak en sapık gülüşünü sergiliyordu. 'Kimin alfası bu... Bu benim alfam, evimin dire... Benim alfam! Benim evimin direği! Benim canımın içi! 'Fark etmez... Ben de o canın içındeyim... Kıskançlık yok bak...' Off ulu kurtlar aşkına, paylaşmak koymamalı ama bazen koyuyor... 'Biz biriz...' Tamam üzgünüm...

Noona ara sıra kasanın oraya gelip bir şeyler yaptığında Jungkook bakışlarını üzerimden çekip telefonuyla ilgilenir gibi yapıyordu.

Sonunda beklediği an geldi ve kapanış saatine ulaştık. Sabırsızlığı iki de bir dudaklarını yalamasından belli oluyordu. 'Bizi düğümleyecek...' dedi kurdum iştahla pençelerini yere sürerek. Merak ediyorum acaba her omeganın içindeki kurt senin gibi sik arsızı mı? 'Ee... Kimin içinde olduğuna bağlı... Sanki kolundaki çubuğa dokunup dokunup hayaller kuran sen değilsin...' Tamam tamam sus!

"Şirinem zor bir gün geçirdiniz zaten kapatmayı ben yaparım. Hadi siz doğru evinize."

"Noona ben de yardım edeyim bitsin hemen." diyerek kollarını sıvadı alfam. Yufka yürekli alfam kıyamazmış da noonamıza...

Noona sözü dinlenmediği için mırın kırın etse de duymamazlıktan gelip işlere üç elden giriştik. Alfam sandalyeleri masaların üstüne kaldırırken ben çoktan paspaslamaya başlamıştım. Jungkook işi bitince paspası da aldı elimden. Ben de mutfağa yardımcı olmaya gittim. Mutfakta bitince noona şartelleri indirdi ve çıkınca arkamızdan kapıyı kilitledi. Vedalaşıp arabalara bindik.

"Bu kadar hız yapmana gerek yok."

"Var var, sen bilmiyorsun."

"Hım... Neymiş bilmediğim?"

"Imm... acıkmışsındır. Sana daha yemek yapacağım."

"Canım tteokbokki çekti..."

"Peki güzelim... Sen duş alıp rahatlarken ben hemen hazırlarım."

"Tamam." dedim ağzım, soslu üzerinde kaşar peyniri erimiş pirinç keklerini yediğimi hayal edip sulanırken. Bolca yutkundum.

"Oyy benim nazlı omegam çok mu acıkmış... Minicik midesi tteokbokki mi istiyormuş..."

"Evet ..." diye nazlanarak karnımı ovuşturdum. Kurdum bu hareketime sevinmiş gibiydi.

Jungkook'un dediği gibi duşa girdim ve havluyu kollarımın altında düğüm yapıp çıktım. Güzel kokular gelmeye başlamıştı. Pembiş pofuduklimi ayaklarıma takıp mutfağa gittim. Elinde tahta kaşıkla tamamı açıkta kalan bacaklarımı dikizleyince kıkırdadım.

"Omegam... her şey tamam. Pişince altını kapat. Üzerin aynen böyle kalsın." diyerek dibime girdi ve kollarını sardı. Omuzlarıma sesli öpücükler kondurup elini üst bacağımdan okşayarak havlunun altından popişime getirdi. Belimdeki koluyla beni kendine iyice bastırınca geriye büküldüm ve kollarımı boynuna doladım. "Ben hemen duş alıp geliyorum..." dedi kulağıma fısıltıyla ama gitmek yerine deliğimi ovuşturduğu parmaklarını içine soktu.

Omega.app /JikookWhere stories live. Discover now