Bölüm 7

54 8 7
                                    

İyi okumalar dilerim...

Eylül'den anlatım...

Telafi;

Bir yürekte açılan yaranın kapanması kolayca olabilir miydi? Tanımadığım ve asla bilmek istemediğim bir düzenin içinde yer alıyordum.

Sözüm ona tatil keyfi olacaktı fakat işler düşündüğüm gibi ilerlemedi. Öğle vaktini geçmişti saat ve hala daha odadan dışarı çıkmadım.

Söylediği gibi yalnızdık ama kırgınlık hissim çok büyüktü. Leyla ile düşüncelerimizin aksine kötü başladı her şey.

Telafi edeceğini ve baştan kendini tanıtacağını söylese de sorduğu soruyu yanıtsız bırakıp odadan çıkmasını istedim.

Çünkü benim akıllı arkadaşım bit hafta beni burada tutmak için sözleşme imzalamış ve cayma bedeli ise bir valiz dolusu para ile eş değer neredeyse.

Midemden gelen ses ile dudaklarım büzüldü. Açlık hissim başıma vurdu ve dehşet bir ağrı hissediyordum. Aklıma gelenle hemen İnternet uygulamasına girip en hızlı şekilde sipariş verebileceğim bir şeyler baktım.

Başlangıç olarak çorba en iyisi gibi duruyordu. Biraz kebaplar baktım ve ağzımın suyu aktı. Hemen sipariş verip sanal karttan ödemesini gerçekleştirdim.

Tabii beklemek benim için en zoru olacaktı. Yelkovan akrebi kovalıyor, midem ise açlık çığlıkları atıyordu. Yarım saat oldukça zor geçmişken telefona gelen bildirim sesi ile hemen ekrana baktım.

Çok şükür sipariş yola çıkmıştı. Takip ekranını açtığımda yakın bir noktada olduğunu gördüm ve hemen odadan çıkarak koşar adım merdivenlerden aşağı indim.
Dış kapının sesi evin içinde yankılandı. O an Uzay ile göz göze geldik.

"Kusura bakma sipariş verdim. Dış kapıyı açar mısın?".

Gözlerini kaçırıp başını yavaşça salladı. Aynı zamanda dış kapıyı açıp yanımda bekledi. Siparişler gelirken neredeyse kuryenin üzerine atlayacak noktaya geldim. Allah'ım açken asla insan olamıyorum.

Teşekkür edip paketleri alıp hızla içeri girdim. Nezaketten oldukça uzaktım fakat açtım aç.
Salona yönelip paketlerden bir tanesini masaya bıraktım.

"Ne seversin bilmiyorum ama kendime ne söylediysem aynısını sana da söyledim".

Uzay yanıma gelip "zahmet ettin kusura bakma" dedi.
Gözlerinin içine bakıp dudaklarımı araladım.

"Bir yer biri bakar, kıyamet ondan kopar. Hadi afiyet olsun".
Terasa çıkıp hemen masaya oturdum. Hava mis gibiydi. Bir yandan da deniz manzarası. Paketi açıp hemen çorbadan içmeye başladım. Rabbim kimseyi açlıkla terbiye etmesin.

Kebap kısmına geldiğimde ise yanidmaki sandalye çekildi. Başımı bir an olsun yerinden kaldırmadan yemeğime devam ettim.

"Benim yüzümden bu kadar saat aç kaldın Eylül. Her şey için özür dilerim. Söz veriyorum sana kendimi olduğum gibi aktaracağım".

Tepki vermeden yemek yemeğe devam ettim. Onun yemediğini görünce sıkkın bir soluk alıp gözlerimi gözlerine kenetlendim.

"Sözler verip duracağına icraat göster. Mesela ilk olarak yemeğini yiyerek başlayabilirsin".

Uzay başını sallayıp benim gibi lavaşı eline alarak etini lavaşın ortasına yerleştirdi. Üzerine bol yeşillik ve soğan ilave ederek kapatacaktı ki "limon da sık. Çok lezzetli oluyor" dedim.

Söylediğimi yapıp limon sıktıktan sonra dürüm şeklinde sarıp ağzını kocaman açarak büyük bir ısırık aldı. Gözlerim ardında kadar açıldı.

SAKINCALI KADERİN AŞKA TUTULMASIWhere stories live. Discover now