5 • see u later

235 42 17
                                    


🌟


Jungkook bana bilinmeyen numara olduğunu açıklamıştı üstü kapalı da olsa. Benim ise salaklığıma doyum olmuyordu. Direkt sorsam hiçbir şey kaybetmeyecektim ki neden bu kadar germişti bu mevzu beni?

"Ben beyaz güllere aşık bir kişi tanıyorum ama sanırım sen birçok Jeon Jungkook tanıyorsun." Şaşkınca ona baktığımda algılamam biraz uzun sürsede o, bilinmeyen numara olduğunu kanıtladı o an.

Ne diyeceğimi bilemezce güldüğümde bu onu yine güldürdü. Bir süre aval aval suratına baktım. "Ah... Aslında bende ondan emin olmaya çalışıyordum..." Gergince yanağımı kaşıdım, hareketimle gözleri yanağıma kaydı ardından yeniden gözlerime odaklandı.

"Böyle tanışmak daha samimi oldu sanki. Mesajlaşırken senden az da olsa çekinmiyor değildim." dediğinde inanamazca baktım. "Benden mi çekindin? Ben çekinilecek biri miyim ki? Aslında kimseye kaba olmamaya çalışırım itici görünmemeye çalışırım ama-"

"Sakin ol." dedi gülerek beni rahatlatmaya çalışarak. "Öyle bir şey değil." Başını omzuna doğru yana eğdi, söylemek istemezcesine mırıldandı. "Erkeklere karşı bir nefretin olduğu itrafından sonra çekinmemem tuhaf olurdu." Doğru ya. O gün sıcağı sıcağına bana yazdığında sinirimi ondan çıkarır gibi hep atak halindeydim.

Sahi. Kızlardan sonra bu olayı bilen tek kişiydi.

"Kusura bakma." dedim hafifçe gülerken. "Seninle alakası yok, seni tanımıyorum nasılsa. Genelleme yapmıştım, tabii ki herkes aynı olacak değil." Ama kimse güvenilir de değil.

O da benim gibi güldü hafifçe. "Anlıyorum, haklısın." dedi gerçekten anlayışlı bir şekilde ya da ben öyle zannettim.

"Siz tanışıyor musunuz?" Jennie şaşkın bir şekilde başını uzattığında ardından diğer herkesin gözleri de bize döndü. Rahatsızca kıpırdandım ve anlamalarını umarak kızlara baktım tek tek. "Jungkook ile mi?" demeyi ihmal etmedim sesimde ki imayla.

İlk anlayan tabii ki Jisoo'ydu. Kızlara işaret verdi. O an erkekler bunu anladı mı anlamadım ama anlamamalarını temenni ettim.

"Daha önce ufak bir sohbetimiz oldu ama tanışık değiliz." Jungkook gayet rahat bir şekilde olaya el attığında minnetle baktım ona. Bahsetmek istemediğimi anlayıp bu şekilde müdahale etmesi gerçekten çok güzel bir şeydi.

En ufak kibarlıklara bile sevinir olmuştum cidden.

Herkes kaldığı yerden sohbetlerine devam ederken gülümsedim Jungkook'a. "Teşekkür ederim."

Gülümsedi ama bir yandan yüzünü buruşturdu. "Hadi ama, teşekkür edecek bir şey yok. Bilinmesini istemiyorsan bilinmez."

O sırada Mingyu'yu fark ettim. Odaklı bir şekilde bizi izliyordu. Jungkook bakışlarımı fark ettiğinde o da Mingyu'ya baktı.

"Dönsene sen önüne."

"Zaten önüme bakıyorum Jeon, siz varsınız görüş açımda ne yapayım." Ters ters birbirlerine baktıklarında güldüm onlara. "Sorun yok. Masada beni tanıyan tek kişi sanırım sendin zaten." dediğimde Mingyu rahatsızca yerinde kıpırdanıp dikleşti.

"O ne demek? Ben de seninle bugün tanıştım." Bu dediğine hafifçe güldüm. Anlamadığımı falan mı sanmıştı? O kadar da aptal değildim.

stars in your eyesWhere stories live. Discover now