Bölüm 3 DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

270 12 3
                                    

EY KAHRAMAN TÜRK KADINI;

SEN YERDE SÜRÜNMEYE DEĞİL, OMUZLAR ÜZERİNDE GÖKLERE YÜKSELMEYE LAYIKSIN...

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK &

KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...

-------------~~~~~~~--------------

DURU'DAN

Korkuyordum. Peşimde o vardı. Aras Demir Arslan arkamdaydı. Beni nasıl bulmuştu, Yavuz'u neden dövüyordu bilmiyordum.
" Duru hanım lütfen kaçmayı bırakın, er ya da geç Aras bey sizi bulacaktı" dedi koruma. Yormuştum onları. Zaten isteğim de buydu.

Korkuyorum. Beni bulup tutsağı edeceğinden korkuyordum. Ondan kurtulmamın ardından tam tamına 1 yıl geçmişti ama hâlâ peşimi bırakmamış ve beni bulmuştu.

Karanlık sokaktak koşuyordum. Ayağım çıplaktı, ıssız bir sokakta kimsesiz gibiydim. Zaten kimsem yoktu. Eğer ailem olsaydı başıma berbat şeyler gelmezdi.


Arkamdan silah sesleri yükselince adımlarım duraksadı." Benden daha ne kadar kaçacaksın duru" dedi sert ve bir o kadar boğuk sesiyle.
" Peşimi bırakana kadar senden kaçacağım eğer beni kovalamayı seviyorsan da benim değil senin gurursuzluğun Aras" dedim ismini bastırarak. İsmimi andıran deniz gözlerimle ona bakıyordum. Onun gözleri kahverengi olmasına rağmen simsiyah bakıyordu bana.
" Benden ölsende kaçamazsın deniz" dedi. Dudağımın yan tarafı kıvrılmıştı." 1 yılımı unuttun galiba" dedim.



Gülümsedi." Sen bildiğimden daha da safmışsın. 1 yıldır nerede olduğunu biliyordum. Seni takip ediyordum, kafanı dinlendir diye ama arkamdan yediğin bütün haltları öğrendikten sonra herşey bitti. Sana olan sevgim hariç güzelim" dedi. Duyduklarımdan sonra gözlerim dolmuştu." Sen beni sevmiyorsun, sadece bana takıntılı mafya bozuntusundan bir farkın yok" dedim. Gülümsemesi solmuştu. Dişlerini sıkmıştı ve çene kasları ortaya çıkmıştı.
" Canını acıtmadan arabaya alın. Eğer teninde küçük bir yara izi görürsem hayatınızı bitiririm" dedi adamlarına.



Arkamı dönüp kaçacağım sırada ağzından çıkan sözleri beni bağlamıştı.
" Eğer kaçmaya yeltenirsen geçmişini hatırlamak zorunda kalırsın Duru" demişti. Boğazım düğümlendi ve tekrar gözüm doldu. Yapacağını biliyordum. Eğer kaçarsam söylediği şeyi yapardı. Korumalar kolumu tutacağı sırada çektim." Eğer bana dokunursanız son dokunuşunuz olur" dedim ve arabaya bindim." Aferin güzelim bu hareketin hoşuma gitti" dedi." Sende sus sözde mafya" dedim. Aras'ın sözleri beni deli ediyordu." Sözümü bir daha keser isen az önce söylediğim şeyi üzerinde uygularım" dedi sert sesiyle. Titriyordum, korkuyordum.


Elini belime attı ve beni kendine çekti.
" Korkma , sana istemediğin sürece dokunmam dokunamam güzelim" dedi kulağıma eğilerek.

Boynumu öpüp geri çekildi. Ona güveniyordum çünkü tanıyordum.


Kafamı pencereye yasladım ve başıma bundan sonra ne geleceğini düşünmeye başladım...


Gözlerim kapalıydı ama sarsılıyordum. Birinin nefesi suratıma çarpıyordu. Gözlerimi açtığımda Aras'ın beni taşıdığını gördüm. Niye kendimi rahat ve güvende hissediyordum.
Uyandığımı gören Aras gülümsemişti.
" Günaydın güzelim hadi tekrar yat çünkü saat çok geç gözlerin dayanmaz" dedi. Hiç birşey demeden kafamı Aras'ın göğsüne yasladım. Hem yorgundum hem de uykum vardı. Şuan da laf yetiştiremezdim dimi." Aferin güzelime" dedi ve saçımı öptü. Gözlerimi güzel uykuya kapattım.

ARAS'DAN

Sonunda güzelimi evimize getirdim. Onun layık olduğu yer burasıydı. O yavuz şerefsizi de onun sayesinde kurtuldu. Yavuz dedim de Ekim'i unuttum. Altay'ı arayalım bakalım ne pislikler dönüyordu." Altay, Ekim'i buldun değilmi" dedim sesimi sertleştirerek." Evet yanımda ağlıyor" dedi. Gülümsedim." Niye ağlıyor lan yaptığı pislik ne içindi neden yaptı, benmi dedim ona git yap diye" dedim sinirle." Kardeşim aslında Ekim'in suçu yok" dedi. Sinirden kahkaha attım.
" Nasıl yok lan bana anlatmadığın birşey mi var" dedim. Nefesini verdi." Aslında Ekim bilinçli bir şekilde yapmamış. Onu buna Erdem yaptırmış" dedi. Elimi saçlarıma geçirdim." Lan erdem ne alaka" dedim. Erdem asla benim kardeşime böyle birşey yaptırmazdı.
" Ekim'in ve Duru'nun Trabzon'da olduğunu Ekim bildiği için tehdit etmiş Duru'ya söylerim diye" dedi.


MAFYA'NIN TAKINTISIWhere stories live. Discover now