Bölüm 8

43 7 11
                                    


İyi okumalar dilerim...

Yazardan anlatım...

Yanılgı;

İnsanoğlunun kendine yaptığı en büyük kötülüğün adıydı ön yargı. Yanıltır, şaşırtır fakat en çokta utandırırdı. Uzay dikkatle izliyordu yanında uzanmış film izleyen genç kadını. Geride bıraktıkları dört günü düşünüyordu.

Başlangıcı kötü olsa da iyi anlamışlardı. Özellikle mutfakt maceraları bol kahkahalar ile geçmiş ve aralarında farklı bir bağın oluşmasına sebep olmuştu.

Uzay derin düşüncelerin içinde boğulurken yanındaki kadının bağırması ile yerinden sıçradı.
Bakışları anında Eylül'ün üzerine kenetlendi.

O an fark etti öfkeli bir halde telefon ile konuştuğunu.

"Senin bir beynin olduğundan da şüphe ediyorum artık. Oğlum sen benim sevgilim değilsin. Sen benim bir şeyim değilsin neden anlamıyorsun Uğur?".

Genç kadın kısa bir süre karşı tarafı dinledi ve tahammül edemeyerek bağırmaya başladı.

"Küfür etmemek için uğraşıyorum ama sen öyle çok kışkırtıyorsun ki beni, deliriyorum. Ulan yavşak sana son kez söylüyorum bırak seninle evlenmeyi aynı tuvalete bile girmem. Bir kez daha beni ya da ailemi bu konuda baskılamaya çalışırsan o ibne babanla koyarım götünüze. Yetti be, siktir git başımdan".

Uzay dudaklari yukarı kıvrılmış bir şekilde izliyordu genç kadını. Eylül ise öfkesi başına vurmuş ve gözleri dolu doluydu. Telefonu kapatmış olması hırsını aldığı anlamına gelmiyordu. Hızla annesini aradı.
İlk çalışta telefonu açtı İpek Hanım.

"Kızım nerelerdesin sen?".

Eylül yüzüne akan yaşı öfke ile silip oturduğu yerden kalktı.

"Beni iyi dinle anne. Eğer bir kez daha bu evlilik saçmalığı ile taciz edilirsem kan dökerim. O kendine çok güvenen yavşak var ya, işte onu gözlerinizin önünde gebertirim. Bu hayat benim hayatım ve siz kiki koynuma alacağıma karar veremezsiniz".

İpek Hanım sinirle bağırdı.

"Edepsiz, ne biçim konuşuyorsun benimle! Annen olduğumu unuttun sanırım ama hemen hatırlatayım. Seni ben doğurdum ve senin o benim dediğin tüm hayatı sana sunan da biziz. Şimdi aç kulağını ve beni iyi dinle. Hangi cehennemde isen bir an önce gel. Aileler bir araya geldi. Sesini çıkartmayacak ve bu evliliği kabul edeceksin. Sana onca sene servet akıttık karşılığı bu mu?".

Eylül nefretle soluk aldı.

"Lanet olsun sizin servetinize. Ben geldiğimde hepinize dünyanın kaç bucak olacağını göstereceğim".

Telefon kapatan genç kadın nerede ve kiminle olduğunu unutmuştu.
Uzay da yerinden kalkıp genç kadının önüne geçerek kollarından tuttu.

"Sakin ol prenses, hadi otur ve anlat bakalım kimmiş bu yavşak Uğur?".
Genç kadın sinirden titriyordu.

Uzay'ın yardımı ile ikili koltuğa oturdu Eylül. Genç adam ise ellerinden tutarak yanındaki yerini aldı. Öfke, kin ve hayal kırıklığı vardı genç kadının gözlerinde. Hazmedemiyordu annesinin söylediklerini.

Dudaklarını aralayıp konuşacaktı fakat boğazı kurumuş sesi kaybolmuştu. Uzay yerde duran içi su dolu bardağı alıp genç kadınım dudaklarına yasladı.

"Hadi birkaç yudum için kendine gel".

Eylül dediği gibi birkaç yudum su içip gözlerini kapattı. Hala daha annesinin söylediği o cümleye takılmıştı.

SAKINCALI KADERİN AŞKA TUTULMASIWhere stories live. Discover now