Bölüm 19 İNTİKAM

51 6 0
                                    

DURU'DAN

Kulağımı kapatmış , yere çökmüştüm. Silah sesleri hâlâ yüksekti. Aras, Baran ve Suat elinde silah ile karşılık veriyordu. Aklımdan çıkmayan tek şey kağıtta yazan yazılardı.

İntikam soğuk yenen yemektir, ama sizi sıcak sıcağına öldüreceğim. Oğlumun kanı yerde kalmayacak.

Oğlumun kanı yerde kalmayacak derken ne kast ettiğini anlamamıştım.

Korku ve stres bütün bedenimi sarmıştı. Hayatım hep kan ve silah ile geçtiği için korkmuyordum ama sevdiklerimin canına zarar gelebilecek diye içim içimi yiyiyordu.

Bedenime sarılan kollar ile kafamı kaldırdım. Aras elini belime atıp beni kaldırdı. Ellerini yanaklarımın üstüne koyup okşamaya başladı.
" Sakin ol güzelim, beraber buradan sağ bir şekilde çıkacağız" deyip saçlarıma öpücük kondurdu. Zor olsa da gülümseyebilmiştim." Beraber, sağ bir şekilde" dedim titreyen sesimle. Kafasını salladı. Gözyaşlarım gözümden firar ediyordu. Tek istediğim buradaki hiç kimsenin başına birşey gelmemesiydi.

Aras ile beraber hızlıca yürümeye başladık. Arka kapıdan çıkacaktık. Hızla yürümeye devam ederken üzerime sıçrayan kan ile donup kalmıştım.

Korkuyordum, aklımdaki düşüncenin gerçek olmasından korkuyordum. Yavaşça kafamı Aras'a doğru çevirdim. Gördüğüm görüntü karşısında dehşete düşmüştüm. Aras göğsünden vurulmuştu ve kanı , beyaz gelinliğime sıçramıştı.
" Aras" dedim hıçkırıklarla ağlayarak. Gülümsedi, fakat gülümsemesi o kadar çok acıydı ki kalp krizi geçirseydim canım bu kadar yanmaz idi.
" Emret... Karıcım" dedi ve yere sert bir şekilde düştü.

" Yardım edin" diye bağırıyordum. Sesim yeri göğü inletecek kadar yüksekti. Silah sesleri kesilmişti ve salondaki herkes bize doğru koşuyordu. Aras'ın kırmızı kanı, beyaz gelinliğimi kırmızı yapmıştı. Ellerimde kan olmuştu. Doğuştan kan bütün bedenimi renklendirilmişti.

Suat ve Baran kolumu tutup beni kaldırmaya çalıştılar ama bırakmadım, bırakamadım." Bırakın, Aras'ın canı yanar" dedim ağlayarak.Herkesin bize acı dolu bakışları vardı. Aras'ın annesi bayılmıştı, abileri de ambulansı aramıştı." Baran, ona birşey olursa... ben yaşayamam ki" dedim ses tellerim acı içinde konuşarak. Baran'ın gözlerinin içi doluydu ama göstermiyordu bize. Ekim ağlamaktan göz damarları patlamıştı. Bakışlarımı kucağımda bayılan Aras'a yönelttim." Baksana herkes seni seviyor, beni bırakma Aras senden başka kimsem yok. Lütfen" dedim tükenen son nefesim ile.

Ambulans götürmüştü Aras'ı. Baran ve Suat benim binmeme izin vermemişti. Ağlamaktan gözlerim kan çanağına dönmüştü, üzerimdeki kan ise midemin bulunmasına neden oluyordu.
" Duru kızım" dedi Firdevs annem. Dalmıştım ve hiç kimseye verecek cevabım yoktu.

" Duru, sen hastaneye gelme kızım. Git üzerini değiştir tamam mı" dedi Firdevs annem. Kafamı salladım." Aras'ı istiyorum karışmayın bana" dedim düz sesle. O kadar çok ağlamıştım ki gözyaşım akmıyordu, ama kalbim içimde göz yaşları döküyordu.

Hastanenin önüne gelmiştim. Hızlıca inip Aras'a doğru koştum. Son kez de olsa onu görmek istiyordum. Ambulansın kapısı açıldı ve içinden Aras'ı indirdiler. Göz yaşım tekrar akmaya başladı.
" İyileşeceksin, iyileşeceğiz" dedim ve kanlı saçlarına buse kondurdum.
Aras'ı sedye ile götürdüklerinde arkasından baka kaldım. Yürümek dahi zor geliyordu.


Kanlı gelinliğim ile ameliyathane kapısında oturmuştum. Üstümde olan gözler rahatsız ederdi beni ama şimdi kim bakıyor bakmıyor umurumda değildi. Elimdeki kan ve yanağımaki gözyaşı kurumuştu. Sessizlik kaplamıştı her yeri, kimse konuşmuyordu. Baran gizlice gözyaşı döküyordu, Suat sinirden gidip geliyordu ileri geri. Ekim, Altay'a sarılmış ağlıyordu. Arif abi otele gitmişti, evli ve çocuğu olduğu için.

MAFYA'NIN TAKINTISIWhere stories live. Discover now