Bölüm 5 İHANET

168 10 19
                                    

ARAS'DAN

Burnuma gelen güzel koku ile gözlerimi kırpıştırdım.Deniz gözlüm ile uyumuştuk. Gözümü açtığımda Duru'nun hâlâ uyuduğunu gördüm. Bebekler gibi uyumuştu güzelim. Yataktan kalkacağım sırada Duru elini göğsümün üzerine koyunca yerimde sabit durmuştum. Bu kız hem beni hemde yine beni yakıyordu. Saçını öptüm ve elini üzerimden çekip yavaşça üzerine bıraktım.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım ve aynadan kendime baktım. Ellerim yumruk olmuştu. Dün olanları sadece Duru için unuttum ama bugün tekrar hatırlatacaktım. Benden gizli olması beni daha da sinir etmişti. Altay, Ekim'e kardeşim diyordu. Benden gizli yaşadıkları aşk, onların şimdiki yaşayacakları aşktan daha güzel olacak. Beni bir yıldır ayakta uyutmuş zannedebilirlerdi ama benim haberim var mıydı tabiki evet.

İkisinin yaşadıkları bir yıllık ilişkiyi biliyordum. Ekim'i, Duru ile niye gönderdim çünkü Ekim de belki Altay'dan vazgeçer diye gönderdim. Belki benim gerizekalı kardeşim yanlıştan doğruya döner diye gönderdim ama o ne yaptı vazgeçmedi. Dün yaptıklarım hepsi roldü. Eğer sinir krizi geçirseydim Duru değil dünya gelse beni durduramazdı.

Ben abiyim odun değil. Eğer ikisi de birbirini gerçekten seviyorsa ama gerçek ise devam edebilirlerdi. Altay'a güveniyordum devam da edecektim. Dün sadece ikisini korkutmak istedim. Öyle de olmuştu. İkisinin dünkü hâli aklıma gelince gülümsemiştim. Biraz fazla korkutmuştum galiba.

Banyodan çıktım. Odaya göz gezdirdiğimde Duru yoktu. Uyanmıştı deniz gözlüm de neredeydi. Odamdan çıkıp Duru'nun odasına yürüdüm. Kapısı yarım bir şekilde açıktı. Hafif eğildiğimde Ekim ve Duru konuşuyordu.

" Duru, abim ikimize çok kızgın ne yapacağız şimdi" dedi Ekim. Sesi titriyordu." Size kızgın değil,ondan gizlemenize kızgın yoksa abin de isterdi Altay ile sevgili olmanı. Çünkü abinin güveneceği tek kişi o" demişti Duru. Duru'nun sözleri çok hoştu. Beni anlayabilen de oydu ama anlamak istemeyen de kendisiydi.

" Gerçekten böyle düşünüyormudur?" dedi Ekim. Duru kafasını salladı ve Ekim'e sarıldı.

" Duru... Şey... Bana kızgın mısın?" demişti Ekim. Durduk yere niye açıyor boş konuyu benim salak kardeşim." Evet ama hayır da. Aslında abin sevilecek biri belki ona bir şans tanıyabilirim ama korkuyorum, beni bırakıp gitmesinden veya şiddet uygulamasından korkuyorum. Bir kadına şiddet uygulayacak biri değil ama ben korkuyorum" demişti Duru.

Haklıydı. Geçmişinde unutamayacağı şiddetler görmüştü ve travma yaratmıştı onda. Bir kadına el kaldıracak kadar düşmedim. Nasıl el kaldırıyorlar da anlam veremiyorum. Duru bir damla göz yaşı döktüğünde benim canım acıyor ama millet karısına kızına el kaldırabiliyor. Tabiki bende öyle şerefsizleri öldürüyorum.

Odama, üzerimi giyinmek için tekrar döndüm. Dolabımı açıp içinden simsiyah takım elbisemi giyindim. Siyahtan başka renk giyinemiyordum. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Üzerime tam oturan takım elbise kaslarımı da ortaya seriyordu.

Aşağı inmiştim ve diğer üyeleri de bekliyordum. Kahvaltı hazırlanması için çalışan almıştım evime. Deniz gözlüm her zaman bana yemek yapamaz,yorulurdu. Kimse gelmedi. Çalışanlara seslendim." Meral abla, Ekim ve Duru'yu çağırın ve Altay bugün burada mı kaldı yoksa gitti mi?" diye sordum." Çağırırım Aras oğlum da, Altay dün gece çıkıp gitti isterseniz arayalım" dedi. Derin nefes aldım.

" Arayın,acil gelmesini de söyleyin" dedim. Bugün artık bu konuyu çözüp kapatacaktık.

" Tamamdır Aras oğlum" dedi ve salondan çıktı.

MAFYA'NIN TAKINTISIWhere stories live. Discover now