48. Bölüm

1.2K 133 6
                                    

Karakola gelince taksinin parasını ödeyip indim ve içeri doğru yürüdüm.

Harbi aşırı uykum gelmişti ve esneyip duruyordum .

İçeri girdiğimde Asaf , Umut ve Pars amirle konuşuyordu.

Hızlıca yanlarına gittim .

Asaf: Nasıl şikayetlerini geri çektiler?

Amir: Yalan mı söyleyeceğim size on kere söyledim şikayetlerini geri çektiler.

Pars: Akın ne olacak?

Amir: O bu olayın dışında olduğu için bu akşam burada

Asaf: Onu da çıkarsanız olmuyor mu ?

Amir: Yok daha fazla meşgul etmeyin beni çıkaramam.

Asaf Amir gittikten sonra beni farketti.

Asaf: Balın? Sen konuşmaya gidecektin senin sayende mi çektiler?

Balın: Evet bir anlaşma yaptık

Pars: Neymiş o ?

Balın: O da bende kalsın

Umut: Ne yapmanı istediler ?

Balın: Dedim ya o da bende kalsın

Asaf; Bu işin peşini bırakmam haberin olsun

Balın: Sen bilirsin , Akın çıkamıyor mu ? Yusuf da kaldı içeride

Asaf: Yusuf amiri gıcık ettiği için doğru düzgün davranması amacıyla bizim de iznimizle bu akşam burada

Umut: Akın abim bizim olayın çok dışında bu yüzden yapabileceğimiz bir şey yok

Balın: Akın'a acıdım Yusuf onu rahat bırakmaz

Pars; Akın abimi sinirlendirmemesi gerektiğini biliyor fazla ellemez .

Balın: Kıvanç abi falan nerede ?

Asaf: Onlar çıkacağımızı öğrendiğinde gitti .

Pars: Bir dakika abi mi ?

Balın: Şey evet benden çok büyük bundan sonra böyle sesleneceğim.

Asaf: Kıvanç ile aramda bir yaş var sadece

Balın: Sonuç olarak Altay abi ve o en büyüğünüz

Asaf: Altay ile aramda sadece ay farkı var

Balın: Sonuç olarak büyük

Pars: Neyse eve gidelim bari boynum tutuldu

Balın: Sıcak duş alın geçer

Asaf: İyi gidelim bari Balın da bu haliyle yardım etti zaten dinlensin biraz

Umut: Bu arada sen üstünü neden değiştirdin?

Balın: Görevimde önemli kişiler vardı diyelim

Asaf: Bugün yarın öğrenirim o zaman görürüz önemli kişileri

Elimi he he manasında sallayıp ilerlemeye başladım. Bana yetiştikten sonra Pars koluma girdi

Ne oldu manasında ona bakarken sırıtıp bana baktı.

Pars: Hapishane hayatı beni zorladı yürüyecek yerlerim acıyor bence bana yardım edebilirsin

Balın: İyi edeyim bari çok istedin

Asaf: Allah'ım lütfen kardeşlerime akıl nasip et

Umut: Pars Abiciğim sen nezarethanede bulunduğun süre boyunca abimin omzunda uyumadın mı?

Asaf: Burada mağdur benim

Pars: Beni ilgilendirmiyor

Balın: Evet Pars çok yorulmuş gerçekten aşırı belli oluyor bence Asaf sen onu sırtına al

Pars: Kız doğruları söylüyor işte

Asaf: Bak bu sefer ki ironiyi ben bile anladım

Balın: Kabul ediyorsun yani ironiden anlamadığını

Asaf: Hayır kabul etmiyorum ben gayet mizah sahibi bir insanım

Arabanın önüne gelince Asaf arabayı açıp şoför koltuğuna oturdu.

Pars oturduktan sonra benim omzuma yaslanıp gözünü kapattı.

Asaf aynadan bize bakıp sabır çekip arabayı çalıştırdı.

Asaf: Hapishanede yatan benim gene arabayı ben sürüyorum

Umut: Abi benim ehliyeti aldın

Balın: Ben süreyim istersen

Asaf: İsmini söylemek istemiyorum Pars diye bir kardeşim vardı

Pars: Çoktan nakavt oldu

Balın: Ya hadi sür evde uyursun

Asaf: Ben açım yalnız bir şeyler alalım

Balın: Ben yaparım size çorba falan için yani ,eve sür

Asaf: Sen de yorgunsun

Balın: Sizden fazla değil

Asaf arabayı sürerken ben de yolu izliyordum. Pars gerçekten uyuyordu çünkü arada kafası düşüyordu.

Bu yüzden elimi yüzüne doğru tutup düşmemesini sağlamıştım .

Eve geldiğimizde Asaf sert bir şekilde Pars'ı uyandırıp tepkisine yaklaşık beş dakika güldü.

Yalnız şöyle bir şey vardı ki sadece o gülüyordu.

Pars bana yaslanarak yürümeye başlayınca Asaf gülmeyi bırakıp kapıyı açtı .

İçeri girdikten sonra Pars hızlıca odasına gitti . Asaf bana baktığında gitmesini işaret ettim . O da gittikten sonra gitmeye hazırlanan Umut'a baktım .

Balın: Sen nereye ?

Umut: Yatacağım

Balın: Yok canım daha neler beraber yemek hazırlayacağız

Umut: Niye ben ya ?

Balın; Sadece ikimiz nezarethaneye girmedik çünkü

Umut: Özel muamele yapacaksan döveyim birisini ben de içeri gireyim

Balın: Varya yap öyle bir şey kılımı bile kıpırdatmam

Doğrusunu söylemek gerekirse baya uğraşırdım . Belki de en çok Umut için uğraşırdım.

Umut: Bu arada arabada çantan titreyip duruyordu seni arıyor olabilirler .

Balın: Tamam ben bakayım sen de otur, ben gelince yemek yapmaya başlarız.

Kapının girişinde asılı çantamdan telefonumu alıp dışarı çıktım.

Düşündüğüm gibi babam , annem ve abim üçlüsü ikide bir arıyordu.

Babam en son mesajında tekrar açmazsan geleceğim diye yazdığı için ilk onu aradım.







Üvey Mutluluğum /Abilerim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin